Es-Selam Değerli Dostlar..
Yaklaşık 2 ay önce arkadaşlarla bir proje düşündük;
Kadim Şehir Kudüs’ü ziyaret…
Ve proje kapsamında gerekli yazışmalar neticesinde 7 si öğretmen, 12 si öğrenci ve 9 u esnaf olmak üzere toplam 28 kişi ile yola koyulduk.
Allahın lütfu sayesinde Yaklaşık 6 gün Kudüs’te kaldıktan sonra şükürler olsun ki dün itibari ile
Her şey eninde sonunda sessizdir
Bir günün kırılganlığından
Kalan ve tekrar tekrar kırılan
Müteellim bir insan sesinin başlattığı
Ağlamanın kırı
Sessizdir
Dalda
Yalnız ve dağılmış bir elma
Yalnız ve yapraklar örtmüyor onu
Gelen akşama
Geçen akşamın içlenmeleri dadanmış
Bu kahır sessizdir
İçinin çıngarlarından yonttuğun
Asi bir atbaşı gibi rüyalarının ucunda
Umudun
Sessizdir
Filistinde akşamüstleri
Sessizlik bir file somun gibi
İlhami Çiçek
Bizim memlekette eşşek çooook. Hem de yükleriyle ...
"Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez." (Cuma suresi 5. Ayet)
Bu ayet ile baslamam belki garip gelecektir.
.
Hz. İbrahim (aleyhi selam);
abartılan , hak etmediği şekilde ilgi gösterilen ve duyguların boş yere israf edilmesine neden olan HERŞEYE, karşı çıkan peygamberlerden biriydi.
Baltası vardı.
Kimse haklı olup olmamayı önemsemiyor, güçlü olmayı önemsiyor herkes. İlerlemeden bahsediyorlar, kimse insan kalmaktan, çocukken sahip olduğumuz o saflığı muhafaza etmeye çalışmaktan bahsetmiyor.
İLİM TALEBELERİNE ALTIN DEĞERİNDE BİR TAVSİYE
Sabah namazından sonra uzun süreli kitap okumaya niyetlenen bir ilim talebesi devamlı olarak şu iki durumla karşılaşır; uykusuzluk ve açlık…
Her iki durum da; uzun süreli kitap okumayı sağlıklı bir şekilde devam ettirmeyi engelleyici etkenlerdir.
Şöyle ki; hem açlık hem de uykusuzluk, okunan meselelere hakkıyla yoğunlaşmaya ve odaklanmaya bariz bir şekilde engel teşkil eder. Bu da, ilim talebini hakkıyla sürdürmeye mani olur.
Bu iki olumsuz durumu bastırmak veya en azından asgariye indirmek için önceki yıllarda tecrübe edindiğim tavsiyem şudur:
Sabah namazından sonra öğle namazı vaktine kadar kahvaltı yapmayın. Aksi takdirde, kahvaltıdan sonra kitap başına geçmek beraberinde uykuyu getirecektir. Namazdan sonra tepeleme en az iki çay kaşığı ölçek ile yapılmış bir fincan kahve için "Mehmet Efendi favorimdir :)". Bu, uykunuzun kaçmasını sağlayacaktır…
Açlığınızı bastırmaya gelince; kahvenin yanında veya sonrasında en az sekiz/on adet hurma yiyin (Mebrum cinsi dediğimiz hurmayı tavsiye ederim. Türkiye’de Medine Hurması olarak bilinir). Bu da, ciddi bir şekilde açlığınızı bastıracak ve sizi dinç ve zihinde tutacaktır. Böylece öğle vaktine kadar çok fazla yeme ihtiyacı hissetmeyecek ve öğle vaktine kadar aralıksız ilim taleb etme vaktine sahip olacaksınız. Daha sonra, öğle namazından hemen önce öğle yemeği, sonrasında da en fazla bir-bir buçuk saat kaylûle/hafif öğle uykusu... Uykudan sonra da tekrar Allah'ın dilediği vakte kadar okumaya devam...
Söz konusu tavsiye kişilerin imkânı nispetinde görecelidir…
ebu zerka rh
İbrahim Paşalı…
Kayseri Kitap Fuarını gezerken kitap kapağı ve ismi dikkatimi çekti ve bir aralar ismini duymuştum,aldım ve iyi ki tanıdım diyorum…
Hayatını doludizgin yaşayan bir delikanlı ya da standartların üzerinde yaşayan bir "düşünür”imajı verdi bana.
Satır aralarında Hiç ummadığınız yerlerde birden bire çıkıveriyor karşımıza.
İlk