Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
132 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Oğluma öğretmeni okusun, anlatsın diye vermiş. Benim de önsözünü ve kitabın arka kapağındaki tanıtım yazılarını okuyunca merakım iyice arttı ve başladım ben de okumaya. 2 saat içinde bitirdim. Öğretmenimize beni ve oğlumu bu kitapla tanıştırdığı için teşekkür ederim. Kitabın sunusundan: Kongreler, toplantılar ve bildirilerle, kupkuru bir tarih dersi olarak anlatılır Kurtuluş Savaşı'mız derslerde. Oysa, bir ulusun tümüyle katıldığı gerçek bir serüvendir bu savaş. O çağda yaşamış olan, genci yaşlısı, kadını erkeği ve çoğuyla tüm Anadu halkının yarattığı bir destandır. Hiçbir ülkede bir benzeri yaşanmamıştır bu destanın. Bu sayfada yazılanlar yeterliydi kitabı okumam için. Daha sonra önsözde yazılanlar cezbetti beni: Genç okuyucular, tarihteki gerçekleri öğrensinler ama bunu kuru bir tarih belgesi olarak değil, bir serüven havası içinde, kendileri de o serüvene katılarak okusunlar diye yazdığım metinlerden biridir. Hayali bir kahraman gözüyle de olsa, insanlık tarihinin en görkemli kurtuluş savaşının gerçek öyküsüdür. 4. 5. 6. Sınıf öğrencilerinin severek okuyacağı akıcı ve bilgendirici bir kitaptır. Ben de öğrencilerime ve velilerime okuması için tavsiyede bulunacağım. Hem kitabı tartışarak bilgileri özümseyecekler hem de birlikte verimli bir zaman geçirecekler. Yüreğine, emeğine, kalemine sağlık Bilgin Adalı.
Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'nda
Barış Çocuk - Atatürk'le Kurtuluş Savaşı'ndaBilgin Adalı · Yapı Kredi Yayınları · 2017129 okunma
Öyleyse, nerede dünün lezzeti? Artık o lezzet gitti ve geride sadece pişmanlık bıraktı.
Sayfa 19 - BEYANKitabı okudu
Reklam
Hepimizin görüş birliğine vardığı biricik şey, hepimizin görüş birliğinde olmadığımızdır.
Savcı, namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk. “Kırk liram ve saatim var, oğluma verirsiniz” dedi. Bu sırada “Fındık Hafız” asılıyordu. Asılırken iki kez ip koptu. Ben, “Fındık Hafız” asılırken “Seyit Rıza” görmesin diye pencerenin önünde durdum.
YETİŞKİN OĞLUMA
"Sürekli meşguldüm o kadar sene Seninle doyasıya oynayamadım. Sen beni çağırdın gel oyna diye, Ben bir türlü zaman ayırmadım. Giydirdim, doyurdum, seni kolladım, Sadece bunlar yeterli sandım, Bana oyuncağını getirdiğinde,
Yaşamdaki biricik görevimiz nedir, biliyor musun? Ahmak olmamak.
Sayfa 71 - İletişimKitabı okudu
Reklam
"Ben insanım, insanca olan hiçbir şey bana yabancı olamaz," demişti antik bir latin ozanı.
Sayfa 94 - İletişimKitabı okudu
Ben kendimi oğluma bırakmıştım. Çağlayarak akan bir nehirdi o, beni nereye götürürse giderdim. Çok küçük şeyler istedim ondan, hepsi yine onun içindi. Kendini üşütmesin, fazla yorulmasın gibi... Gittiği yerlere, yürüdüğü yollara hiç karışmadım. O doğruyu bulurdu, emindim bundan...
Ey oğul, kendine dikkat et. Gevşek davrandiğın her gün icin pişmanlık duy. Kemale erenlere yetişmek için gayret- len. Hâlâ bol vakit var. Tuttuğun dal henüz yaşken onu doğrut. Kaybolup giden saatlerini hatırla. Onlar sana sihat olarak yeter. Tembelliğin lezzeti onunla beraber giti. Erdemlerin derecelerini kaçırdın. Hâlbuki selef, her bir er- demi kendinde bir araya getimeyi seviyor, içlerinden bir tanesini kaybetikleri için ağhyordu.
İleride devletin başına geçecek olan Şehzade Mehmed (Fatih Sultan Mehmed), Manisa'da talebeyken, hocası Molla Gürânî mahsus ona sert davranıyor. Allah Allah, öyle icap eder yahu. Bunda bir şey yok. Kaşını çatıyor, herkese iltifat ediyor da Şehzade Mehmed'i yok sayıyor. II. Murad'ın oğlu Şehzade Mehmed yok sayılmaya tahammül eder mi? Çok da zeki, her şeyi kavrıyor. Molla Gürâni'yi babasına, Osmanlı padişahı II. Murad'a şikâyet ediyor. "Senin oğlun olduğumu da unuttu sanki. Bizi adam yerine koymuyor. Kim bu? Gel de durumu düzelt," gibilerinden konuşuyor. II. Murad ile Molla Gürâni görüşüyor. Veli toplantısı diyelim... Toplantıdan sonra Şehzade Mehmed'e bir ders vermek için bir senaryo, bir mizansen hazırlıyorlar. Koca padişah, devlet başkanı II. Murad dersi basıyor. "Sen benim oğluma nasıl kötü davranırsın?" filan diyecek oluyor ki Molla Gürânî masanın altına gizlediği sopayı kapıp II. Murad'ı kovalamaya başlıyor. Bahçeye çıkıyorlar, önde sultan arkada hoca, iki üç tur koşuyorlar. II. Murad akşamleyin şöyle diyor: "Oğlum, görüyorsun hocan çok sert, neredeyse beni bile dövecek. Gözünü seveyim dersine çalış da ben de kurtulayım."
Reklam
28 yıl sonra şimdi, bir internet sitesinde eski bir siyah beyaz konser kaydında "El Amor" diyor Julio Iglesias... 28 yıl sonra şimdi, sesini biraz kısmamı söylemek için gelen 23 yaşındaki oğluma gözyaşlarıyla eski bir şarkı dinlerken yakalanıyor ve şaşkın bakışlarına aldırmıyorum. Yıllar sonra yine kadifemsi o sesin beni götürdüğü yerlerdeyim. Yaşamıma hep egemen olan korku artık yok! Ama artık gençlik, Selim, Selim gibi düşünenler, Selim kadar inananlar, Selim gibi yaşama gülümseyerek bakabilenler ve inanmak, inanmaktaki kutsal anlamlar da yok! Şimdi yüreğimde hep geç kalmanın hüznü, ertelemelerin sonrasında hissedilen çaresizlik var.
-"Güneşi, güneşi uyandırmayı dilinden düşürmeyen oğluma ne oldu? ...." "Çok zor olacak. Galiba güneşim buz kesti."
Sayfa 119 - Maurice & ZezeKitabı okudu
Kolundaki eski saate dalmıştı bakışlarım. Zamanımın giderek tükendiğini düşündüğümü, artık vedalaşma zamanının geldiğini içimden geçirdiğimi hissetmiş gibi saati kolundan çıkarıp bana uzattı. “Büyükbabamın saatiydi...” dedi. “Geçmişimin tek mirası. Oğluma verecektim büyüdüğünde. Beni anlamaya başladığında. Ama sana vermek isterim profesör. Üç gündür oğlumun varlığını hissettiriyorsun bana. Aileme karşı düşüncelerimi yumuşattın ve içime bir umut doğdu sayende.”
Sayfa 136Kitabı okudu
Oğlumu koklayarak severim.O da benden öğrenmiş belli ki taklit ediyor.Geçenlerde yan yana otururken uzanıp kokladı beni. "Baba, Avanos kokuyorsun!"dedi..." Nası yani?" deyip bir süre durumu kavramaya çalışırken,tekrar uzanıp sarıldı boynuma, "Ama yüzün İstanbul kokuyor,tamam mi!.." Terli ve yorgun bir günün ardından belli ki gövdem Avanos'u,boynuma sıktığım parfüm de İstanbul'u hatırlatmıştı oğluma. "Kokular,resimler,sesler,duyduklarımız,bizim yeniden hatırlamamızı sağlar ve tüm bunlar sadece bellek değil insanı insan yapan degerlerin de toplamıdır. "
Seçmek söz konusu olduğuna göre, yüzünü duvara döndürecek seçimler değil, ardından sana çok sayıda başka olası seçeneklerin yolunu açacak seçimleri yapmaya çalış her zaman.
Sayfa 131Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.