Merhaba değerli kitapseverler! Ben Prof.Dr. Umut Orhan. Yapay Zeka üzerine çalışıyorum. Oğluma geleceği resmederken kullandığım bazı öngörüler ve biraz hayal gücüyle distopik bilim-kurgu tarzında bir roman yazdım. Burada yapay zeka, astronomi, felsefe ve eğitim eleştirileri yanında heyecanlı ve akıcı bir hikaye mevcut. Kitabım
Yapay Dünya Kolonisi tüm İnternet mağazalarında satışta. Okuyup yorumlarınızı paylaşırsanız çok mutlu olurum. Şimdiden keyifli okumalar.
Oturduğum masadan sıkılan gözlerle etrafı izliyorum. Klasik bir salon düğünü işte. Etrafa kısık gözlerle bakıp, bekar oğullarına kız arayan anneler, etrafta koşuşturan çocuklar, uzun süredir görüşmüyoruzlar, niye hiç aramıyorsunlar, sen niye aramıyorsunlar. Ben aramasam sormasam arayacağın soracağın yoklar, çok güzel olmuşsunlar, kıyafetin
İlkokul 2. Sınıf..
Okulların açıldığı ilk gün..
Elimde siyah bir poşette kıyafetlerim, üzerimde mavi önlüğüm, yanımda babam..
Yeni okuluma gidiyoruz birlikte..
Henüz hiçbir şeyin farkında değilim.
Okula geldiğimizde yavaş yavaş sıra olmaya başlamışlar benim gibi bi sürü mavi önlüklü..
Babamı o kalabalıkta son kez görüyorum, hemen beni sıraya
Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası vardır hani. Oğluyla yolda giderken önce oğlunu bindirir eşeğe, kendi yürürken. Etraftakilerin ayıplamasıyla kendi biner, oğlu yürür devamında. Bencil diye söylenenleri duyar da devamında, oğluyla beraber binerler eşeğe. Bu sefer de merhametsiz olmuştur hoca diğerlerinin nazarında. En son çare ikisi de yürürler
İnsan.. İnsanız tabii hepimizin bir sınavı var bu dünyada. Birimiz sağlıkla, birimiz yoksullukla, diğerimiz güzellik.. çirkinlik.. anayla..evlatla..parayla sınanıyoruz. Anne olduğum için sanırım bilemedim ama evlat ile sınanmak en zor olanı olsa gerek.( Rabbım kimseye yaşatmasın. )
Çok çok özel çocuklara sahip annelere ayrı bir
Sanırım ifşa sırası bana geldi. Bu iki insanı buradan herkese ifşa etmem gerek artık. Herkes bilmeli, tanımalı. Bu devirde nasıl olur??? görmeli herkes…
Müsadenizle;
Birkaç gün önce, sevgili Mete Özgür’ ün incelemesini (#26941855) okurken aklıma geldi. Hatıralarımı yokladım, bu güzel iki insanı herkese ifşa etmem
> İncelememi kaleme aldığım bu günün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ve güzel bir tesadüf olmasının vermiş olduğu keyifle başladım incelememe. Evet, gene geldik bir kitabımızın sonuna ve biz gerçek okurlar için sondan sonra olan en güzel kısmına. Güzel kısmına diyorum çünkü her okur okuduğu kitaba dair düşünce ve görüşlerini katarak iyi bir
" Adım Züleyha. Boluluyum, fakir bir ailenin kızı olarak zor şartlarda okudum öğretmen oldum. İlk tayinim Malatya Pütürge'ye çıktı. Üç yıl dağ köyünde görev yaptım. Beni hayatımda görmediğim ve göremeyeceğim ilgi, alaka ve şefkatle bağırlarına bastılar. Okulun küçük bir tek odalı lojmanına yerleştim ama bir gün bile orada yatmadım. Köyün
Ben küçük bir kasabada büyüdüm. Küçüktü belki evet ama otuz yıl geçse de komşuluklar ile kurulan bağların hiç kopmadığı komşuannelerin bol olduğu hiiiç unutulmadığı sımsıcak bir kasabaydı. Yok hayır, kitabın büyüdüğüm kasaba ile hiç alâkası yok. Ama komşuannem ile var.
Bunları yazarken bile hâlâ ağlıyorum ki kitabı okurken asla engel
Kadın hamile.Bebek erkekmiş.Herkes mutlu.
Bebek doğdu,pipisi amcalara gösterildi.Amcalarda bayram sevinci.
Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü.
Bebek terledi,çırılçıplak soydular.Öyle gezdi evde.
Pipisi vardı ve bu hakka sahipti.
Bebek büyüdü sünnet olacak.Davullar,zurnalar,hediyeler...
Çocuk düşündü ''Sanırım bu çok önemli bir
Şimdi yaklaşık 800 sayfalık böyle bir ansiklopedik esere nasıl bir inceleme yazılır kara kara düşünüyorum, cümlelerim birbirine girecek :))
Öncelikle yazara oğluma da bırakabileceğim böyle eşsiz bir eser yazdığı için teşekkür etmezsem olmaz, hiç haberi olmayacak ama:)))
Cumhuriyet tarihi ve Atatürkle ilgili bir kitap okuduğumda her zaman