Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fakat Amerikalı öğrencilere Marksizmi anlatırken yaşanan en büyük güçlük, şüphesiz burjuva ideolojisidir; en radikal öğrenci bile sistematik ön yargılara ve kör noktalara sahiptir. Bu ideoloji, hem öğrencilerin kendi sınıfsal arka planlarını (hangi sınıf olursa olsun); hem de gençler ve öğrenciler olarak kapitalizm içindeki konumlarını yansıtır. Burjuva düşünceler ve düşünme biçimlerine dair her şey Marx'ın mesajının alınmasına mani olur.
Sayfa 109
Farkımız
Yaklaşık on yıl önce bir fuar programı için İngiltere’ye gitmiştik. Bu ziyaret sırasında, İngiltere’nin en başarılı birkaç okulunu görmek istedik. İngiliz bir eğitimci bize Eton College ve The Abbey School’u ziyaret etmemizi tavsiye etti. İlk önce Eton College’a gittik. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan okulda sadece erkek öğrenciler
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabımız daha ziyade zihnen çalışanlara hitap ettiği için  "düşman” diye ifade ettiğimiz tembelliğin farklı türlerini incelememiz gerekir. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları yazılmıştır. Gerçek şu ki kararlı bir iradenin karşısında ancak devamlı bir güç durabilir. Tutkularımız ise doğası
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Ediz Yayınevi · 201829,1bin okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
Her kitabında insana ve insana dair her şeyle yakından ilgili olan Ali Şeriati bu eserinde evlerimizin içine kadar ne kadar toplumun parçası olduğunuzu bize aşama aşama anlatır. Her düşüncesine katılmasamda haklı olduğu çok konu var. En çok bilinen tiradı ile “Sizi rahatsız etmeye geldim.” Eserin içeriği ve içeriğindeki konulara değinme
Anne Baba Biz Suçluyuz
Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20131,289 okunma
Öğretmenler! Atatürk size güvenmedi mi? Neredesiniz? Hangi kuvvet, hangi ücret sizi bir Türk çocuğuna ders verirken, yabancı dil dersi dışında, İngilizce konuşmaya zorlayabilir, teşvik edebilir? Derslerinizi Türkçe veriniz ki çocuklar konuyu iyi öğrensin. Onların kafasına her gün vurur gibi aşağılık duygusu, ulusal kimliksizlik aşılamayı kabul etmeyiniz. Öğrenciler, gençler! Atatürk'ün gençliğe hitabesi işte bu günler için yazılmıştı. Siz sömürge evlatları olmayacaksınız. Atatürk'ün ümidini boşa çıkartmayacaksınız. Yabancı dilleri de, ama önce kendi dilinizi, edebiyatınızı, tarihinizi iyi öğreneceksiniz.
Sayfa 176Kitabı okudu
Büyükanne ve büyükbabalar, öğrenciler, bitkin görünen genç evliler ve sırt çantalarını peşi sıra sürükleyen küçük çocuklar, alışveriş poşetleri ve Starbucks bardakları, bavul tekerleklerinin tıkırtıları, Greenpeace için imza toplayan gençler ve arka planda insani şeylerin uğultusu.
PEGASUS YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Komünistler Moskova'ya!" G.Ü.T.
1950 doğumlu, çok şükür hayatta ve sağlıklı olan babamın, nadiren yaptığımız siyasî konuşmalarda anlattığı olaylarla, beni hem bilgilendirmek hem de uyarmak istediğini anlıyordum. 1960 darbesini görmüş ancak çocuk olduğu için o zamanki derdi; daha çok misket ütmek, maçta daha çok gol atmak ve kavgalarda dayak yemeden daha çok çocuk dövmek gibi
12 Eylül Saat: 04.00
12 Eylül Saat: 04.00Mehmet Ali Birand · Karacan Yayınları · 1984102 okunma
PİSLİK NEDİR?
Sosyal medyada okuduğum çok haklı bir yazıyı sizinle paylaşmak isedim: "felsfe hocsı derse başladığı an şu soruyu sorar 'arkadaşlar pislik nedir?' bu soru üzerine öğrenciler söz alıp farklı farklı şeyler anlatmışlar... Ama hoca hiç birinin açıklamasını beğenmemiş. Bunun üzerine bir öğrenci 'o zaman siz söyleyin hocam PİSLİK NEDİR?' hocada anlatmaya başlamış: 'Gençler ben size pisliği iki örnek üzerinde anlatacağım; Birinci örneğim mesela siz annenizin saçlarını okşar, öper, seversiniz ama bir yemeğin içinde görürseniz o yemeği yemez iğrenirsiniz Ya da anneniz size çok güzel sulu bir yemek yapmıştır siz ona ekmeğinizi banıp afiyetle yersiniz ama elbisenizin üstüne dökülse hemen o lekeden kurtulmak istersiniz Yani arkadaşlar pislik olmaması gereken yerde olan kişi yada nesneye denir"
Polis barikatı, aşılması gereken bir engel değil bir amaçtı. Polis, rejimi temsil ediyor, onu koruyordu. O aşağılık, sahtekâr ve bütün gençlerin nefret ettiği kokuşmuş düzenin simgesiydi. Ve gençler içlerindeki dürüstlük ve başkaldırı duygusuyla her dönemde bu düzene isyan ediyorlardı. 70'li, 80'li yıllarda aynı üniversitenin önünde yine polis barikatı aşılmak isteniyor ve yine coplar inip kalkıyordu. Ama o zaman öğrenciler sol sloganlar haykırıyorlardı: "Tek yol devrim! Kahrolsun oligarşi!" Düzene başkaldırmalarının yolu soldan geçiyordu. 9O'lı yıllarda üniversitenin önü yine polis barikatlarıyla ve öğrencilerle doluydu, yine coplar çalışıyor, panzerler su sıkıyordu. Öğrenciler, "Kurdare Azadi!" ve "Bıji serok Apo!" diye bağırıyorlardı. Boyunlarında kırmızı-yeşil-sarı fularlar ve ellerinde PKK' nın başı Abdullah Öcalan'ın Stalin bıyıklı posterleri vardı. 2000'li yıllarda ise aynı meydana başörtülü kızlar dolmuş ve polislerle çığlık çığlığa çatışmaya başlamışlardı. Panzerler üstlerine su sıkıyordu. Kısacası polis kıtaları ve öğrenciler her dönemde aynı oyunu sürdürüyorlardı, sadece sloganlar ve kılıklar değişiyordu. Değişmeyen şey ise bu kokuşmuş düzenden nefret eden gençlerin içlerindeki isyanı bir biçimde dışa vurma ve başkaldırı ihtiyacıydı.
240 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
"Devrimci önder"in formasyon eğitimi
Okuması sabır ve adanmışlık istiyor. İnsanların methettiğine bakmayın öyle sular seller gibi akıp giden bir kitap değil. Hayli kompleks cümleler ve teknik bir dil kullanıyor. Yarısını bile anladığımı söylemem. 1970 civarında yazılmış. Yani kapitalizm/emperyalizm ile sosyalizm/komünizm ekseninden bir soğuk savaş mücadelesi yürüyor. Bu ortam
Ezilenlerin Pedagojisi
Ezilenlerin PedagojisiPaulo Freire · Ayrıntı Yayınları · 20181,204 okunma
512 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.