Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aşk. Ne öğrendim aşk hakkında? Aşk hakkında öğrendiğim, aşkın var olduğudur. Ya da belki, daha yalın anlatımla aşk hakkında öğrendiğim ve öğrenmeyi sürdürdüğüm, filmlerimde, bütün filmlerimde anlattığımdır. Yani, sevdiğimiz insanları asla unutmadığımız, onların daima bizimle kaldıklarıdır; bizi onlara artık var olmasalar bile çözülmez biçimde bağlayan bir şeyler olduğudur. İmkânsız aşklar, yarım kalmış aşklar, var olabilecekken olmamış aşklar olduğunu öğrendim. Yara izi bıraksa da dağlayıcı bir damganın daha iyi olduğunu öğrendim; kışı andıran bir yürektense bir yangın yeğdir. Annem bu konuda haklıymış, aynı anda iki insanı sevmek mümkünmüş, bunu öğrendim. Olur kimi zaman: direnmek, yadsımak ya da mücadele etmek yararsızdır.
"Aşk. Ne öğrendim aşk hakkında? Aşk hakkında öğrendiğim, aşkın var olduğudur. Ya da belki, daha yalın anlatımla aşk hakkında öğrendiğim ve öğrenmeyi sürdürdüğüm, filmlerimde, bütün filmlerimde anlattığımdır. Yani, sevdiğimiz insanları asla unutmadığımız, onların daima bizimle kaldıklarıdır; bizi onlara artık var olmasalar bile çözülmez biçimde bağlayan bir şeyler olduğudur. İmkânsız aşklar, yarım kalmış aşklar, var olabilecekken olmamış aşklar olduğunu öğrendim. Yara izi bıraksa da dağlayıcı bir damganın daha iyi olduğunu öğrendim; kışı andıran bir yürektense bir yangın yeğdir. Annem bu konuda haklıymış, aynı anda iki insanı sevmek mümkünmüş, bunu öğrendim. Olur kimi zaman: direnmek, yadsımak ya da mücadele etmek yararsızdır. Aşkın yalnızca cinsellik olmadığını öğrendim: o çok, çok daha fazlası. Aşkın ne okuma ne yazma bildiğini öğrendim. Duygular söz konusu olunca gizemli yasalarca yönetildiğimizi, belki kader belki serap; ama kesinlikle akıl ermez, açıklanamaz bir şeylerin var olduğunu öğrendim. Çünkü temelde aşık olmayı açıklayacak bir neden asla yoktur. Sadece olur. Bu gizemin içine girmek gibidir: sınırı aşmak, eşiği atlamak gerekir. Ve orada, bu gizemde mümkün olduğunca uzun süre kalmayı denemektir."
Reklam
Aşk. Ne öğrendim aşk hakkında? Aşk hakkında öğrendiğim, aşkın var olduğudur. Ya da belki, daha yalın anlatımla aşk hakkında Öğrendiğim ve öğrenmeyi sürdürdüğüm, filmlerimde, bütün filmlerimde anİattığımdır. Yani, sevdiğimiz insanları ada unutmadığımız,’ onların daima bizimle kaldıklarıdır; bizi onlara artık var olmasalar bile çözülmez biçimde bağlayan bir şeyler olduğudur. İmkânsız aşklar, yarım kalmış aşklar, var olabilecekken olmamış aşldar olduğunu öğrendim. Yara izi bıraksa da dağlayın bir damganın daha iyi olduğunu öğrendim; kışı andıran jbir yürektense bir yangın yeğdir. Annem bu konuda haklıymış, aynı anda iki inşam sevmek mümkünmüş, bunu öğrendim. Olur kimi zaman: direnmek, yadsımak ya da mücadele etmek yararsızdır. Aşkın yalnızca cinsellik olmadığım öğrendim: o çok, çok daha fazlası. Aşkın ne okuma ne yazma bildiğini öğrendim. Duygular söz konusu olunca gizemli yasalarca yönetildiğimizi, belki kader belki serap; ama kesinlikle akıl ermez, açıklanamaz bir şeylerin var olduğunu öğrendim. Çünkü temelde âşık olmayı açıklayacak bir neden asla yoktur. Sadece olur. Bu bir gizemin içine girmek gibidir: sının aşmak, eşiği atlamak gerekir. Ve orada, bu gizemde mümkün olduğunca uzun süre kalmayı denemektir.
Kendilerine kusursuz olmanın yöntemlerini, sistemlerini ve gizli yollarını anlatmamı isteyen senden başka pek çok kişi var, ve onlara söyleyebileceğim tek şey, bu sırrın sadece yürekten bir Tanrı sevgisi olduğu, bu sevgiye ulaşmanın tek yolunun da sevmek olduğudur. Konuşmayı konuşarak öğrenirsin, öğrenmeyi öğrenerek, koşmayı koşarak, çalışmayı çalışarak; ve aynı şekilde Tanrı'yı ve insanı sevmeyi, severek. Herhangi başka bir yoldan öğrenmeyi düşünenler kendilerini kandırırlar. Jean Pierre Camus
Sayfa 129 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitabı okumaya geç kaldığımı düşünüyorum ve hâlâ okumadıysanız hemen okumanızı tavsiye ediyorum. Öncelikle kitap mükemmel bir dille yazılmış, hiç sıkmadan okumanızı sağlayan kelimeler seçilmiş, araya sıkıştırılan illüstrasyonlar kitap üzerine daha çok düşünmenizi sağlamış. Evet bu kitap Küçük Adam'a bir eleştiri, aşağılama, kendine gelmesini sağlama amacıyla yazılmış. Yani Küçük Adam'ın Büyük Adam olması için yazılmış. Peki kimdir bu Küçük Adamlar? * Hakikati aramayı ve öğrenmeyi bankadaki para hesaplarından daha az önemseyenler * Gösterilen doğruyu inatla görmeyen, gerçeklere kulaklarını tıkayanlar * Bir amaç için her türlü alçaklığı, aşağılığı yapanlar ama yine de Büyük Adam'ın boyunduruğunda kalanlar * Kitap okumanın boks maçından, iyileştirmenin öldürmekten, özgüvenin ulusal bilinçten daha önemli olduğunu yadsıyanlar * Savaşlar, açlık, susuzluk yüzünden binlerce insan ölürken hâlâ ineklerin kutsallığını tartışanlar * Çocuklarını sevmek yerine hırpalayan, yok sayanlar; çocuk gelinleri alkışlayanlar * Karısına sarılıp güveni hissettirmek yerine yumruklarının sıcaklığını hissettirenler * Hayattan bol kepçe almayı bilen, eşine çocuğuna sevgi kırıntısı bile veremeyenler... Kendinizi bulabildiniz mi bu maddelerin içinde? Ya annenizi, babanızı, öğretmeninizi, patronunuzu, otobüs şoförünü, mahalledeki bakkalı? Evet! Hepimiz Küçük Adam'larız. Ve görünen o ki asırlarca da •küçük• kalacağız.
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213bin okunma
Öğretmek kalbe dokunmaktır..
“Öğretmen deyince aklımıza ilk gelen, neden sınıf öğretmenleridir?” Öğretmen olsun olmasın, çoğumuz –hatta hepimiz– sınıf öğretmenlerimizi ayrı bir yere koyarız. Sınıf öğretmenlerinin diğer öğretmenlerden farkı nedir ki onların yeri gözümüzde, gönlümüzde diğer öğretmenlerimizden çok daha farklı bir üstünlüğe sahiptir? Hele de beş yılı bir
Reklam
Sözel-dil zekanız kuvvetli mi?
İyi yazmak, iyi konuşmak, iyi bir hafızaya ve yaşına göre iyi bir kelime haznesine sahip olmak, kitap okumayı başkalarına göre daha çok sevmek, öğrenilen yeni kelimeleri anlamlarına uygun olarak hemen kullanmak/kullanmaya istekli olmak ve dinleyerek öğrenmeyi sevmek... bu gibi tutum ve beceriler; “Sözel-dil zekası” kuvvetli olan kişilerde bulunur. 1K, çoğunluğu bu zeka türüne sahip üyelerden oluşuyor sanırım ama benim hafızam oldukça zayıftır, kelime haznem; TDK’ca “eskimiştir” yazan hiçbir kelimeyi içerisine kolay kolay almaz, bu sözcükleri gereğinden fazla kullananları itici bulurum, içinde çokça bu tür sözcükler geçen kitapları da sözlükle okurum😆 Beni böyle sevin☺️
Öğrenmeyi sevmek
Üzerinde bulunan evrende dönem olayların farkındalığı, yalnızlığa itiyor bizi fakat büyükte bir dünyayla tanıştırıyor. Ve dünyadan olmayan hiç kimse cazip gelmemeye başlıyor. Fakat mutluluk hep baki çünkü dahasını öğreniyorsun, öğrenmeyi sevmeye başlıyorsun.
155 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabı okurken çok keyif aldım, daha önceden Sokrates in savunması, platon un devlet, Marcus Aurelius un düşünceler, Niccolo Machiavelli nin prens kitabını okumuştum, o yüzden sık sık aklıma şu fikirler geldi, 2000 yıl önce doğu ile batı arasında bir kültür iletişimi olmuş olabilir mi? Yaklaşık tarihlerde aynı fikirlerin tartışılması ve bunun eğitimine başlanması beni çok şaşırttı. Batıda Sokrates ve öğrencileri doğuda konfiçyüs ve öğrencileri. Anlatılanlar o kadar değerli ki inanamazsınız. İyilik, güzellik, doğruluk, adaletli olmak, vicdanlı olmak. Bilgili olmak, öğrenmeyi sevmek, ölçülü olmak gibi erdemler üzerine kısa özlü sözler ve bir devlet adamının nasıl olması gerektiği yönünde ince tespitleri var. Çağımızın erdemlerden uzak yoz dünyasında Mutlaka okunması gereken harika bir kitap.
Konuşmalar
KonuşmalarKonfüçyüs · Dedalus Kitap · 20171,371 okunma
Adım atmak bazen çok can yakıcı olsa da, yaşamayı yüzümde bir gülümsemeyle değil de yüreğimde sızı ve dünyaya hala ayak uyduramamış olmanın omzuma yüklediği ağırlıkla öğrenmeyi seviyorum. yaşamak, sevmek, ağlamak bile öğreniliyor. ki gülmek, en iyi ağladıktan sonra öğrenilir.
Reklam
Felsefe: Phileo ve Sophia kelimelerinden gelir. Phileo "sevmek" anlamına gelirken, Sophia ise "bilgelik" demektir.Felsefe, bilgeliği yani bilgiyi, yani öğrenmeyi sevmek demektir.
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.