Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar’ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikâyesi vardı: Sarı-Özek’i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
Sayfa 142 - Ötüken
Içinde bir timsah dolaşan havuzun etrafını yüzlerce kişi doldurmuştu. Havuzun bir ucundan diğerine yüzerek geçene, büyük bir ödül verilecekti. Ancak hiç kimse bu tehlikeli denemeyi göze alamıyordu. O sırada biri havuza atladı ve can havliyle yüzerek timsaha yakalanmadan karşı kıyıya çıktı. Tüm televizyon muhabirleri ve gazeteciler onunla röportaj yapmak için yarışırken, genç adam büyük bir kızgınlıkla birisini arıyordu. Ona kimi aradığını sorduklarında şöyle cevap verdi. -beni havuza iteni..!
Sayfa 80
Reklam
HOMEROS, İLYADA Her şey şiddet dolu bir günde başladı. Akhalar’ın Troya kuşatması dokuz yıldır sürüyordu: Sık sık yiyeceğe, hayvana, kadına gereksinme duyuyorlardı; işte o zaman kuşatmayı bırakıp en yakın kentlere giderek canlarının istediklerini yağmalıyorlardı. O gün sıra benim yaşadığım kent olan Thebai’ye gelmişti. Neyimiz var ne- yimiz yok
ANEKTODLAR
-I- Bilseniz, bi bilsem ki, Manzara deniz, renk mavi gırla… Öğün kahvaltı, mutluluğun daha henüz çizilmemiş resmi, Taze çay, Boşnak böreği, kavurma, bol çeşni-çeşit, iştahla… Yaşam, aslında kirli ve dağınık, Salaş aldatmacasına kanma… Fikri hür, aklı aydınlık, Vicdan muhasebesine takılma… -II- Beyaz fincanlar üstüne, Kahvesi kaide-i
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Hint Mitolojisi'nden Felsefi Hikayeler: Okyanusu İçen Kutsal Adam
"Agastya: İndra'nın yağmur yağdırması ya da yağdırmaması önemli değildir. Eğer bana hiç saygı göstermezse, kendimi lndra'ya dönüştürürüm ve tüm yaratıkları canlı olarak muhafaza ederim. Hatta, "tekrar tekrar yeni dünyalar yaratabilirim 'dedi. Eski çağlarda, Agastya adındaki kutsal bir adam Hindistan'ın orta kesiminde Vindya
Reklam
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Üçüncü kanto
“Buradan gidilir acılar kentine, buradan gidilir bitmek bilmeyen acıya, buradan gidilir yitmiş insanlar arasına. Adalet yol gösterdi ulu rabbime, kutsal güç, yüce bilgelik, ilk sevgi yarattı beni.
Ahmet'imi gördün mü oğul?
istasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene: - Benim Ahmed'i gördünüz mü? diyor. Hangi Ahmed'i? Yüz bin Ahmed'in hangisini? Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak, trenin gideceği yolun, İstanbul yolunun aksini gösteriyor: - Bu tarafa gitmişti, diyor. O tarafa? Aden'e mi, Medine'ye mi, Kanal'a mı, Sarıkamış'a mı, Bağdat'a mı? Ahmed'ini buz mu, kum mu, su mu, skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmed'ini görsen, ona da soracaksın: - Ahmed'imi gördün mü? Hayır... Hiçbirimiz Ahmed'ini görmedik. Fakat Ahmed'in her şeyi gördü. Allah'ın Muhammed'e bile anlatamadığı cehennemi gördü. Şimdi Anadolu'ya, batıdan, doğudan, sağdan, soldan bütün rüzgârlar bozgun haykırışarak esiyor. Anadolu, demiryoluna, şoseye, han ve çeşme başlarına inip çömelmiş, oğlunu arıyor. Vagonlar, arabalar, kamyonlar, hepsi, ondan, Anadolu'dan utanır gibi, hepsi İstanbul'a doğru, perdelerini kapamış, gizli ve çabuk geçiyor. Anadolu Ahmed'ini soruyor. Ahmed, o daha dün bir kurşun istifinden daha ucuzlaşan Ahmed, şimdi onun pahasını kanadını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinde okuyoruz. Ahmed'i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anaya anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek... Fakat biz Ahmed'i kumarda kaybettik!
Geri15
88 öğeden 76 ile 88 arasındakiler gösteriliyor.