Dücane Cündioğlu’nun okuduğum 3. kitabı oldu Göz İzi. Hz. İnsan kitabıyla tanımıştım. Orada beni kendine nasıl hayran bıraktıysa kitaplarını yavaş yavaş edinmeye çalışıyorum. Okuyup bitirdikten sonra hemen rafa kaldırılacak kitaplar olmadığından bu yavaşlığım. Çizdiğim yerlere göz atarken tekrar okumuş oluyorum her kitabında. Ne öğrendim şimdi bu kitaptan diye sorduğumda kendime, cevap bulamıyorum başta. Çünkü o kadar dolu ki. Bir arkadaş ‘kelimelerle dans eden adam’ diye bahsetmiş incelemesinde. Hakikatten öyle. Basiti derinleştiriyor, merak uyandırıyor, hayret ettiriyor ve şaşakalmamızı bekliyor.
Ey talib, en son ne zaman, neye, şaşırdın? Neydi orada baktığın ya da gördüğün? Neye dikkat kesildin? Düşledin mi, düşündün mü, düşüne-bildin mi? Bilmediğini bildin mi? Ağlaya-bildin mi hiç hayretinden? Sen hiç sevdin mi? Seve-bildin mi? Öyle sadece görüneni değil ama, görünmeyeni de, sırf O sevmiş diye, O’nun sevdiğini ve O’nu seveni de seve-bildin mi? Sen hiç aşık ola-bildin mi? Utanıp kızara-bildin mi? Sen hiç istedin mi, gerçekten istemeyi bildin mi? O’nu tanıdın mı peki? Hani ‘Ol’ deyince Ol’duranı...
“Sohbet fikr-u zikirdir. Sohbet kendini tanımayı gaye edinenlerin varolma sebebidir. Sohbet varlığı düşünürken varlık içinde olduğunu hatırlamak için bir vesiledir. Sohbet kalıbın değil, kalbin ihtiyacıdır.”
“İlim hayretle başlar.”
Rabbim ilmimi, idrakimi, hayretimi arttır.
90 sayfalık kitapta bakıpta göremediğim, görüpte algılayamadığım, algılayıpta içime sindiremediğim kim bilir daha neler var.. Okuyun ey dostlar, bu lezzetten kendinizi, ruhunuzu mahrum etmeyin. Sevgiyle ve sohbetle..