Bazı şeylerin oluş şekli berbattı ve seni yıprattı. En kötüsü ise buna engel olamadım... Ama şimdi işimi olabildiğince güzel yapmak istiyorum. Yıllar sonra evimizin terasından bahçede oynayan torunlarımıza bakarken yanımda oturan bayanın hayatını mahvetmiş olmak değil de yüzünde ki her bir gülücük çizgisinin sebebi olmak istiyorum. Çünkü bahçede oynayan torunlarımız susayıp senin yaptığın limonatadan içmek için yanımıza geldiklerinde onlara anlatacak güzel hikayelerimiz olmalı."
Hale Bilgiç Kız KurusuKitabı okudu
Her şeyi olabildiğince sade yapın, ama basit değil.
Reklam
Dolayısıyla insan neyle karşılaşırsa karşılaşsın bundan en iyi şekilde yararlanmalı ve her türlü güçlüğe rağmen gülümsemeyi bilmeliydi. İşin güzel tarafı, insan olabildiğince yararlanmaya çalıştığı ve fırtınaları gülümseyerek atlattığı zaman, kötü şeyler asla beklediği kadar kötü olmuyor; iyi şeylerse insanın kendisi için dilediği en iyi temenniden bile güzel oluyordu.
Sayfa 470Kitabı okudu
Oysa kişi bilmelidir ki Allah'ı gerçek manada sevmek olabildiğince buyruklarına hassas olmakla mümkün olabilir.
" İngiliz metrosu yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğinde ve üç kilometre uzunluğundaydı. Tek amacı mektup ve paketleri bir yerden başka bir yere olabildiğince çabuk taşımaktı. Ama sizin de muhakkak fark etmiş olduğunuz gibi, insanlar son derece salakça şeyler yapmaya meyillidirler. Bu posta araçlarının içine girip yolculuk etmeye kalkışmak da bunlardan biri olmuştu. "
Gülmeli! Sebepsizce ve olabildiğince çınlatacak kadar uzağı...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.