#OkudumBitti
#Kurban
#S.J.Bolton
#480Sayfa
Sırtında üç adet rünik sembol yer alıyordu. Doğurganlık anlamına gelen Othilla, Hasat anlamına gelen Dagaz ve Kurban anlamına gelen Naıthiz.
Doğum uzmanı olan Tora Shetland’daki evinin bahçesine ölen atını gömmek için açtığı çukurda bir ceset bulur.
Cesedin incelemesinde en son çilek yediği,
Her sabah pencerenin kenarına konan kuş artık gelmez olmuştur. Bayat ekmek kırıntıları, alıngan bir kuşun geride bıraktığı son parçalardır. Kim bilir hangi hoyratlığına alınıp gitmiştir buralardan?
Birkaç sabah daha merakla pencerenin kenarına baktığınızda, kırıntılar hâlâ oradaysa, küçük bir iç buruntusu hepsi o kadar…
Bir kuş giderken neler
Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benim sediğim .
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Merhabaaa
Spoiler var
Adora yağmurun ilk kitabı olmasıyla beraberinde çok güzel şeyler de getiren varislerin oyunu kitabı yorumunu yapacağım o yüzden hazır olun şimdi öncelikle yazarın ilk kitabı diye ne bileyim şöyle hatalar vardı böyle hatalar vardı demeyeceğim çünkü o kadar da hataya rastlamadım edebi bir şey içirmiyor ama genel olarak zaten
Önümde yatan ölü incecikti, dal gibiydi.
Çıplak bedeninde mor noktalar vardı. Bir çifteden çıkan saçmaların izleri olmalıydı.
Eğilip daha yakınına sokuldum. Yüzüne baktım. Dudakları gerilmişti. Belli ki ilk ölen oydu.
Solmuştu yüzü, eskimişti. Saçları alnına yapışmıştı. Sanki bir kriz anında güçlükle soluk alır gibi bir görünüm vardı yüzünde. Ama hiçbir buruşma yoktu, gergindi yüzü. Dudaklarındaki kasılma, çektiği acıdan gibiydi...
Yavaşça eğildim. Yüzüne yaklaştırdım yüzümü. Ne kadar da solgundu. Acı, donup kalmıştı yüzünde. Ağzına sinekler konmuştu, geziniyorlardı dudaklarında. Uzanıp üfledim sinekleri, kovdum. Havalanıp yine kondular. Daha hızlı üfledim. Gözleri yarı aralıktı. Dudaklarımı uzattım, öpmek istedim onu. Ve eğilip öptüm soğumuş alnından. Bir daha öptüm.
Birden boynundaki yırtığı gördüm. İlk kurşunu boynundan yiyip çöken kimdi?
İçimden yuvarlanıp gelen bir ses, sanki hiç tanımadığım bu genç ölüyle tanıştırmak istedi beni;
«Alp bu» diyordu içimdeki ses.
Ve taştı dudaklarımdan. Bağırmışım:
«Alp bu!»
Kendi bağırışımla kendime geldim. Çevreme bakındım. Off, ne kadar kalabalıktılar. Ne kadar yalnızdım. Kimdi bu insanlar?
«Alp mi dedin?»
«Alp bu,» dedim.
«Alp. Hangi Alp? Soyadı ne? O da Orta Do-ğu’da mı okuyor?»
Soruyorlar: «Alp diye biri var mı o fotoğrafların arasında?»
Yanıtlıyorlar: «Yok komutanım.»
«Kim bu Alp?»
«Alp bu» dedim, sustum.
Ne demek ‘Kim bu Alp?’
Artık hiçbir soruyu yanıtlamak istemiyordum. Zorladılar, ama konuşmadım.
«Tamam. Yeter. Götürün.»
Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır.
Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
Ancak ömür boyu mutsuz yaşayıp perişan bir şekilde ölen zavallılar defterlerine gerçekleşmeyecek dilekleri falan yazarlar. Yani şimdi burayı değil de, başka bir dünyayı hayal ederek.
Kim Su-Yeon
XIV
Eğer Merhamet tümüyle unuttuysa beni,
Kalbim Sadakatten vazgeçmez yine de,
Aksine, karşılıksız hizmet etmeye çalışır
Onun acımasız yüreğine.
Ve benim gibi hissedenler, inanır buna;
Ama kim görür (elbette hiç kimse),
Aşk'ın yüceliğinden bir tin verdiğini bana,
Ölen, bedene bürününce?
Çünkü iç çekişlerini başlatana kadar
Bedenimi sardığında zevk,
Âdeta kalbime
Tatlı bir sevgi yağar
Ve şöyle derim: "Hanımefendi, tümüyle size aitim."
Zamanınız bol ise okuyabilirsiniz. Çünkü ben kendim için zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.
*SPOİLER İÇERİR**
Kitapta verilmek istenen mesaj:
Hayatımızda ne kadar zorluk yaşarsak yaşayalım, hatta en sevdiklerimizi kaybetsek bile yaşamaya devam etmemiz gerektiğidir.
Fakat bu mesajı verebilmek adına bütün dramatik olaylar tek kitapta ardı arkası