Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk, hiçbir ölümlünün yakasını kurtaramayacağı bir güçtür ve aşkın ışığı bazen ölüler diyarının en karanlık köşelerine bile sızabilir.
360 syf.
·
Puan vermedi
~Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık~
Kitabın girişinde Gılgamış Destanı'ndan bir alıntı yapılmıştır. Bin yıldan sonra Baz da, aynı fersahlardan geçerek, Dağlar Ülkesi'ne, "karanlık" diyara doğru yola çıkar, ancak amacı Gılgamış'ın amacıyla aynı değildir. Biri ölümsüzlük otunu arar, öteki koynunda ölümü gezdirir. Bu yüzden amaçları gibi kaderleri de birbirine benzemez. Böylece, roman umutsuzlukla son bulur. Selim Temo'ya göre Baz, Gılgamış'ın aksine “ışığı bulduğu yerde kaybeder”.
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi KaranlıkMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20209,5bin okunma
Reklam
Buz kesen ay ışığı altında ölüm sarhoşluğuyla, Gölgelerin sessiz çığlıkları yankılanır karanlıkta. Rüzgarın inceden esintisi, uğuldayan dalgalar, ruhumu derin bir kederle sarar. Gökyüzünde yıldızlar titrer, gecenin derinliklerinde kaybolan bir ruh gibi, Yıpranmış bir gemi gibi savrulurum fırtınalı denizlerde, Umutsuzlukla dolu bir yolculuk, sonsuzluğa doğru süregider. Yitik bir umut arayışında, karanlık labirentlerde kaybolurum, Geceyle dans eden gölgem, ruhumun içini kemirir…
462 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Ufuk karanlık olsa da ben ufkun ışığı olacağım." . . Ölümsüz bir sevdanın yası, bazen bir ölüm kadar acı oluyordu... . . "Seni yazarak paylaşmak istemezdim. Saklı olan güzeldir derler. Ben seni kendime yazabilirim. Bende saklı kalır." . . Merhabalar sevgili kitap dostlarım Fantastik kitap sevenler burada mıyız? Sizi şöyle
Ateş, Kadın ve Yadigârları
Ateş, Kadın ve YadigârlarıAhmet Öznacar · Tilki Kitap · 20241 okunma
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Uzlaşmıyor mu bütün bunlar? Ne güzel gerçek ya! Sinemaya gitmek için bırakılan bir kadın, artık sözleri dinlenmen yaşlı bir adam, hiçbir işe yaramayan bir ölüm, sonra , öbür yanda, dünyanın tüm ışığı. Ne çıkar, insan her şeyi kabul ettikten sonra? Birbirine benzeyen, gene de farklı üç yaz ki söz konusu. Ölüm herkesin başında, ama herkesin de kendine göre. Olsun, güneş gene de işitiyor kemiklerimizi.
Sayfa 38 - Can
Reklam
Biliyor musun En karanlıkta Uyarır seni Ölüm ışığı
Allah Teâlâ Sevgisinin Alâmetleri:
1- Allah Teâlâ’yı seven, ölümden korkmaz. Onun geleceğini misâfir bekler gibi bekler. Çünkü sevenin sevgilisine kavuşması ancak ölüm ile mümkündür 2- Allah Teâlâ’yı seven kul, dünyadan sevdiği şeyleri severken, Allah Teâlâ’nın da onları sevdiğini bildiği için sever. Sevdiklerini de onun yolunda harcar. 3- Allah Teâlâ’yı seven kul, gece-gündüz
Soğuk kış gecelerinde evlerinin tam ortasındaki demir sobada meşe odunları yanarken, üzerine elma kabukları koyarken ve odanın tavanına yansıyan kızıl ışığı seyrederken düşünürdü ölümü. Ölümün rengi kızıl mıydı? Ölüm ateş renginde miydi? Yoksa bacalarına elma kokusuna gelen kuşların renginde miydi?
Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer. Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin
Reklam
Ölüm yok oluştur·, her şeyin yok oluşu. Yok olmak ne zaman çare olmuş ki! Ama ya ha­yat; biliyorum ki en kirli, en umutsuz hayat bile Çare olabilir. Çünkü umut vardır onda, umut ışığı, umut tohumu vardır için­ de, her zaman ve her şart altında... "
Eğer bir köpek besliyorsan kendin havlamak zorunda kalmamalıydın.
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
Mapushane penceresindeki ışığı, işte bu garip Osmanlı dünyasının çocuksu tekniğiyle resmetmişti. Sabah ışığında doğumun umudu, öğle vaktinde bir çeşit yaşama açlığı, akşam zamanında ölüm, alacakaranlık, sonra yokluk...
Sayfa 417 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bizi alçaltan bu kanlı zafer taçları işte Öptüğümüz o pis eller O maymun maskara soytarılar Küçük orospular Kirli zevklerimiz Yatağımıza giren frengili kadınlar Aldığını geri vermez bir karanlık dört yanımızda Hangi perdeyi aralasak gece Hangi taşı kaldırsak çaresizlik Ölüm isli bir fener ışığı bu karanlıklarda Ölüm yorgun askerlerin tek umudu sıcak Biz bu ölümerle yakınız ölümsüzlüğe Bu karanlıklarla uzak
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.