Peygamberlerden biri, Ya Rabbi, nimetini kâfirlere, belaları mü'miniere akıtıyorsun, bunun sebebi nedir?», diye sorunca, Allahü Teâlâ: «Nimet ve belaya kavuşan kullar benim kullarımdır. Mü'minin günahı olur. Olüm zamanında, günahsız ve temiz olarak beni görmesini isterim. Onun günahlarına bu dünya belalarını kefaret eylerim. Kâfir için ise, iyilikleri olur. İsterim ki, bunun karşılığını dünya nimetleri ile, dünyada vereyim. Beni görünce, benden bir alacağı kalmasın. Böylece ona tam azab edeyim», buyurdu. «Kötülük yapan, karşılığını bulur», âyet-i kerimesi inince, Hazret-i Sıddık (radıyallahü anh), «Yâ Resulallah, nasıl kurtulacağız?», dedi. Hasta olmadınız mı, üzülmediniz mi? Mü'minlerin cezası budur», buyurdu.