Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Demek ölüm tek gerçekti. Doğum ve ölümün dışında hiçbir şey gerçek diye nitelendirilemezdi. Benim yapacağım tek bir şey kalıyordu. Ölmek. Nasıl becereceğimi kestiremiyordum ne yazık ki."
Sayfa 128Kitabı okudu
Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!” Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi,
“O kitabın sonunu sen okumuş muydun?” “Hangi kitap?” “Gecenin Hikayesi,” diye fısıldadım ürpertiyle. Kocaman bir çınar ağacının altında, mürekkep siyahı bir geceyi üzerimize örtü yapmışken ve böylesine bir acının süzgecinden geçiyorken aklımda dönüp dolaşan şey o kelimelerden fazlası değildi “Sonunu okuyabilen çok az kişi olmuştu,” diye
En kof ceviz bile kırılmak ister. Olgun yemişler tutunamaz ağaca. Öyleyse kabuğum kırılacak diye hayıflanmamalıdır insan. Toprağa düşmemek için çırpınmamalıdır meyve. Düşün! Bir şeyin geldiği yere dönmesi kadar sevindirici ne olabilir? Tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşümünden başka bir şey değildir hayat. Yani ölüm... Fakat insanlar ölüyü kefenledikleri gibi ölümü de kefenlemişlerdir. Ve kefenlenen her şey öldürücüdür. İnsana düşen, tüm libaslarından soyup öylece seyretmektir ölümü. Yani hayatı..Herkesin ağzında gevelediği; “ya öl, ya ol” diye bir söz vardır. Oysa kimse bilmez olmakla ölmenin aynı şey olduğunu. Ölümle savaşmak öldürür hayatı. Çünkü bu hayatla savaşmak demektir. İşte gerçek ölüm budur. Bu hakikati anlamayan kimse, yaşamı ölümle, ölümü de yaşamla kirletir. Böylece bulandırır suyu ve su içilmez hale gelir.
Yaşam ile ölüm, varlık ile yokluk bu kadar ince bir çizgi ile ayrıysa ve her an çizginin ötesine geçmek mümkünse, neden bu gözü doymaz hırs, neden bu bitmeyen kavga? Slogan olsun diye değil ama gerçekten hayat çok kısa. Biz neye sahibiz veya sahip olduklarımızın ne kadarı gerçek? O zaman bizi biz olmaktan alıkoyan her şey bir yana; yarınımızdan bile emin olamıyorsak, şimdi sahip olduklarımıza sımsıkı sarılma vaktidir. Hem de şu an.
Reklam
Sanırım benim ölüm duygum tümüyle orantılı bir duygu. Benim için ölüm, yaşamı tanımlayan korkunç gerçek; onun sürekli olarak farkında olmadıkça, yaşamın ne olduğunu anlamaya başlayamazsınız; şarap ve güllerle dolu günlerinizin sınırlı olduğunu, şarabın bozulacağını ve hepsi de -sürahi dahil- ebediyete kadar atılmadan önce kokuşmuş suyun içinde rengi kahverengiye dönen güllerin solacağını bilmedikçe ve hissetmedikçe, mezara giden yolda önünüze çıkan böylesi hazların ve ilgilerin yer aldığı hiçbir bağlam yok.
Sayfa 136Kitabı okudu
Felçli bir yetinme güdüsü
Uçurum kenarında bırakıp kaçtığımız canların ahı tutuyor tek tek. Felçli bir yetinme güdüsünün verdiği hazza muhtaç, sonu olmayan hikayelerden başka bir şey değil geleceğimiz. Çaresiziz... Vâr olana karşı aciziz; 'aşk'larımız bile şuursuz bir ayaklanma.. Giden sevgililere nazire olsun diye çekemediğimiz acılar, yüz karası mutluluğumuzun Ölümün rengi 'mavi', sahi gerçek ne?
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun
Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşamasıdır.Bu ilke ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık dünyası karşısında uşak olmak konumundan daha yüksek bir muameleye layık olamaz. Yabancı bir devletin koruma ve kolaycılığını kabul etmek, insanlıktan yoksunluğu, güçsüzlük ve uyuşukluğu kabul etmekten başka bir şey değildir. Gerçekten bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, başlarına isteyerek bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.Oysa ,Türk'ün onuru,gururu ve yeteneği cok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!.. O HALDE YA BAĞIMSIZLIK YA ÖLÜM!.. Işte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır..
. Ölümden daha gerçek bir şey yoksa neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar insan ? Ölüm tek gerçekse bu kadar sahteliğe değer mi bu dünya? Öyle bir hale geldi ki insanlık ne ölmeye hazırız ne de yaşamaya. .
Sayfa 35
Reklam
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
İnsana Tavsiyeler..
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.