Bu ölüm herkesin nazarında ani olmuş.
Zaten hep böyle olmaz mı?
Her ölüm ani, her ölüm erken, her ölüm vakitsiz görülmez mi?
Esasında her ölümün bir vakti, zamanı vardır. O vakit geldiğinde ne bir adım ileri gider ne de bir adım geri gider insan.
O vakit gelip çattığında insanın alacağı soluğu tükenmiş, içeceği suyu kurumuş olur.