Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Sen aşkın ne demek olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi?... Çooook desene! Sevgilin güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu... Ve onu herhalde çok kucakladın... Geceleri buluşur ve öperdin değil mi? Bir kadını öpmek hoş şeydir, hele adam genç olursa... Yahut sevgilin seni sevmiyordu... O zaman ne yaptın? Geceleri ağladın mı?... Ona sararmış yüzünü göstermek için geçeceği yolda bekledin, ona uzun ve acındırıcı mektuplar yazdın değil mi?... Fakat herhalde ikinci bir aşka atlamak senin için o kadar güç olmamıştır. İnsan evvel' kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi mazeretler tedarik etmiştir. Ha, sonra bir üçüncü, bir dördüncüye sevdin, ve bu böyle gidiyor. Peki ama, bu sevmek midir be adaşım, bir kadını öpmek, onu istemek sevmek mi dir?... Çırılçıplak soyunarak şehrin sokaklarında koşabiliyor musunuz?... Bir bıçak alarak kolundaki ve bacağındaki adalelere saplamak ve böylece bir nehre atılarak yüzmek elinden geliyor mu? Bir şehrin adamlarını öldürmek cesareti sende var mı? Bir minareye çıkarak bütün dünyaya işittirecek kadar kuvvetle bağırabilir misiniz? Aşk sana bunları yaptırabilir mi? İşte o zaman sana seviyorsun derim...
Reklam
Çünkü özgür isteği, iradesi olmayan, istemeyi bilmeyen insanın, orgun silindiri üstündeki cıvatadan bir ayrımı olur mu? Ne dersiniz? Olasılıkları bir araya getirelim de böyle bir şey olup olamayacağını bir düşünelim.
Düşünüyorum da, Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, Naif yönlerimizin keşfedilmesi, Cesaretsizliğimizin anlaşılması, Korkularımızın paylaşılması Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız Ve ne kadar güçlü korunuyoruz,
''Yaşamak istiyorum Yaşamak istiyorsun Yaşamak istiyor Böyle şiir olmaz, diyeceksin; biliyorum. Ama böyle dünya olur mu? Böyle barış olur mu? Böyle hürriyet olur mu? Böyle kardeşlik olur mu? Biliyorum ki, katlanıver, diyeceksin; Ama böyle yaşamak olur mu...''
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben
Reklam
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
“Dostluk sıcaktan soğuğa böyle geçer işte. Dikkat et, hep böyle olur, Lucilius. Sevgi tükenip bezginliğe yüz tuttu mu, Zoraki nezaket gösterileri başlar. Açık yürekli, candan bağlı bir insan gösteriş yapmaz.”
Bir demir parçası kızgın bir aleve sokulsa, kıpkırmızı bir kor haline gelse ve o demir artık " ben ateşim " dese yalan söylemiş olur mu? Aşk böyle bir şeydir.
Sayfa 147 - Ömer Tuğrul İnançer ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
“Nasıl bir aşk ki bu, bir balık için saatlerce burada beklersiniz? Hem bir balığa aşk mı olur?” dedim. “Hiçbir avcı balık için sabretmez. Rızık için sabreder. Bu tuttuklarımız sadece bedenimizi doyurur. Bunlar sadece birer armağandır. İyi bakarsan balıkların gözünde bile görürsün. Asıl iş şükürdür. Balığın şükrü ölmek ve bizimki de rızıksa, hangisi daha kıymetli? Ölen mi, doyan mı? ‘Hem bir balık için aşk olur mu?’ diyorsun sen. Aşk neye olmaz, a aklı kıt adam! Aşk bir kara toprağa, aşk bir damla suya, aşk bir parça kâğıda dahi olur. Aşkı neden bir bedene hapsediyorsun? Aşk her şeyin özünde olan değil midir?”
Reklam
''İnsan hiç ölür mü? İnsan bir hayvan veya bir bitki mi ki ölsün. Son zamanların moda lafı bu. Ölmek, sonsuz karanlıkta kaybolmak. Ama bu sözde yine de bir espri gizli. Sanki denmek istiyor ki; zamanımız insanın hayatı, yaşaması gereken hayattan o kadar uzak ve makineye o kadar yakın ki, bir gün bozulacak ve bir hurdalığa atılıverilecek. Herkesten tamamen yoksun o zavallı oksitlenecek, pas zerreleri toprağa karışacak ve bir gün o, hiç var olmamışçasına yok olacak. Hani böyle bir yok oluş zamanımızın insanına yakışıyor da. Yeni insana mezarın koza, yaşadığı hayatın bir kurt hayatı, mezar sonrasının da kelebeklik olduğunu anlatmaya pek imkan yok.''
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.