Ferit EDGÜ'nün okuduğum ikinci kitabı olur. İlki Yaralı Zaman isimli eseriydi. Tabiri caizse Doğu gerçeklerini anlatan eserdi. Eserin adı Yaralı Zaman ama yaralı olan zaman değil insanlardı. insanların hayalleri ve hayatlarıydı. Bu eserde de doğu gerçeklerini kaleme almış doğu gerçekleri derken ne zamandan beri doğu denilen bir kavramın var olduğunu düşünüyor insan haliyle...
Geçmiş dönemlerin eserlerine baktığımızda Anadolu tabiri vardır Anadolu'nun gerçekleri diye izah edilir. o döneme bakınca evet bazı gerçekler var tıpkı şuan doğu dediğimiz kısımda olduğu gibi, orada da yaralı zaman,yaralı insan ,yaralı düşler, yaralı hayatlar var. o günün Anadolu'su bugünün doğusudur. Esere gelince ; burada da bolca hayatın zorluğu vardır. ulaşım sıkıntısı, sağlık sıkıntısı, bir emekle o dağ başlarına giden emektar ve idealist öğretmenlerin öyküsü vardır. Ölen ve öldüğüyle kalan insanların hikayesi var, feodal sistemin Ağaları ve bunların insanların hayatlarındaki etkisi, köle gibi kullanışları, bulaşıcı hastalıklara karşı yapılan tek şeyin '' Tanrım sen her şeye yetensin. Bize de yet, çaresizliğimize de yet.'' diye bir dua oluşu ve gözlerinizin önünde eriyip giden insanların hayatından portreler. uzun lafı kısası imkansızlıklar içinde çaresizlik var bu eserde, uzun yıllar boyunca insanımızın çektiği o sonu gelmek nedir bilmeyen uzun ve soluksuz çaresizlik. Bir roman olmasına rağmen şiir tadında okunan akıcı ve yalın bir dili var. Okumak isteyene tavsiye edilir.