Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
her gün kendine on beş dakika ayır ve o gün içinde yaşadığın duyguları gözden geçirip sakin­ce gözlemle. İnanın, bu şekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güçlenir. ''Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginleştim? Mehmet'in cevabı beni niçin kızdırdı? Ayşe'yi görünce niye sevindim?" Bir süre sonra yavaş yavaş kendini, ilişkilerini, geçmişini ve hayallerini keşfetmeye başlarsın. Hangi tür olayların, insanların, davranışların senin için neden ve ne kadar anlamlı olduğuyla ilgili içgörülerin oluşmaya başlar.
Daha önce önermiştim; her gün kendine on beş dakika ayır ve o gün içinde yaşadığın duyguları gözden geçirip sakince gözlemle. İnanın, bu şekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güçlenir. "Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginleştim? Mehmet'in cevabı beni niçin kızdırdı? Ayşe'yi görünce niye sevindim?" Bir süre sonra yavaş yavaş kendini, ilişkilerini, geçmişini ve hayallerini keşfetmeye başlarsın. Hangi tür olayların, insanların, davranışların senin için neden ve ne kadar anlamlı olduğuyla ilgili içgörülerin oluşmaya başlar.
Sayfa 106 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
392 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
7 Başlıkta Savaşçı Nasıl Olunur?
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
nun
Var mısın?
Var mısın?
kitabından sonra okuduğum 2.kitabı. Ülkemizde psikoloji alanında kendini net bir şekilde ispatlamış bir değerimiz bana göre kendisi. Anlatım şeklini çok seviyorum Doğan Bey in öncelikle. Her şeyi biliyor ama anlatırken bize, bizim anlayacağım bir şekilde anlatıyor. Yormuyor anlarken. Basit örneklerle anlatıyor. Herkesin
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,8bin okunma
Söz ön yargılardan açılmışken sizinle bir mektup daha paylaşmak istiyorum. İlk okuduğum zaman güleyim mi,kızayım mı, üzüleyim mi bilemediğim, ama içime, derinlerde bir yerlere dokunan bir öykü var "Gel de öğretmenin gücüne inanma!" dedirtiyor insana!
''Daha önce önermiştim; her gün kendine on beş dakika ayır ve o gün içinde yaşadığın duyguları gözden geçirip sakin­ ce gözlemle. İnanın, bu şekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güçlenir. ''Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginleştim? Mehmet'in cevabı beni niçin kızdırdı? Ayşe'yi görünce niye sevindim?" Bir süre sonra yavaş yavaş kendini, ilişkilerini, geçmişini ve hayallerini keşfetmeye başlarsın. Hangi tür olayların, insanların, davranışların senin için neden ve ne kadar anlamlı olduğuyla ilgili içgörülerin oluşmaya başlar.''
umutsuzluk
İnsan umutsuzsa ne yapacağını bilemez duruma gelir. Önceliğinin ne olduğunu idrak edemez. "Hangi adımı atarsam atayım fark etmez, zaten yaşamanın da bir anlamı kalmadı," demeye başlar. Umutsuzluk kişinin cesaretini de şevkini de kırar "Çıkış yolu yok," duygusu güçlendiği için bireylerde belirli kişilere, kurumlara ya da hayata,
Sayfa 64
Reklam
Her gün kendine on bes dakika ayir ve o gün içinde yasadigin duyguları gözden geçirip sakin-ce gözlemle. Inanin, bu sekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güclenir. "Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginlestim? Mehmet in cevabi beni nicin kizdirdi? Ayse’yi görünce niye sevindim?" Bir süre sonra yavas yavas kendini, iliskilerini, geçmisini ve hayallerini kesfetmeye baslarsin. Hangi tür olaylarin, insanlarin, davranslarin senin için neden ve ne kadar anlamli olduguyla ilgili içgörülerin oluşmaya baslar.
Sayfa 106Kitabı okudu
Duygularını gözden geçir.
Her gün kendine on beş dakika ayır ve o gün içinde yaşadığın duyguları gözden geçirip sakince gözlemle. İnanın, bu şekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güçlenir. "Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginleştim? Mehmet'in cevabı beni niçin kızdırdı? Ayşe'yi görünce niye sevindim?" Bir süre sonra yavaş yavaş kendini, ilişkilerini, geçmişini ve hayallerini keşfetmeye başlarsın. Hangi tür olayların, insanların, davranışların senin için neden ve ne kadar anlamlı olduğuyla ilgili içgörülerin oluşmaya başlar.
Sayfa 106 - Doğan Cüceloğlu
2000 yılında tanışıp 2004 yılında evlendik. Evliliğe hazırlandığımız yıllarda yaptığımız konuşmalar hep şöyleydi; iki ayrı cinsiz ve aynı düşünüp davranabilmemiz imkânsız, tartışmalarımız ve kavgalarımız mutlaka olacak. Ama söz verelim; birbirimize asla saygısızlık etmeyelim ve birbirimizi incitecek dil kullanmayalım. İnsanız, duygularımız var, neşeli olduğumuz kadar bazen depresif de olabiliyoruz, mutlu olduğumuz kadar öfkeli de. Arada durmasını bilelim, birbirimize alan açalım; zor da olsa nefes alıp sakinleşmesini bilelim. Konumuz her ne olursa olsun nefes almayı başarabildik ve böylelikle evliliğimiz de bizimle aldı o nefesi. Saygı sınırlarımızı aşmadan konuşabildik. İçimize atmadık, kafamızda kendimizce hikâyeler yazıp büyümesine engel olduk, o an konuşup çözümleyebilmeyi başardık ve sonrasında o konuyla tekrardan karşılaşmadık. Muhteşem bir çift değiliz, herkes gibi sorunlarımız var, herkes gibi şiddetli tartışmalarımız oluyor, ama bizim evliliğimizin birinci kuralı saygı. On yedi senedir beraberiz. Kişisel bakımlarımıza hep dikkat ettik, her hafta belirlediğimiz günde film gecesi yaptık, o güne belli ritüeller ekledik. Örneğin kuruyemişlerimizi, içeceklerimizi, meyvelerimizi yanımıza aldık; belli heyecanlar kattık. Başka bir güne geleneksel yemek yapıp yemeyi ekledik (bu hafta Antep mutfağı, bu hafta Karadeniz mutfağı gibi).
Ön yargı kulaklıklarını çıkarsak mı? ;)
Hepimizin bildiği bir söz var: "Ağzından çıkan lafı, kulağın duysun!" iletişim olgunluğuna sahip biri, ağzından çıkan lafı kulağı duyarak, söylediği sözün karşı taraf için ne anlama geldiğinin farkında olarak konuşur. Tabii bunu yapabilmek için de empati duygusunun, halden anlama değerinin o kişide mevcut olması gerekir. Olayları başkasının gözüyle görebilmek, iletişim olgunluğunda önemli bir adımdır.
Sayfa 128 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Kendin'le sohbet et.. Nasıl mı?
Her gün kendine on beş dakika ayır ve o gün içinde yaşadığın duyguları gözden geçirip sakince gözlemle. İnanın, bu şekilde her gün devam eden birinin gözlemleyen bilinci gittikçe güçlenir. "Ahmet x konusundan söz ederken niye gerginleştim? Mehmet'in cevabı beni niçin kızdırdı? Ayşe'yi görünce niye sevindim?” Bir süre sonra yavaş yavaş kendini, ilişkilerini, geçmişini ve hayallerini keşfetmeye başlarsın. Hangi tür olayların, insanların, davranışların senin için neden ve ne kadar anlamlı olduğuyla ilgili içgörülerin oluşmaya başlar.
Sayfa 106
Gültekin Yazgan: İngilizce işi toparlandı, hepsi bir sene içinde. Az çok oku­yacak hale geldim, işte bu arada Mithat Bey'le mektuplaşmaya başladım. D: Mithat Enç'ten söz ediyorsunuz. Mithat Bey'le temasınız nasıl oldu, onun varlığını nasıl keşfettiniz? Gültekin Yangan: Radyoda duymuştum. Ona bir mektup yazdım. O da bana cevap verdi; ondan sonra dostluğumuz başladı. Bu, aşağı yuka­rı 44-45 yıllarıdır. Bana kendisinin okuduğu Reader's Digest der­gilerini yollardı, ben de okurdum. Mithat Enç, dışarıdan sınavla­ra girmemin mümkün olacağını söyledi bana. Talim Terbiye'den izin çıkart dedi. D: Peki siz ne yaptınız? Gültekin Yazgan: Görme özürlü olmama rağmen sınavlara dışarıdan girebi­leceğimi söyleyince ben kolları sıvadım. O zaman bu açıköğretim yoktu. Dışarıdan okul bitirme vardı. Herkes için vardı bu. Bütün sınıfların sınavlarına girerdiniz, isterseniz birinci sınıfı geçerdi­niz, isterseniz ikinci sınıfa... Ben toptan girerek geçtim üç sınıfı. Evvela ilkokul imtihanına girdim, ilkokul mezunu bile değildim, ilkokul diplomasını aldığımda, 46 yılıydı; demek ki on dokuz ya­şındaymışım. Ama bu, İngilizce öğrendikten, kabartma yazı sis­temi, müzik öğrendikten sonra olan olay. Artık Türkiye'de bir şey yapmaya karar verdim o zaman; on dokuz yaşımda.
Sayfa 97
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.