Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ON YEDİNCİ DEVA
Zira hastalık, duanın vaktidir; şifa, duanın neticesi değil. Belki Cenab-ı Hakîm-i Rahîm şifa verse, fazlından verir.
Sayfa 44 - DİB
İhyâü Ulumi’d-Din İncelemesi
Herkesin Suallerine Cevap Bulabildiği Kitap Şimdi dönelim İhyâü Ulûmi'd-Din'e. İmâm-ı Gazâlî Hazretleri'nin her saniyesi ilimle ve tefekkürle geçen mutena hayatının aziz bir meyvesi İhyâ. 4 ciltlik bir âbide o. Bugün olsa her bir bölümü müstakil bir kitap olur İhyâ’nın. Zira ele aldıgı konuları etraflıca, hâkim ve güçlü bir şekilde irdeler
Reklam
On Yedinci Deva: İnsan, hastalık vasıtasıyla, hayrat yapamadığından müteessir olmak caiz olmadığını çünkü en mühim hayrat hastalıkta dahi bulunduğunu, hattâ hastalara bakmak bile en mühim hayır ve sadaka hükmüne geçeceğini çünkü imanı olan bir hastanın hatırını sormak ve güzel teselli etmek, hususan ana ve baba olsa onların dualarını kazanmak en a'lâ bir hayrat ve sadaka olduğunu, pek mühim bir tarzda gösterir.
ON YEDİNCİ DEVA: Ey hastalık vâsıtasiyle hayrat yapamamaktan şekva eden hasta! Şükret, hayratın en hâlisinin kapısını sana açan, hastalıktır. Hastalık mütemadiyen hastaya ve Lillâh için hastaya bakıcılara sevab kazandırmakla beraber, duânın makbûliyetine en mühim bir vesîledir. Evet, hastalara bakmak ehl-i îman için mühim sevabı vardır. Hastaların
Sayfa 215 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
On yedinci asırda namuslu kişi olmak, on binde bir olmaktı, şimdiki oran nasıl?
Reklam
WILLIAM SHAKESPEARE
Kötü söz sahibine kötülük bulaştırır. Dürüstlük muhatabin gönlünü kamastirır. On yedinci asırda, namuslu kisi olmak Onbinde bir olmaktı, simdiki oran nasil? ... _Milyonda bir' den biraz daha az maalesef Ne diyorsun be adam? Insanlik olmuş telef! Hâlâ mi namussuzlar yürütüyor gemiyi? Yerin altı üstünden hala daha mi iyi? Beşer şaşar, tamam da, bunca dibe mi düşer? ... Bu işte bir tuhaflik olduğu ayan beyan Devir değişse bile bitmiyor fitne fücur? En korkunç günahlari işlettirirken şeytan Onu evvela süsler, sevap diye yutturur!
On yedinci asırda, namuslu bir kişi olmak Onbirde bir olmaktı, şimdiki oran nasıl? Milyonda bir'den biraz daha az maalesef Ne diyorsun be adam?!.. İnsanlık olmuş telef! ... Beşer şaşar, tamam da, bunca dibe mi düşer? ... Devir değişse bile bitmiyor fitne fücur?
266 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
başlangıç ile bitişin örtüşmesine dair, roman şu paragrafla başlar: "kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. ... ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir." o beklenen sonda ise vahşi john, son anlarını derin bir
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,2bin okunma
On Yedinci Deva Ey hastalık vasıtasıyla hayrat yapamamaktan şekva eden hasta! Şükret, hayratın en hâlisinin kapısını sana açan, hastalıktır. Hastalık mütemadiyen hastaya ve lillah için hastaya bakıcılara sevap kazandırmakla beraber, duanın makbuliyetine en mühim bir vesiledir. Evet, hastalara bakmak ehl-i iman için mühim sevabı vardır. Hastaların keyfini sormak fakat hastayı sıkmamak şartıyla ziyaret etmek, sünnet-i seniyedir; keffaretü’z-zünub olur. Hadîste vardır ki: “Hastaların duasını alınız, onların duası makbuldür.” Bâhusus hasta, akrabadan olsa hususan peder ve valide olsa onlara hizmet mühim bir ibadettir, mühim bir sevaptır. Hastaların kalbini hoşnut etmek, teselli vermek, mühim bir sadaka hükmüne geçer. Bahtiyardır o evlat ki peder ve validesinin hastalık zamanında, onların seriü’t-teessür olan kalplerini memnun edip hayır dualarını alır. Evet, hayat-ı içtimaiyede en muhterem bir hakikat olan peder ve validesinin şefkatlerine mukabil, hastalıkları zamanında kemal-i hürmet ve şefkat-i ferzendane ile mukabele eden o iyi evladın vaziyetini ve insaniyetin ulviyetini gösteren o vefadar levhaya karşı, hattâ melaikeler dahi “Mâşâallah, bârekellah” deyip alkışlıyorlar. Evet hastalık zamanında, hastalık elemini hiçe indirecek gayet hoş ve ferahlı, etrafında tezahür eden şefkatlerden ve acımak ve merhametlerden gelen lezzetler var.
Reklam
Otuz Yıl Kabul Olunmayan Dua
Kalakalırız. Kolumuz kanadımız kırılmıştır sanki. İçeriden bastıran nihayetsiz isteklerle kendi gücümüz, kuvvetimiz, bilgimiz, irademiz arasında boğulur gibi oluruz. Acizlik dört bir yanımızda kol gezer. Zerrelerimize nüfuz eder. Bir hastalık bedenimizi hiç de hesapta yokken kıskıvrak sarar. Bir nehir taşar. Zaman darken, trafik tıkanır, yollar
Sayfa 119 - Kapı Yayınları 1.baskı
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.