Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
304 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Ruhunuzu besleyecek ve hatta hayatınızı kurtaracak bir hikaye!
Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yogun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikayesi de başlamış olur. Tam da Tolstoy'un dediği gibi, "Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir." Kitap akıcı bir uslupla yazılmış,analizler ruha ince ince işleniyor,okurken ana karakter Maëlle ile beraber kendim de farklı bakış açısına büründüm.neredeyse her sayfada cümlelerin altını çizdim. "Dalgalara engel olamazsınız,ancak sörf yapmayı öğrenebilirsiniz." Joseph goldsteın Bazen düşüncelerimizin esiri oluyoruz,robotik bir şekilde davranıyoruz ve bunu rutin haline getiriyoruz rahatsız dahi olmuyoruz. Biz neden bu haldeyiz? Çünkü sevgimiz,odağımız dağınık,iş güç o,bu derken kendimizi unutuyoruz. Önceliğimiz biz olduğunda, özümüze döndüğümüzde,kendimiz olduğumuzda kendimize değer veririz ve kuş gibi hafifleriz. "İyileşmek, içimizde mükemmel bir yer olduğunu anlamak demektir. O yeri bulmak için hissetmek yeterlidir." S.180 Kendinle arkadaş olduğunda artık yalnızlıktan korkmazsın. Hepinize bilinçli okumalar sevgili okurlar :) Bu arada birisine bir kitap hediye alsam mutlaka seçimimi bu kitaptan yana kullanırım.
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua · Yan Pasaj Yayınları · 20192,709 okunma
"Ölüm zor" dedim. "Bunu annemin mezarına her gittiğimde tekrar ve tekrar anlıyorum.... Yine de bir gün geliyor ve sen istemesen bile o acı azalıyor. Ondan sana kalan tek şey o acı olsa bile bir gün o acıdan da vazgeçiyor insan. Anısı hep kalbinde kalıyor ama acısı, bir gün mutlaka geçiyor..."
Reklam
agzim acik okuyorum allahim ALLAHIM NEY
Parmağını kan damlasını emmek için ağzına götürdü. Diğer elini günün kalan ganimetlerini çıkarmak için cebine attı. Bir cüzdan, iki kol saati, altın bir nikâh yüzüğü. Yüzük bir nebze suçluluk duymasına neden olsa da Muhaliflerin kaderi belirsiz olduğundan hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapması gerektiğini düşündü. En iyi olduğu alan da hayatta kalmaktı zaten. Ganimetini gizledi. Fakat cebinden çıkardığı son parça elinde kaldı. Hep yanında taşıdığı iyi şans tılsımı. Kaybolmasın diye gizlediği küçük, gümüş kurşun. Onu öldürmemesi mucize olan kurşun. Daha bebekken ailesinin dairesine giren bir hırsız onu vurmuştu. O gece anne-babası öldürülmüştü. O gece ablası kaybolmuş ya kaçmış ya da kaçırılmıştı ve bir daha ondan asla haber alınmamıştı. O gece uykuda olan güçleri uyanmıştı.
Sayfa 625 - evieKitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Psikoloğum "bu acı bitsin istemiyorsun çünkü bu sana ondan kalan son şey." dediğinden beri iyi değilim...
Kelebeğin Rüyası
İki genç şairin acılı hikayesi... İki genç şair ne kadar acı çekebilir bilinmez ama onlar acılarını kağıda yansıtmaktan başka bir şey yapmazlar. Bu yüzden onca şiir yazılan kağıtların yüzü karaya bağlamıştır ve hepsi birden fazla çizik barındırır. Şairlerin yara çizikleri kağıtların saf güzelliklerine yansır ve kağıtlar kirlenirken şairlerin
Reklam
Gücüm, hayatım, nem varsa kaybettim, Kaybettim, ah, dostlarımı, neşemi. Kalmadı hatta kibrim, azametim, Oydu vehmettiren dâhiliğimi. Hakikat budur dedikleri zaman Karşımda sahiden bir dost zannettim. Hakikatı anlayıp duyduğum an; Çoktandır galip gelmişti nefretim. Ama işte hakikat ebedidir, Yaşarsa bir kimse ondan bihaber Âlemde ömrünce gafil kişidir. Tanrı soruyor, cevap vermek ister. İyi ki ağlamışım ara sıra, Elimde kalan servet bu dünyada.
Sayfa 320 - Alfred de MussetKitabı okudu
Bir hata yaparsanız, bunun için yapabileceğiniz tek şey ondan ders çıkarmaktır. Geri kalan her şey boşa zaman kaybıdır.
"Savaşta ahlak yoktur" dediler. Ama yamyamlar asla bir günde yiyebileceklerinden fazlasını öldürmezler. Sizin savaşlarınızda, birkaç dakika içinde binlerce kişi ölüyor. Belki de sizin komutanlarınıza savaşın 5 dakika sürmesi için anlaşmaları konusunda bir öneride bulunmak yerinde olur. Böylece tüm ana babalar savaş alanına gelirler, çocuklarından geri kalan parçaları alır, eve götürüp gömerler. Ondan sonra bir beş dakika daha savaşıp savaşmamak söz konusu olursa, eminim savaşlar biter. Baştan aşağı anlamsız olan bir olaydan anlam çıkarmak çok güç."
İnsanın insandaki gerçek değerini, ondan "vazgeçme eşiği" ifşa ediyor. Hiç şaşmaz. O vazgeçiş eşiği neyse, ne kadarsa birinin gözündeki hakiki değeriniz orada saklı. Kalan her şey süslü cümleler, münasip kılıflar, kendini aklayan serzenişlerden ibaret.
Zeynep Mercan
Zeynep Mercan
Reklam
Uyarılmasının kokusunu, kadınlığının o nefis kokusu- nu bu yakınlıktan alabiliyordu. Kendisini daha fazla kontrol edemeyen Clay, elini kaldırdı, parmağını külo- tun beline koydu ve pamuklu kumaşı kendisine doğru çekti. "Ah," dedi Julia şakacı bir tavırla, eline bakarak. "Yolunun ortasında seni engelleyen bir şeyler mi
Sayfa 177
131 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
2024 Okuma Listesi 16. Hafta - 16. Kitap 2024’ün 17. Kitabı William Shakespeare’in Özdemir Nutku çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanmış Romeo ve Juliet adlı pastoral komedya eseriydi. Elimdeki Aralık 2021 baskısı. Eser Ocak 1996’da Remzi Kitabevi tarafından Bülent Bozkurt çevirisiyle Size Nasıl Geliyorsan adı
Nasıl Hoşunuza Giderse
Nasıl Hoşunuza GiderseWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Yayınları · 20131,607 okunma
İnsan davranışlarının ve ilişkilerinin gerçek anlamı ancak çaba göstererek anlaşılır.Mesela biri ölür ve sen bunu anlayamazsın. Gömülür, hâlâ bir şey hissetmezsin. Toplum içinde yas tutar, ağırbaşlı bir ciddiyetle önüne bakarsın ama evde esner, burnunu kaşır, kitap okursun; aklına ölmüş olan ve yasını tuttuğun kişiden başka her şey gelir.Dışarıya karşı belli bir duruş sergilersin, ciddi ve vakursundur ama içten içe hayretle hiçbir şey hissetmediğini, olsa olsa suçluluk duygusuyla karışık bir memnuniyet ve rahatlama duyduğunu fark edersin. Ve kayıtsızlık, derin bir kayıtsızlık.Bu bir müddet böyle sürer; günlerce, hatta aylarca. Dünyaya kendini farklı gösterir ve gizli bir kayıtsızlık içinde yaşarsın. Ve sonra, çok sonra, bir yıl sonra, ölen kişinin burnu düştüğünde, bir gün sokağa çıkarsın, başın döner ve bir duvara yaslanırsın; çünkü anlamışsındır. Neyi mi? Vaktiyle seni ölen kişiye bağlayan duyguyu. Ölümün anlamı mı. Toprağı tırnaklarınla kazıp ondan kalan ne varsa çıkarsan bile bir daha asla gülümsemesini göremeyeceğin, dünyadaki bütün bilgelik ve kudret bir araya gelse onun, yani ölen kişinin sokakta karşına çıkıp sana gülümsemesine yetmeyeceği gerçeğini.Ve ordu kurup yeryüzündeki bütün toprakları fethetsen, onun da bir işe yaramayacağını.İşte o zaman bağırmaya başlarsın. Ya da belki bunu bile yapmazsın. Sokağın ortasında, bomboş bir kafayla kalakalır ve dünya anlamını kaybetmiş, dünyada yapayalnız kalmışsın gibi bir eksiklik hissedersin.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.