Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Yunan atasözünde dendiği gibi, kral esvabı giydirildiğinde bile maymun yine maymun kalmaya mahkûmsa, kadın da kadın, yani hangi maskenin ardına saklanırsa saklansın aklı kısa kalacaktır her daim. Umarım hatunlara budala dediğim için hiçbiriniz bir gaflete düşüp de bana karşı tavır almaz, unutmayın ki nihayetinde ben de bir hatun kişiyim. Ancak akıllarını başlarına devşirecek olurlarsa, erkeklere göre oyuna önde başladıklarının pekâlâ farkına varacaklardır aslında. Öncelikle güzellik gibi bir değerleri var ki bu onlar için her şeyin önünde gelir. Güzellik marifetiyle zalimleri bile dize getirip mazluma çevirirler. Nereden geliyor erkeğin kaba saba gövdesi, tüylü derisi, ormansı sakalı, hasılı gençliğe zıt görünümü. Yanıt çok basit: Aklından. Hatunlara ise kanlı canlı pürüzsüz yanaklar, şuh bir ses, ipeksi bir cilt kalır ki bunlar da onları ebediyen genç kalacaklarmış gibi göstermeye yeter de artar. Erkeklerin hoşuna gitmekten başka ne beklentileri var hayattan?
Sayfa 23 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
“ya hayatlarının anlamını bulamayanlar? onlar ne olacak?” ”onlar da, göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler. ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!”
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!
Sayfa 251Kitabı okudu
V.Bölüm-Diomedes'in Kahramanlıkları
Aineias da avladı danaoların yiğit erlerini, Diokles'in iki oğlu Kreton'la Orsilokhos'u, babaları düzenli Phere'de otururdu, vardı bir sürü malı mülkü, Pylos topraklarında yayıla yayıla akan Alpheios Irmağı'ndan gelmeydi soyu. Bir hayli erin kralı Ortilokhos'un babasıdır o, Ortilokhos da babasıdır ulu canlı Diokles'in; olmuştur Diokles'in iki oğlu: Her türlü savaşı bilen Kreton'la Orsilokhos. Onlar körpecikken kara gemileriyle geldiler Argoslularla güzel kısraklı İlyon'a, almaya geldiler Agamemnon'la Menelaos'un öcünü. Ama şimdi ölüm kapladı ikisini de. Hani dağ tepelerinde, uçsuz bucaksız bir ormanın en kuytu yerinde, analarının beslediği iki aslan, sığırlarla iri koyunları kapıp kaçmak için nasıl yağma ederlerse insanların kurduğu ağılları, sonunda insan elinin altında ikisi de tunç kargıyla yere serilirse nasıl, öylece boyun eğdiler Aineias'ın eli altında, devrildiler kocaman çamlar gibi.
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Kim kalbinden vazgeçecek kadar kendini bir şeye adayabilir ki?"
"Onu da göreceksiniz" demişti bana. "Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?" diye söze girmişti kızılderili. "Onlar ne olacak?" "Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!"`
_Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor. _Kozmos’un keşfi, kendi kendimizin keşif yolculuğudur. _Hayal gücü bizleri çoğu zaman bilinmedik diyarlara götürür ve o olmadan hiçbir yere ulaşamayız. Kuşku da bize, düş ürünüyle gerçek arasındaki farkı bulmamızı ve varsayımlarımızı sınamamızı sağlayan yolu açar. Bütün o buluşlarla keşifler,
Reklam
~ Çok sevdikleri biri Dünyadan Göçüp gittiği sırada onlar da sevdiklerinin başucunda oluyorsa sözlerinin ne olduğunu çok canlı hatırlıyorlar ~
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
“Peki gidecek misin?” Ferdinand titriyordu. “Bilmiyorum, fakat gitmek zorundayım.” “Niçin zorundaymışsın? İsviçre’de sana emir veremezler. Burada özgürsün.” Birbirine kenetlenmiş dişlerinin arasından öfkeyle tıslarcasına “Özgür! Bugün kim özgür ki?” dedi. - “Özgür olmak isteyen herkes. Ve en çok da sen. Bu nedir ki?” - Karısı, onun önündeki kâğıdı sinirle fırlatıp attı. - “Bunun senin üzerinde nasıl bir gücü olabilir ki, zavallı bir büro memurunun yazdığı bu kâğıt parçasının senin gibi canlı, özgür bir insanın üzerinde nasıl bir gücü olabilir? Bu sana ne yapabilir, nasıl bir zarar verebilir?” - “Kâğıt değil, ama gönderen zarar verebilir.” - “Kim gönderiyor bunu? Nasıl bir insan? Bir makine, insan öldüren bir makine. Fakat seni yakalayamaz.” - “Milyonlarcasını yakaladı, beni neden yakalamayasın ki?” - “Çünkü sen istemiyorsun.” - “Diğerleri de istemiyordu.” - “Fakat onlar özgür değildi. Onlar silahların arasında kalmıştı, bu nedenle gittiler. Ama hiçbiri isteyerek gitmedi. Hiçbiri İsviçre’den o cehenneme bile isteye gitmezdi.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.