Şimdi kara, soğuk demir parmaklıklar ardında olmak gibiydi onsuzluk düşüncesi. Birlikte olmak ama bir olamamak... Ne büyük bir acı. Zamanı durdurulmuş bir mahkûmun sürekli gardiyanını izlemesi gibi.
eroin beni kullanmaya başlamıştı. o, parayla beslenen, bencil, kıskanç, sinsi ve çok zeki bir yaratıktı sanki. onun kollarında sonsuz bir huzur bulup her şeyi unutmak mümkün oluyordu.
onunlayken her şey tozpembe olmuyordu, abartılı bir mutluluk söz konusu değildi ama onsuzluk korkunçtu.
O'nu özlüyorum, umudum, neşem, merhametim, sevgim, hasretim. Onsuzluk: kırılmış kalbime sonsuzluk... Bir son yok, bir daha onsuzluğum dinmeyecek, bir daha her şey eski olacak.
Onsuzluk mu daha ağır, yoksa bu aşkı başlamadan bitirmek mi bilmiyorum. Yaşasaydık belki de ayrılırdık, onsuz yaşayamam dedem bile her aşk bitebilir, kimlerin aşkları birmedi ki. Ama yaşayıp ayrılmak hiç yaşayamamaktan çok daha iyi.
Çok mutsuzum, sanki bir depresyon bulutunun içinde yaşıyorum. Onsuzluk mu daha ağır, yoksa bu aşkı başlamadan bitirmek mi bilmiyorum. Yaşasaydık belki de ayrılırdık, onsuz yaşayamam desem bile her aşk bitebilir, kimlerin aşkları bitmedi ki. Ama yaşayıp ayrılmak hiç yaşayamamaktan çok daha iyi. Bu aşkı yaşayamamış olmak boğazımda bir yumru, aklıma her geldiğinde yutkunamaz oluyorum, zaten aklımdan çıktığı da yok.