ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta,
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var, uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Orda bir dağ var, uzakta,
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var, uzakta,
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
Roboski hâlâ kanıyor
Yenigün gazetesi, 28 Aralık 2013
İki yıl önce, 28 Aralık 2011'de Şırnak’a bağlı Uludere (Roboski) kırsalında
Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’ların bombalaması sonucunda 34
yurttaşımızı yitirmiştik. Olayın ikinci yıl dönümü çeşitli etkinliklerle anılırken,
gerçeğin hâlâ ortaya çıkmamış olmasına duyulan tepkiler
Evde kızımın kütüphanesinde okuyabileceğim bir şeyler ararken baktım benim Canistan orda duruyor pek sevindim kızımda okumuş diye hatta benim çok yapmadığım kitaplarda not alma, altını çizmeleri de yapmış.Bu da bana bu kitabı inceleme bahanesi verdi. Hatırlıyorum da bu kitabı okurken kitap koşmuş ben arkasından yetişmeye çalışmıştım. Hızlı, çabucak okunan, akıcı bir romandı. Aklımda kalan köy kadınlarının yaşadığı cinselliğin ayıpsızlığı, köy insanın gündelik işlerinin düzenidir. Ne var ki yazar yaşasaydı son bölümünde neler anlatırdı merak etmekten de kendimi alamamıştım. Benim için Türk yazarlar hep bir tık önde olacağı için keyifli okumalar diliyorum...
CanistanYusuf Atılgan · Can Yayınları · 20174,342 okunma
"Kan var bütün kelimelerin altında
Posta arabalarından söz et bana
Kan var bütün kelimelerin altında
Ezop'un şu lanetli dilinden söz et
Kan var bütün kelimelerin altında
Umulmadık birgün olabilir bugün
Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara
Bir çay söyle yağmurların kokusunda
Kan var bütün kelimelerin altında
İşte durup dururken
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta,
O ev bizim evimizdir.
I
Evlerin saat beş olma hali
Ben yorgunum anlamaktan
Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan.
Ve akşam
Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği
denizlerin anısına : MEKTUP AŞIK İHSANİ
Demem şu ki sevdiğim, ortaçağdan bu yana bana öyle bir ters geldi ki,1971 Mart,Nisan,Mayıs ve sonrası….Yıkılası mahpushaneler tıklım tıklım evde, yolda,işte, sokakta, on on, yüz yüz, bin bin adam toplanmakta. Anlayacağın ne kadar ben çağımdan ve üzerinde büyüyüp suyunu içtiğim toprağımdan
Okumakta çok geç kaldığım yazarlardan olduğunu biliyorum; Fakir Baykurt'un. Fakat şuna da inanırım bazı yazarlar ve eserler okumak istemekle okunmaz; onlar kendisini okutacağı zamanı bilir ve karşımıza çıkar. Muhtemelen öyle zamanlardan birinden geçmiş bulunuyorum.
Eserin kapağını araladığımızda karşımıza ilk olarak "Yılanların Öcü Üstüne
"Ben bir başkasıdır." der Arthur Rimbaud. Ne kısa, ne uzun bir cümle. Konuyla ilgili Vedat Türkali'nin Güven l, ll romanı kadar uzun romanlar yazılabilir. Bir odun parçasının kendini keman sanmasının tek sorumlusu, suçlusunun toplum olduğunu düşünmüyorum. Ve konu çok derin içinden çıkamam diye korkuyorum. Daha kendi kendimin Yusuf'u ve
...
Yol bir kafiye arar ve bulur
Dönemeçlerin benzerliğinde
Kan var bütün kelimelerin altında
Bir gül al eline sözgelimi
Kan var bütün kelimelerin altında
Beş dakka tut bir aynanın önünde
Sonra kes o aynadan bir tutam
Beyaz bir tülbent içinde
Koy iç cebine
Bütün bir ömür kokar o ayna
Kan var bütün kelimelerin altında
İşte o kandır senin gülüşün
Sızmıştır hayatın derinlerine
Siyahtır orda kırmızıdır
Daldan dala atlar
Sever çocuklara anlatılan masalları
Ama iş savunmaya gelince
Yalnız alevi savunur
Ve güneşin solmaz çekirdeğini
Yalnız doruklarda
Umulmadık bir gün olabilir bugün
Kan var bütün kelimelerin altında
Özlemişim Kutlu'nun kitaplarını okumayı her zaman iyi gelmiştir bana sıkıldığımda baş ucumda illa onun kitaplarından biri durur okumuşum okumamışım farketmez. Okuduklarımdansa kitap, çizili yerlerini okurum illa bir rahatlık verir, dünyanın sıkılmaya değmeyecek kadar boş olduğunu hatırlatır bana. Okumadıysam da herhangi bir sayfasını açarım,