Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Cumhuriyetin İlerici ve Çağdaş Kurumu: Tam Bağımsız Köy Enstitüleri
* Cumhuriyetin en başarılı eserlerinden biridir tam bağımsız Köy Enstitüleri. Geçmişte başarıya ulaşmış, başarısı da kapatılmakla ödüllendirilmiştir. Çünkü; ülkemizde her başarının bir ödülü değil, cezası vardır. * Köy Enstitüleri açıldığı yıllarda değil de, kapandığı yıllardan sonra daha çok gündemde olmuş, her dönem geçmişe ait bir özlem, bir
Unutulmaz Köy Enstitüleri
Unutulmaz Köy EnstitüleriFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2016571 okunma
Ateist olabilirsin ama saygı duymak zorundasın!!
Rıdvan Aydemir ve diğer ateistlerin de YouTube kanallarında Kur'an yırtma, tükürme eşliğinde "sizden korkmuyorum" temalı videolar ekliyorlar. Üstelik bu hareket büyüyor. Diğer ateist kanallar da bunu yapıyor. Sorumuz şu: Hasta mısınız? Kimsenin sizin ateist olmanızla alakası yok. Düşüncelerinizi yayarken tehdit almanız da küçük bir grup ile ilgili. İster Kur'an, ister diğer din kitapları veya ideolojileri sevmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz, inanç ve düşünce hürriyeti var. Ancak bu kepazeliğin anlamı nedir? Hayatım boyunca ne Marx, ne Dawkins, ne Lawrence Krauss veya benden başka düşünen birinin kitabını yakmayı, yırtmayı aklımdan bile geçirmedim. Çok ucuz, basit, anlamsız bir hareket çünkü. Ortaçağ kilisesi çiğliği neyse, bu da o kadar anlamsız bir hareket çünkü. Bilim ve akıl adına bir dinin kutsal kitabına tükürenler ile; din kökenli terör örgütleri zihniyeti arasında hiçbir fark yok. İkisi de nefret, kan, kaos ve öfkeden besleniyor. Bu ve benzeri videolara uluslararası erişim yasağı ve sahiplerine hukuki yaptırım uygulanmalı. Şu videoya bakın. Din eleştirisi yaparken kendisini Fransız aydınlanması ve İtalyan rönesansına eklekte olduğunu zanneden ancak gerçekte hukomokko kabilesi üyesi ufkuna bile erişemeyen ilkel primitif beyninizin içine insanlık namına idrak dileyelim. t.co/t5RvnkjPlI (Hatice Acar)
Reklam
Yapılan her alıntı ve iletiler onayladığımız anlamına gelmiyor. Adı üstünde 'alıntı' Hakarete, tehdide, alaya gerek yok. Okur olmak pireden deve yapmak değil. Beğenmezsek okuyup geçeriz. Paylaşan kişiyi ortaçağ zihniyeti ile yargılamamak gerekir. Kaçıncı yüzyıldayız. Hala ilkeliz. Hala fişliyoruz ölüm fermanı çıkartıyoruz. Destek arıyoruz. Kitapları yakan ortaçağ zihniyetinden ne farkımız var. Aşamadık aşamıyoruz..
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim, akar suyun meyve çağında ağacın, serip gelişen hayatın düşmanı. Nazım Hikmet demiş Legolas. -Elf gözlerim yine bir düşmanlık görüyor Ozancığım. -Bunu bende gördüm. Demete (
Demet
Demet
) savaş açmışlar. -Akla, düşünceye düşmanlık neden. Burası kitap sayfası değil mi? Kullanmayacaksak akıl neden verildi? -Maalesef bu zihniyet heryerde Legolas. -Kitapları yakan ortaçağ zihniyeti gibi. İnsanlık gelişmiyor sanki geriliyor. -'Güzel günler göreceğiz çocuklar' demişti Nazım. -Sanırım o günler bu günler değil. -Gelecek Legolas o günler de gelecek. Ben inanıyorum. -Elf gözlerim o kadar uzağı göremiyor. web.1000kitap.com/Legolas06
Kadının en büyük düşmanı erkekten önce kadın galiba:( Tebrikler, ortaçağ zihniyeti mecliste...
« Demokrasiye atılmış terlik... Demokrasiden zarif bir gövde hareketi ve evet terlik karavana... Demokrasi banyonun eşiğinde... Şimdi içeri girip kapıyı kapadı... Evet, banyoda demokratik ortam, koridorda ortaçağ zihniyeti... ... - Kız çık dışarı... Kör olmayası, yedi yine kafayı.. Kızım televizyonlar kapışınca gaza gelip demokrasi filan deme anneye... Sen kendin inanıyo musun? Daha geçen gün 'Reklam Arası Rejimi' diyodun. Televizyonun kavgasından noolur, iki gün sonra öpüşüp barışır o manyaklar, yazarların, çizerlerin, gazetecilerin içeri tıkılıp, şairlerin yakıldığı yerde niye demokrasi lekelenmiyordu sanki? Durduk yere düşünüp konuşcan, kara lekenin feriştahını sana sürecekler... »
Sayfa 25 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Günün makalesi
DİN VE AKIL İLİŞKİSİ İnsanlık düşünce tarihinde doğru bilgiye ulaşma vasıtalarının neler olabileceği hep tartışma konusu olagelmiştir. Felsefenin de en önemli konularından birisi budur.Bu hususta temel bazı ekoller oluşmuştur. Doğru bilgiye ulaşmak mümkün müdür, mümkün değil midir? Yani insan sahip olduğu maddi ve manevi cihazları ile mutlak
320 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle, kitabın çevirisinde ve dizgisinde gördüğüm sorunlar sebebiyle, İthaki Yayınlarının diğer eserlerindeki kaliteyi bildiğim için üzüldüğümü belirtmeliyim. 17. yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşen (maalesef) tamamen gerçek olaylardan esinlenerek ve gerçeğin kendisine esasa dokunan müdahalelerde bulunmayarak yazılmış bir eser. Yazarının
Kadınlar Adası
Kadınlar AdasıKiran Millwood Hargrave · İthaki Yayınları · 2021566 okunma
Ortaçağ zihniyeti
Gece ile gündüz arasında ne kadar fark varsa Ortaçağ'da İslam'la küfür arasında o kadar fark vardı. Kilise'nin ortaçağın "karanlık" İslam'ınki ne ise "nur" hakimdi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Yani Muhafazakarlık = Ortaçağ Zihniyeti
Romantik muhafazakarlık (gerçi hangi hakiki muhafazakarlık romantik değil ki?) devrimlerin, özellikle de Avrupa’daki devrimin başarısızlığının bir sonucuydu ve Antikite’ye değil Ortaçağ’a yönelmişti.
Sayfa 265
#EnesKara
Bu laiklik Türkiye de gayrı müslimlerin ve nefislerini kendine ilah edinenlerin güvence altına alınması dışında ne işe yarıyor. Hani inançların güvencesiydi. Her firsatta müslümanlara saldırı amaçlı dışında ne işe yarıyor. ENES KARA ölümü ile başta RİSALE-İ NUR hizmetine saldıran bu karanlık zihniyet neyin hesabını yapıyor. TARKAN gibi henüz
Özellikle 1843-1846 yılla- rı arasında yaşanan ilk trajik olaylar, 1915'teki olayların öncüsü gibidir. Kürt aşiretlerinde iktidarın el değiştirmesi klasik ortaçağ zihniyeti ile işlemekte yani soya dayalı olarak yönetici, yönetimi ele almaktadır. Söz edilen yıllarda, Hakkâri bölgesinde Kürt ve Nasturi aşiretleri bir arada yaşamaktadır. Aynı Kürt aşiretinden iki kişinin (amca ve yeğen) aşire- tin başına geçmek istemesi ve bunlardan yeğen olanın Nasturi Patriği Mar Şamun tarafından desteklenmesi nedeniyle Nasturiler, Kürtlerin hedefi haline gelecektir. Kürt lideri Bedirhan, 1843 yılında aynı bölge- den 10.000 Nasturi'yi, teslim olmalarına karşın, aşiretine öldürtecektir. Buna dair önemli bilgilerden biri, o dönem bölgede misyoner olarak görev yapan A.H. Layard tarafından aktarılmaktadır. 1847 yılında İngiliz, Rus ve Amerikan temsilcileri, Bedirhan ve aşi- retine Osmanlı Hükümetinin müdahalede bulunması konusunda bas- kı yaparlar. Tepkilerin artması üzerine, Osmanlı Hükümeti tarafından Cizre'ye gönderilen güçlü bir ordu, Bedirhan'ı mağlup eder ve Bedirhan 1847'de teslim olarak İstanbul'a getirilir. Buradan sekiz yıllığına Girit'e sürgüne gönderilen Bedirhan, oradan Şam'a geçer ve 1870 tarihinde Şam'da ölür.52 Hıristiyanlar bu olaylardan şunu öğrenmişlerdir ki ancak misyonerler aracılığıyla, Batıya seslerini duyurabilirler.
Sayfa 39 - AyrıntıKitabı okudu
İstanbul'un Fethi hakkında bir mütalaa;
Osmanlıların İstanbul'u fethi, Batı'da karanlık, iptidai ve birçok yönleriyle uta**ç verici ORTAÇAĞIN kapanmasına ve ilim, insan hakları, adalet, hukukta eşitlik prensiplerine yönelmeye vesile olmuştur. **Kadını insandan kabul etmeyen ortaçağ zihniyeti, insan olmanın şuuruna İstanbul'un fethinden itibaren ermeye başladı....
Sayfa 563
335 syf.
9/10 puan verdi
Tanrılaşma Sevdası
Şimdi sıra geldi '' Tanrısız Tanrı''ya... Ben F. W. Nietzsche'ye ''Tanrısız Tanrı'' derim, çünkü tüm hayatı hikayesi İsa'ya (Jesus Christ) karşı içinde var olan, ve asla karşı koyamadığı, alevlenmesini durduramadığı, söz geçiremediği bir komplesk'in ürünüdür:
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,7bin okunma
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.