Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne çok ortak noktası vardı Ortadoğu'da kadınların ;dinlere farklı etnik kökenlere farklı dünya görüşüne sahip olsalar da kadın olmak onları birleştiriyordu belki de .
Sayfa 109 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
Toplumsal cinsiyet teorisyenleri ve bu teoriler üzerinden birtakım organize faaliyetler gerçekleştiren f*minist dernekleri, kadına şiddet kısmında Amerika başta olmak üzere İsrail, Rusya, ve İngiltere gibi ülkelerin Ortadoğu'da, Afrika'da, Hindistan'da yaptığı kadın ve çocuk tecavüzlerine, katliamlarına karşı kördürler. Bunların yanında kadınların kendi çocuklarına ve eşlerine karşı yaptıkları şiddete de duyarsızdırlar. Hatta bu şiddet bir müddet sonra sömürü ve düzenli istismar haline döndüğünde bile görmezlikten gelmekte, uzak durmaya çalışmaktadırlar.
Reklam
Tarihte Adalet Yoktur - Erkek ve Kadın
Hiçbir erkeğe ait olmayan bir kadına tecavüz etmekse kesinlikle suç olarak görülmüyordu, tıpkı kalabalık bir sokakta yere düşen parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısına tecavüz ederse, bu zaten suç değildi. Hatta bir kocanın karısına tecavüz edebilmesi fikri bir oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği üzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanın karısına "tecavüz ettiğini" söylemek, adeta birinin kendi cüzdanını çaldığını söylemek kadar mantıksizdı. Bu yaklaşım antik Ortadoğu'yla sınırlı değildir; 2006 itibariyle dünyada hâlâ 53 ülkede kocalar karılarına tecavüz etmekle suçlanamıyordu. Almanya'da tecavüz yasaları henüz 1997'de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu.
Sayfa 151Kitabı okudu
Ortadoğu'dan Güneydoğu Asya'ya, Kafkaslar'dan Güney Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyaya dağılmış Müslüman toplumlar, idarî ve siyasî yapıları ve ekonomik gelişmişlik dereceleri açısından büyük farklılıklar gösterseler de, çoğunda kadın bedeni ve cinselliği konusunda ortak bir eğilim söz konusu. Türkiye de dahil olmak üzere, Müslüman toplumların büyük bir çoğunluğunda, kadınların bedenlerini ve cinselliklerini, kadınların kendilerine değil, aileye, aşirete ya da topluma ait gören erkek egemen bir anlayış ve tutum hâkim.
inşallah ruhlarınız azap içindedir
Çoğu toplumda kadınlar erkeğin malıydı, genellikle de babalarının, kocalarının ve erkek kardeşlerinin. Çoğu yasal sistemde, tecavüz mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirilirdi. Başka bir deyişle, kurban tecavüze uğrayan kadın değil, ona sahip olan erkekti. Durum bu olunca yasal çözüm de mülkiyetin el değiştirmesi oluyordu. Tecavüzcü, kadının babasına veya erkek kardeşine parasını ödeyerek kadının mülkiyetini kendi üzerine alıyordu. Eski Ahit şöyle buyurur: "Bir adam nişanlı olmayan bir bakireyle karşılaşır, onu ele geçirip onunla yatarsa ve bu kişiler bulunursa, kadınla yatan adam kadının babasına 50 şekel değerinde gümüş vermelidir, böylelikle kadın onun karısı olur." (Deuterono mu, 22:28-29). Eski İbraniler bunu mantıklı bir düzenleme olarak görüyordu. Hiçbir erkeğe ait olmayan bir kadına tecavüz etmekse kesinlikle suç olarak görülmüyordu, tıpkı kalabalık bir sokakta yere düşen parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısına tecavüz ederse, bu zaten suç değildi. Hatta bir kocanın karısına tecavüz edebilmesi fikri bir oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği üzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanın karısına "tecavüz ettiğini" söylemek, adeta birinin kendi cüzdanını çaldığını söylemek kadar mantıksızdı. Bu yaklaşım antik Ortadoğu'yla sınırlı değildir; 2006 itibariyle dünyada hâlâ 53 ülkede kocalar karılarına tecavüz etmekle suçlanamıyordu. Almanya'da tecavüz yasaları henüz 1997'de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu.
Sayfa 151Kitabı okudu
"Yönetim belli ellere geçti. Kadınlar çalışma hayatından geri çekildi. Önce kadınlar değiştirildi. Kadın kanunen de ikinci sınıf hale getirildi. Bırakın çalışma hayatını, evden çıkarken bile kocasından izin alması zorunluluğu konuldu. Değişik bir tarz örtünme getirildi. Ev kadını olmak teşvik edildi. Eskiden bizim geleneğimizde bunlar yoktu! Bu adetler Ortadoğu'dan getirildi. Suudilerden geldi. Sorun da bu işte... "
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Ortadoğu'dan Güneydoğu Asya'ya, Kafkaslar'dan Güney Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyaya dağılmış Müslüman toplumlar, idarî ve siyasî yapıları ve ekonomik gelişmişlik dereceleri açısından büyük farklılıklar gösterseler de, çoğunda kadın bedeni ve cinselliği konusunda ortak bir eğilim söz konusu. Türkiye de dahil olmak üzere, Müslüman toplumların büyük bir çoğunluğunda, kadınların bedenlerini ve cinselliklerini, kadınların kendilerine değil, aileye, aşirete ya da topluma ait gören erkek egemen bir anlayış ve tutum hâkim.
Sayfa 11
Kadın ve Erkek bölümü Sapiens- Tecavüz
Hiç bir erkeğe ait olmayan bir kadına tecavüz etmek ise kesinlikle suç olarak görülmüyordu,tıpkı kalabalık bir sokakta yere düşen parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısına tecavüz ederse bu zaten suç değildi. Hatta adamın karısına tecavüz edebilme fikri oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği üzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanin karısına tecavüz ettiğini söylemek adeta birinin kendi cüzdanıni çaldığını söylemek kadar mantıksızdi. Bu yaklaşım antik Ortadoğu 'yla sınırlı değildir. 2006 itibariyle dünyada hâlâ 53 ülkede kocalar karilarina tecavüz etmekle suçlanamıyordu. Almanya' da tecavüz yasaları 1997 de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu.
Tarihte Adalet Yoktur
Çoğu toplumda kadınlar erkeğin malıydı, genellikle de babalarının, kocalarının ve erkek kardeşlerinin. Çoğu yasal sistemde, tecavüz mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirilirdi. Başka bir deyişle, kurban tecavüze uğrayan kadın değil, ona sahip olan erkekti. Durum bu olunca yasal çözüm de mülkiyetin el değiştirmesi oluyordu. Tecavüzcü, kadinin babasına veya erkek kardeşine parasını ödeyerek kadının mülki yetini kendi üzerine alıyordu. Eski Ahit şöyle buyurur: "Bir adam nişanlı olmayan bir bakireyle karşılaşır, onu ele geçirip onunla yatarsa ve bu kişiler bulunursa, kadınla yatan adam kadının babasına 50 şekel değerinde gümüş vermelidir, böylelikle kadın onun karısı olur." (Deuterono mu, 22:28-29). Eski İbraniler bunu mantıklı bir düzenleme olarak görü-] yordu. Hiçbir erkeğe ait olmayan bir kadına tecavüz etmekse kesinlikle suç olarak görülmüyordu, tıpkı kalabalık bir sokakta yere düşen parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısına tecavüz ederse, bu zaten suç değildi. Hatta bir kocanın karısına tecavüz edebilmesi fikri bir oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği üzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanın karısına "tecavüz ettiğini” söylemek, adeta birinin kendi cüzdanını çaldığını söylemek kadar mantıksızdı. Bu yaklaşım antik Ortadoğu'yla sınırlı değildir; 2006 itibariyle dünyada hâlâ 53 ülkede kocalar karılarına tecavüz etmekle suçlanamıyordu. Almanya'da tecavüz yasaları henüz 1997'de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu.
Sayfa 181Kitabı okudu
İnsanların eşitliği ilkesindeki görüşleri ortak olsa da, tarihsel süreçte üçü de bu eşitliği dindar, özgür, yetişkin ve erkek olmak gibi gerekli özellikleri taşıyanlarla sınırlamışlardır. Başka bir deyişle, her üçü de pek çok önemli açıdan köleyi, çocuğu, kadını ve inanmayanı aşağı görmüştür. Üçünün de bu aşağı durumun ortaya çıkması ve sonlandırılması ile ilgili kuralları vardır. Köleyi efendisi azat edebilir; inanmayan gerçek dini kabuk edip inançsızlığından kurtulabilir; çocuk nasılsa zamanı geldiğinde yetişkin olacaktır. Geleneksel din dünyasında bir tek kadın aşağı durumundan kurtulamaz.
üçü dediği üç semavi dinKitabı okudu
Reklam
insanlık dışı!
❞30 ülkeden 200 milyondan fazla kadın -Afrika başta olmak üzere Endonezya ve Ortadoğu ülkeleri- kadın sünneti yaptırmıştır. Hıristiyanlık ve İslamdan en az 2,500 yıl öncesine dayanan bir gelenektir. Yalnızca bir dine ya da etnik gruba özgü olmamakla beraber; saflık ve namus, cinsel dürtüleri kontrol altına alma ve kadınların evlenene kadar bekâretlerini ve sadakatlerini garantilemekle ilişkilendirilir. En az 15 ülkede çoğu kız çocuğu daha beş yaşına gelmeden sünnet edilirken bir kısmı ergenlik döneminde işlemden geçer.❞
Sayfa 280 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
46 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.