Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rifka Mitrani, Lyon'a Paris'ten, Paris'e ise Birinci Dünya Savaşı sonrasında kocasıyla birlikte istanbul'dan gelip yerleşmişti. Atalarının İstanbul'a varışıysa, 1492 yılının Ağustosu'na düşüyordu. Çünkü aynı yılın Mart ayında, ispanya Kral ve Kraliçesi Don Ferdinando ve Dona Izabella'nın birlikte imzaladıkları bir fermanla, ispanya sınırları
Bir ölüm kalım ve var olma savaşı verildikten sonrası için yeni bir proje gerekiyordu. Bu projenin ilk adımları Misak-ı Milli kararlarıdır. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti bir siyasal projedir ve ulusal çizgide siyasi bir akla dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına doğru yol alırken, iki kutuplu dünya düzeni çöküyor ve sosyalist sistemin dağılması ve Sovyetler Birliği'nin ortadan kalkması üzerine merkezi alanda gene eskisi gibi emperyal projeler devreye sokuluyor. Büyük Britanya İmparatorluğu, öncüsü ve kurucusu olduğu dünya devleti oluşumu adına, gene eskisi gibi Osmanlı hinterlandında bir Yakın Doğu Konfederasyonu kurmaya yönelirken, İngiltere'nin yavrusu olan Amerika Birleşik Devletleri Büyük Ortadoğu Projesi ile ılımlı İslam üzerinden yeni bir Panislamcılık politikasına Türkiye üzerinden yöneliyor.
Reklam
Deniz Gezmiş
Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bizlerin tek özlemi tahsil sırasında bulunmamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığıdır. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin
Sayfa 262 - 68’liler Yayınları, Mayıs 2008
1. Dünya Savaşı sonunda ağır bir yenilgiye uğrayan Osmanlı devletinin ekonomisini kurtarma önerileri içinde Amerikan veya İngiliz mandasına girme önerisi de vardı. Yahya Kemal en çok bu öneri sahiplerine kızar ve şöyle dermiş: — Sultan Fatih, İstanbul’u almak için döktürdüğü toplardan her birini kırk mandaya çektirmişti. Bunlar ise koca İmparatorluğu bir tek mandaya çektirecekler.
Sevgili okurlarım, siz, televizyon ekranlarına kadar yansıyan "Osmanlı emperyalist değildi" söylemlerine bakmayın, bütün din-tarım imparatorlukları gibi Osmanlı da fethettiği yerleri sömürmek üzerine kuruluydu. Savaşlardan sonra yapılan antlaşmalardaki yıllık ödemeler, Hıristiyanlardan adam başına alınan cizye adlı vergi hep
Atatürk. Yiğit komutan; Birinci Dünya Savaşı'nda çarpışmış, bir isyanı önlemiş, saltanatı kaldırmış, Osmanlı İmparatorluğu'na son vermiş, İslam dinini devletten ayırmış (ki çoğu kişi bunu başarmanın imkansız olduğunu düşünüyordu) ve lanet İngilizlerle Fransızlar için en önemlisi, İttifak Devletleri ile aşağılayıcı bir barış anlaşması imzalamayı reddetmişti. Almanya ise imzalayarak istemeden de olsa Nazizmin tohumlarını ekmişti.
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Unutmayalım ki 1. Dünya Savaşı'na girdiğinde 2.500.000 km2 alana sahip olan Osmanlı İmparatorluğu'na, savaştan sonra 900.000 km2 bir ülke kalmıştır. Savaştan önce 22 milyon nüfusu olan ülkenin savaştan sonraki nüfusu 12 milyondu. Burada özellikle de gençlerimizin bilmesi gereken bir husus, bu savaşın en fazla Türkleri etkilemiş olduğudur. Ancak 100. yılını yaşadığımız şu günlerde bile en az bizde anılmakta ve en az bizde yazılıp çizilmektedir. Oysa harp tarihi, tarihçiler için üzerinde inceleme yapılan bir kadavradır. Gerekli dersler çıkarıldığında güncel sıkıntılar için de çözümler bulunabilir.
Sayfa 159Kitabı okudu
II. Abdülhamid: Söylendiği ve yazıldığı gibi kötü bir hükümdar değil, aksine büyük ve dahî bir imparatordur. Onun hakkında, henüz, bütün belgeleri gözden geçirerek hazırlanmış tarafsız bir inceleme yapılmamıştır. 1908 Meşrutiyetinden beri "vur abalıya!" kabilinden, aleyhine söyleyip yazmak moda olduğundan, Abdülhamid'in görülmedik
631 öğeden 601 ile 615 arasındakiler gösteriliyor.