Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ali Kuşçu
Kısaca Alaeddin İbn Muhammed el-Kuşçu olarak bilinen Kuşçuzâde Alâüddîn Ebû el-Kâsım Ali İbn Muhammed, XV. yüzyılın başlarında Maveraünnehir bölgesinde, muhtemelen Semerkand’da doğdu. Babası Muhammed doğan besliyordu, Uluğ Bey’in (13941449) doğancısı olduğu için önce Kuşçuzâde, sonradan da Kuşçu lakabıyla tanınmıştır. Eğitiminin önemli bir kısmı
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Değerler üzerinden hamaset yaparak göz ve gönül yoran, insana hiçbir şey kazandırmayan kitapların arasına bu bahar cemre gibi düştü Hasip Saygılı’nın “Rumeli’de Bizden Ne Kaldı?” adlı eseri. Suya sabuna dokunan yazılarıyla hem geçmişin hem bugünün bir hesabını yapan yazar, geleceğe dair ümitlerini ve ümitsizliklerini de dile getiriyor. Hasip
Rumeli’de Bizden Ne Kaldı?
Rumeli’de Bizden Ne Kaldı?Hasip Saygılı · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 201986 okunma
Reklam
" Türkiye TRT Haber, Prof. Dr. Ali Fuat Örenç, Mora Türkleri kitabı 23.02.2021 09:05 200 yıllık acı: Mora Katliamı
ABİDİN NESİMİ 1911’de Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. İlkokulu Mercan Sultanisinde, Orta ve Liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okudu, Yüksek Öğrenimini İTÜ’nün (o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi) Su Şubesinde yaptı. 1937-1949 yıllarında serbest çalıştı, 1949‘da Bayındırlık Bakanlığı hizmetine giren Abidin Nesimi evli ve 3 çocuk
“Fakat herkes matbaayı cazip bir yenilik olarak görmüyordu. Osmanlı sultanı II. Bayezid, daha 1485’te çıkardığı bir fermanla Müslümanların Arapça baskı yapmasını kesin bir biçimde yasakladı. Bu kural 1515’te Sultan I. Selim tarafından daha da pekiştirildi. 1727’ye kadar Osmanlı topraklarında matbaa makinesine müsaade edilmedi. Daha sonra Sultan III. Ahmet, İbrahim Müteferrika’ya bir matbaa makinesi kurması için izin veren bir kararname çıkardı. Bu gecikmiş adıma bile kısıtlamalar getirilmişti. Kararname “Bu hayırlı günde bu Batılı usul tıpkı bir gelinin duvağını kaldırır gibi gün yüzüne çıkarılacak ve bir daha asla saklanmayacaktır” dese de Müteferrika’nın matbaası sıkı bir biçimde izlenecekti. Kararname şöyle diyordu: Kitapları tashih için, hakîki ulemâ ve müdekkik fâzıllardan, şer’î ilimlerde ve yüksek fenlerde ehilleri tam olan müslüman faziletli kâdılardan eski İstanbul kâdısı Mevlânâ İshak ve sabık Selanik kâdısı Mevlânâ Sâhib ile Galata eski kâdısı Mevlânâ Es’âd (faziletleri ziyâde olsun) ve büyük şeyhlerden olup, hakîkî âlimlerin önde geleni Kasımpaşa mevlevîhânesi şeyhi Mûsâ (ilmi ziyâde olsun) me’mur ve tâyin olunmuşlardır. Müteferrika’ya matbaa kurması için izin verilmişti fakat ne basarsa bassın, din ve hukuk âlimlerinden, yani kadılardan oluşan üç kişilik bir heyet tarafından incelenecekti. Belki de matbaa makineleri daha yaygın olsaydı diğer herkes gibi kadıların ilim ve irfanları da ziyade olacaktı. Fakat öyle olmadı, matbaa kurması için Müteferrika’ya izin verildikten sonra bile.
Sayfa 603Kitabı okudu
Basmak Yasaktır
1445’te Alman şehri Mainz’de Johannes Gutenberg iktisadi tarihi derinden etkileyecek bir yeniliği açıkladı; hareketli hurufata dayalı bir matbaa makinesi. O zamana kadar kitaplar ya kâtipler tarafından elde kopya edilmek –ki bu son derece yavaş ve zahmetli bir işti– ya da bunların her bir sayfası belirli özelliklere sahip tahta kalıplarla
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Osmancık, Osman Beğ ve son olarak ta Osman Han olan Osman Gazimizin güzel ruhunu ve onu besleyen Şeyh Ede Bali öğretileri ile süslenmiş nefis bir tarihi roman.  Dili çok farklı ve keyifli. Kitap tarihi bir vesika değil. Çoğu diyalog Tarık Buğra'ya ait. Tarık Buğra Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu  Gazi Osman Hanın felsefesini edebi bir dille
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201816bin okunma
9. ve 10. yüzyıllar arasında seyahat çemberinin hatırı sayılır ölçüde genişlemesinde, devletin kütüphaneleri yaygınlaşması ve uluslararası bir kitap piyasasının oluşması da etkili olmuştur.Bazı Osmanlı âlimleri de o devrin ilim merkezlerine giderek bilgilerini artırmaya çalışmıştır. Bursa kadısı Mevlanâ Mahmûd, Horasan ve Mâverâünnehir'e, Molla Fenârí de Mısır'a gidip bir süre öğrenim gördükten sonra tekrar Anadolu'ya dönmüştür. Bu seyahatler neticesinde gelişen bir ilim alışverişinin yanında Anadolu'ya bilhassa Şam, Mısır, Maverâünnehir ve Horasan'dan bir kitap akımı da başlamıştır.
Mısır
Mısır; evvela bir tahıl hâzinesidir. Saniyen etrafı kontrol eden bir bölgedir. Üçüncüsü tabii ki mâliyeye bir katkısı vardır. Julius Caesar’pı Mısır’ı almasıyla, Roma İmparatorluğu’nun gerçek bir devlet halini aldığını ve oradaki mali sistemi, vergilendirme sistemini öğrenerek Roma hâzinesinin teşekkül ettirildiğini tarihçiler tekrarlar.
Şah Abbas'ın Bağdat'taki zulmü
Bağdad'ın şah tarafından işgalinden sonra Bağdad'taki Sünnîler ve bu meyanda Bağdad kadısı ,büyük cami hatibi ile şeyhi de işkence ile öldürüldüler;şehir baştan başa soyuldu,bu arada İmam-ı Âzam Ebû Hanife ve Pîr Abdülkadir Geylanî türbeleri hem soyuldu ve hem yakıldı.
Sayfa 160Kitabı okudu
226 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.