Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı?- 1
Devlet’i Kim, Nerede, Ne Zaman, Nasıl Yazdı? Sokrates, hiç şüphesiz, Platon’dan çok daha yaratıcı, daha erkek bir kafaydı. Kalıpları kıran, buzları eriten, herkesin alışık olduğu düşünüşten başka türlüsünü getiren herhalde Sokrates’ti. Bu filozof üstüne bildiklerimiz o zaman için az sayılmaz. Ama onları hiç bilmesek bile, Platon gibi değerli
Platon'un Mağara Benzetmesi
Şimdi, Dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi sayfa 231 -237Kitabı okudu
Reklam
..Geliyor, görmüyor musun? Başladı bile. Değil mi? Sana söylediğim şeylerin hepsi hem de. Avrupa yutuldu bile. Biz de peşinden yetişmek için çabalıyoruz. Söylediğim her şey bir tek kelimeyle özetlenebiliyor. Kollektivizm. Yüzyılımızın tanrısı bu değil mi? Birlikte hareket etmek. Birlikte düşünmek. Birlikte hissetmek. Birleş, fikir birliği sağla,
"Öyküler, anlamlandırırken uydurur/düzenler ve tamamlar: Öykü uzayda ve zamanda şeylerin --ki o şeylerden biri de özne-ve-nesne hâliyle insan olarak benim-- diğer şeylerle, devinimlerin diğer devinimlerle ilişkisini bağlantılandıran, şekillenmemişe şekil veren bir örüntüdür. Uzay ve zaman içinde beni bir bütünsellik içinde anlamlandırır,
s. 15, 16 Kavramlar/Kuramlar, M. Bilgin SaydamKitabı okuyor
Haklısınız, peki dönüşünüz nasıl oldu? Doktoramın sonunda benim arazimde Alvbreşleriyle ilgili bir sorun çıkmıştı. Karbonat sedimantasyonunu iyi bilen biri gerekti. Sorunu çözmek için 1981 yılında İhsan Hoca'yı arayıp Naci'nin benimle gelmesi için izin istedim. Naci karbonatçıydı. "Gelsin ve bu kesiti bir görsün. Bana bir fikir
Saat 04:30 , Conkbayırı. Mustafa Kemal ileriye doğru koştu. Tümen komutanı da yanına geldi. Öteki subaylarla bir arada erlerin önünde durdular. Mustafa Kemal , siperler boyunca ilerleyerek alçak sesle erlere talimat verdi : "Askerlerim , karşınızdaki düşmanı mutlaka yeneceğiz. Yalnız acele etmeyin. Ben önden gideceğim. Kırbacımı kaldırır kaldırmaz hepiniz ileri atılın." Öteki subaylara da erlere aynı işareti vermelerini söyledi. Sonra, birkaç adım ilerledi ve kırbacını kaldırdı. Bir an içinde , erler süngü takmış , subaylar kılıçlarını çekmiş olarak , sonradan kendi anlattığına göre , " aslanlar gibi" karanlığın içine atladılar. Bir an sonra düşman siperlerinden yalnız , "Allah!" sesleri duyuluyordu. İngiliz askerleri, silaha davranmaya bile vakit bulamamıştı.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.