Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oy kullanmak kadını alçaltır ve doğaya aykırıdır!
Reklam
Oy kullanmak mı? Kitap okumak mı?
Canı sıkıldığı zaman yapacak daha iyi bir şey bulamayınca kitaba başvururdu.
Sayfa 162
Eğer oy kullanmak bir şeyi değiştirseydi, yaşa dışı ilan edilirdi.
Sayfa 122Kitabı okudu
Antik Yunan'da anti-tiranlık uygulaması:
Bule'nin üye sayısı beş yüze çıkarılır ve bu meclis temel yöne­tim organı olur. Her deme, orantılı bir biçimde meclise delege yollar. Areopagus (yaşlılar meclisi) ve arkhonlann yetkileri sınırlandırılır. Nihayet tiranlığı önle­yebilmek için Kleisthenes, ostrakismos uygulamasını getirir. Buna göre niyetin­ den kuşkulanılan tehlikeli yurttaşlar Ekklesia'da oylanır ve eğer 6.000 oyla ilgi­li yurttaşın tehlikeli olduğu onaylanırsa, o yurttaş on yıllığına, polis dışına sürülür. Oy kullanmak için küçük çanak çömlek parçalan kullanıldığı için bu uygu­ lamaya ostrahismos (çanak çömlek) adı verilmektedir.
Eğer oy kullanmak bir şeyleri değiştirseydi, yasadışı ilan edilirdi.
Reklam
Beş…… 28 Haziran 1950
Abahji birden öfkelendi. Yüzü kıpkırmızı oldu. “Neler saçmalıyorsun? Her şey değişecek!” Onu hiç bu kadar kızgın görmemiştim. “Bütün Kore, komünist iktidar tarafından yönetilecek! Özgürce oy kullanmak, dış dünyayla irtibat kurmak gibi bir ihtimal kalmayacak! Aklımızdan geçenleri söylemeye hakkımız olmayacak! Böyle yaşamak hoşuna mı gidiyor? Sürekli parti toplantılarına katılmak, komşularımızdan korkmak, gizlice ibadet etmek, ailenin Pyongyang’daki mezarını ziyaret etmek için izin almak hoşuna mı gidiyor?”
Bütün Kore, komünist iktidar tarafından yönetilecek! Özgürce oy kullanmak, dış dünyayla irtibat kurmak gibi bir ihtimal kalmayacak! Aklımızdan geçenleri söylemeye hakkımız olmayacak! Böyle yaşamak hoşuna mı gidiyor? Sürekli parti toplantılarına katılmak, komsularımızdan korkmak, gizlice ibadet etmek, ailenin Pyongyang'daki mezarını ziyaret etmek için izin almak hoşuna mı gidiyor?"
Sayfa 44
Anlam insanların birlikte ördüğü ortak hikayeler ağıdır. Kilisede evlenmek, Ramazan'da oruç tutmak ya da seçimlerde oy kullanmak gibi belirli davranışlar neden bizim için anlamlıdır? Çünkü ebeveynlerimiz de böyle düşünür, kardeşim de oruç tutar ve tüm komşularımız, diğer şehirlerdeki hatta uzak diyarlardaki insanlar bile oy kullanır. Peki tüm bu insanlar neden anlatıları anlamlı bulur? Çünkü arkadaşları ve komşuları da aynı görüşleri paylaşır. İnsanlar kendi kendini çeviren bu döngüde devamlı birbirlerinin görüşlerini destekler. Karşılıklı her kabul, anlam örgüsünü herkesin düşüncesine inanmaktan başka bir çareniz kalmayıncaya kadar güçlendirip sıkılaştırır.
Reklam
(...) Lefort'un işaret ettiği gibi, oy kullanmak bir (kurban etme) ritüel(i), bir toplumun kendi kendini yok ettiği ve yeniden doğduğu bir ritüeldir.
Sayfa 135 - Eksik Parça YayınlarıKitabı okudu
Poliste özgür doğumlu herkes vatandaş (polités) sayılmakla birlikte herkesin eşit vatandaşlık hakları yoktu. Dini meselelerdeki kamusal rollerini bir tarafa bırakacak olursak, kadın vatandaşların siyasetle ilgilenmesi tamamen engellenmişti. Bu alan on sekiz yaşını doldurmuş erkeklere mahsustu. Fakat her vatandaşın vatandaşlık hakları ve sorumluluklarından aldığı pay -oy kullanmak, mecliste konuşmak, idari görevler üstlenmek, yargıç olarak görev almak, orduda savaşmak- eşitlik gözetilmeden, salt ekonomik ve sosyal dengelere göre belirleniyordu. Daha önce de gördüğümüz üzere, erken dönem kent devletlerinde vatandaşlığın getirdiği tüm ayrıcalıklara sadece zengin ve soylu kimseler sahipti. Soylu olmayan orta halli vatandaşlar idari görevler üstlenemiyordu, hatta çoğu kent devletinde fakir vatandaşların mecliste oy hakları dahi bulunmuyordu.
Sayfa 88 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Sojourner Truth
Bilim insanları, kölelik karşıtı eski bir köle olan Afrikalı-Amerikan Sojourner Truth’un (1797–1883), bir kadın hakları kurultayında, kadınların oy kullanmak için çok zayıf oldukları düşüncesine yanıt verirken, ömrü boyunca ağır fiziksel işleri yüklendiğine işaret ederek, “Ben kadın değil miyim?” sözlerine sık sık atıfta bulunurlar.
Sayfa 150 - 4.Bölüm: Fikirler, idealler, normlar ve yasalar
Bizi esas bezdirenin ne olduğunu bilemiyorduk, kime daha çok güveniyorsunuz temalı kamuoyu yoklamalarıyla tepeden bakan yorumlarıyla medya mı, siyasetçiler ve işsizliği azaltma, sosyal sigorta açığını kapatma vaatleri mi, yoksa metro istasyonunun her daim bozuk olan yürüyen merdiveni, postanedeki ve Carrefour’daki kasa kuyrukları, Romanyalı dilenci kadınlar mı? Bütün bunlar için sandığa oy pusulası atmak, alışveriş merkezinde bir çekilişe katılmak için kutuya pusula atmak kadar beyhudeydi. Madem bizi temsil eden kimse kalmamıştı, en iyisi kafamıza göre davranmaktı. Oy kullanmak özel ve duygusal bir iş haline gelmişti. İlkbahar tatilinin ortasında, nisan ayında bir pazar günü oy kullanma zahmetine katlanmak için alışkanlık ve çok eski “yurttaşlık görevi” hafızasına sahip olmak gerekiyordu.
358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.