Birinci sınıfa giden Sevgi'nin okula alışması
fazla zor olmadı. Bunun en önemli nedeni,
yeni sınıf öğretmeniydi. Yeliz Öğretmen çok
gençti. Öğretmenliğe yeni atanmıştı ve ilk kez bir sınıf okutuyordu. Bu nedenle çok hevesli, çok dikkatli ve öğrencileriyle çok ilgilenen birisiydi. Sevgi'nin köyden geldiğini öğrenince onunla özel olarak lgilenmeye başlamıştı. Sevgi'nin diğer arkadaşlarından geri kalmaması için elinden gelen çabayı harcıyordu. Onun sayesinde sevgi okula alışmada hiç zorlanmadı.
Aracının direksiyonuna geçip kiliseye gitmek için yola koyulan rahip, yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar. Aracını durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemediğini sorar. Kadın arabaya biner ve bacak bacak üstüne attığında bacaklarının güzelliği ortaya çıkar.
Rahibin gözü kayar ve bakayım derken kısa bir süre için aracın kontrolünü kaybeder. Aracı tekrar kontrol altına aldıktan sonra sağ elini rahibenin bacağı üstüne koyar. Rahibe ona bakar ve şöyle der:
-Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz?
Utançtan kıpkırmızı olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini sıralar. Bir müddet sonra aklı tekrar karışır ve rahibenin bacağına tekrar dokunur vites değiştirme bahanesiyle ve rahibe aynı soru ile karşılık verir:
- Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz?
Utancından yine kızaran rahip elini çeker ve;
- Af edersin kardeşim insanoğlu zayıf düşebiliyor der. Kiliseye vardıklarında rahibe arabadan iner ve tek kelime etmeden, ancak çok manalı bir bakış fırlatarak kaybolur. Rahip aceleyle içeriye koşturur ve bir İncil alarak 129. ayeti açar okumak için.
129. ayet şöyle demektedir :
- İleriye gidiniz, daha yukarılarda arayınız. Orada güzellikler bulacaksınız.
Görev alanınızla ilgili her zaman bilgili olun, aksi takdirde fırsatları kaçırabilirsiniz.
Aykırı gerçekçilik... Okuduğunuz sayfalara hayat boyu bir daha dönmeseniz bile, okurken yarattığı fırtınayı kolay kolay dindiremeyeceğiniz eserler vardır. Çünkü korkutmuştur sizi, en ilkel duyularınıza dokunmayı başarmıştır. İleri gidip, adı koyulmazlarınızın üstünü karalamıştır :)
Eserde tadı kaçırılmayacak kadar güçlü bir gizem var, bu nedenle
“hayat işte geldik gidiyoruz, bir yalan öykü.
sek sek oynayıp
kuru bir kavak dalında şakalaşıyoruz,
gerisi düğünde bir türkü.
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir, Tahsin Özmen
Sarı bir kum fırtınası, sarı bir duman, heryeri eski fotoğraflardaki gibi bir kasvete, hüzne ve yoksunluğa boyar. Sarı duman herkesi alır, radyodan cızırtıyla şarkı dinlenilen, kapı önlerinde birlikte oturulan zamanlara götürür. Sihirli bir duman değildir bu kuşkusuz, olabildiğince olasıdır. Tıpkı hemen arkasından gelen deprem gibi.
Mahir Eriş