Çok uzun bi kitaptı. Özgürlüğü o kadar uzun bi süre bekledim ki ( belki yazar kadar sabırsızca) özgürlüğe bu kadar kolay kavuştuğuma inanamadım ve çok üzüldüm. Üstelik bu gerçek bi yaşam idi. Okurken gerçekten durup çokca düşündüğüm bi kitaptı. Tavsiye ederim.
KelebekHenri Charrière · E Yayınları · 20195,3bin okunma
Gençlik! Babalarının çektiği acıları anımsa. Şimdi senin yararlandığın özgürlüğü elde etmek için onların kazanmak zorunda kaldıkları korkunç savaşları düşün. Bugün kendini bağımsız hissediyorsan, dilediğin gibi geziyorsan, düşündüğünü basında açıklayabiliyorsan, bir kanı sahibi olabiliyor ve bunu halka duyurabiliyorsan unutma ki ataların bunun için kafalarını ve kanlarını vermişlerdir. Sen zorba bir yönetim altında dünyaya gelmedin. Her sabah göğsünde bir efendinin çizmesiyle uyanmanın ne demek olduğunu bilemezsin.
Ne olur, bana söyleme! Aman ha, söyleme! Demokrasi adına
halk dalkavukluğundan bıktım usandım artık! Bütün kurumlarıyla
işlemeyen bir demokrasi neden kutsal inek olsun? Şöyle
söyleyeyim, düşün bak, eğer basın bir tekeller basınıysa, işbirlikçiyse
ve sen bu basına karşı çıkıyorsun, demokrasi var
diye, böyle bir basının özgürlüğünü nasıl savunursun? Çayırtepe
Karakolu'nda senin başına gelenleri askerlere yükleyip,
rahatlayacak kadar safdil olamazsın, dökülen her damla kandan
başta Demirel, Ecevit, Türkeş, Erbakan, o dönemin bütün
sivil siyasileri sorumludur! Bir başbakanın icrası, on yedi yaşında
bir çocuğun boynuna geçirilen iple sonuçlanıyorsa, o
adam hiçbir şey yapamıyorsa, intihar etmesi gerekli değil midir?
Yok, böyle gergedan derisi yüzsüzlüğü! Hıyanet özgürlüğü
diye bir şey olamaz. Diyorum ya, çıkarcı'bir değerlendirmeyle
SHP açısından baktığım zaman da anlamıyorum! Şöyle ya da
böyle temizlenmiş bir siyasal arena var. Neden tertemiz başlayamayasınız?
Neden gidip yine o adamların popolarına giresiniz?
Neden pisliğe bulaşmamış kadrolara şans tanımazsınız?
Bu 'asr-ı saadet' yutturmacası nereden çıkıyor?
Sevgili Ayda V. Gani, bak bu satirlar senin icin gelsin, guzel insan Nazim Hikmet Ran'dan..
"Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası.."
ertugrul.gen.tr/iir-seslendirme
"Ne kadar saçmadır insanlar! Sahip oldukları özgürlükleri kullanmazlar, sahip olmadıklarını isterler. Var olan düşünme özgürlüklerini kullanmazken ifade etme özgürlüğü talep ederler."
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.”
Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
"Özgürlüğü arayın ve dünyanız gözlerinizin önünde uzanmış duracak. Eğer sonsuz bir hayal ruhlarınıza rehberlik ediyorsa, onu fethedin! Bayrağınızın arkasından inancınızı taşıyın!"