Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İngiliz Sefaret heyetiyle Sultan II. Mahmud’un huzuruna çıkan bir İngiliz amiralinin dikkatli müşahedesi nakle değerdir: “…kabul sırasında padişah pek sade giyinmişti. Osmanlı padişahlarının o şarka mahsus muhteşem kıyafeti kaybolmuştu. II. Mahmud’un sırtında mavi bir setre, harmani, ayaklarında Wellington tarzı çizmeler ve çelik mahmuzlar vardı. Fesindeki pırlantalı çelenkten başka üstünde süs görünmüyordu… II. Mahmud yeni kıyafetiyle sık sık İstanbul’da görünmüş halkı bu kıyafete alıştırmaya çalışmıştır. Yenileşme hareketlerinde çok ileri gittiği için muhafazakar çevreler tarafından gavur padişah olarak anılmıştır.”
Halkın Sultan II. Mahmud’a “gavur padişah” demesinin sebebi asla festen dolayı değildi. Prof. Dr.
Ekrem Buğra Ekinci
Ekrem Buğra Ekinci
; “gavur padişah” tabirini ilk defa olarak Sultan II. Mahmud’un Yeniçeri Ocağı ile beraber tekkelerini kapattığı, yoldan çıkmış Bektaşîlerin kullandığını ifade eder: “Kendisine Gâvur Padişah diyenler, Yeniçeri Ocağı ile beraber tekkelerini kapattığı münharif Bektaşilerdir. 1837 senesinde bir Cuma namazına giderken Galata Köprüsü üzerinde atının önüne çıkan Saçlı Şeyh adında bir meczup, Bektaşi tekkelerini kapattığı için bu şekilde hitap etmiştir. Hadiseyi ilk nakleden Ubicini, bu kişinin Bektaşi meczubu olduğunu söylerken; bilahare hadiseyi nakledenler sözün sahibini “şeriatçı bir hoca”ya dönüştürmüşlerdir. Padişah; tasavvuf erbabı, bütün Osmanlı padişahları gibi, dini bütün bir şahsiyettir. Ancak Bektaşilerin başlattığı bu aleyhte propaganda, her kesimden insana tesir ederek bugüne kadar gelmiştir. Bektaşilerin, Osmanlılara ve Nakşibendîlere olan aleyhtarlığı bununla başlar. Meşrutiyet’ten sonra da intikam alma imkânı bulmuşlardır.”
Reklam
Sultan 2. Selim
1574'de Mimar Sinan padişah ölmeden Edirne'deki Selimiye külliyesinin yapımını tamamlamaya çalışıyordu. Cami o yıl ibadeti açılmakla birlikte 2. Selim Edirne'ye gidemediği için bu muhteşem eseri göremedi. içkiden kaynaklanan rahatsızlığın artması üzerine ekim ayı sonlarında "Ayş ü işret ve saz ü sözden bilkülliye el çekip tövbe etti." kendisini avutması için Şeyh Süleyman Efendi'yi yanına getirtti onu, tövbesine tanık kıldı ve vasiyette bulundu. Hekimler sağlığının hızla bozulup vücudunun zayıf düşmesini içkinin ve keyif vericilerin birdenbire kesilmesine bağladılar.
Sayfa 176Kitabı okudu
“Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk Pâdişâh konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan” Şemseddîn Sivâsî hz (Kalbinden söküp çıkar yabancı olan her şeyi ta ki Allah teşrif etsin oraya. Padişah yerleşmez saraya, içi temiz ve güzel olmadan.)
Layihacıların deyimiyle imparatorluk düzeninde “Tegayyür ve fesad”dan (bozuluş ve kargaşa), daha 16. yüzyıl sonunda tarihçiler, Selaniki ve Âli söz etmektedirler. Koçi bey Osmanlı Devleti’nin çöküş sebeplerini, IV.Murat’a sunduğu telhislerde keskin çizgilerle tasvir etmiştir. Ondan önce 1620 lerde, adını gizlemiş olan bir Osmanlı yazarı, Kitab-i Müstetap adlı eserinde aynı noktalar üzerinde durmuştu. Her ikisi de der ki, padişah otoritesi zayıflamış ve devlet iktidari sorumsuz kimseler eline geçmiştir. Eskiden Vezirazam, padişahın mutlak vekili olarak idare birliği ve düzeni sağlar, devlet çıkarını her şeyin üstünde tutardı. Şimdi saray gözdeleri ve sorumsuz kimseler, Vezirazamın bilgisi dışında kararlar çıkarttırıyorlar, idareyi kargaşaya sokuyor, devlet otoritesini kendi ceplerini doldurmak için kullanıyorlar. Rüşvet yaygın bir hale gelmiştir. Gözdeler, iltizamları ve mansıbları (makamları) istediklerine verip ücret almaktadırlar. Çok önemli bir nokta da, bu gözdelerin, timar ve has gelirlerini Paşmaklık adı altında kendi çiftlikleri halinde kendilerine tevcih ettirmeleridir. Sonuçta, tımarlı sipahilere ait topraklar azalmış, sipahi ordusu çok zayıflamıştır. Bu sebepten kapıkulu ordusunu büyütmek zorunda kalan devletin mali yükü ziyadesiyle artmış, devlet reaya üzerine olağanüstü ağır vergiler koymak zorunda kalmıştır.
Sayfa 123 - İslahat Layihaları/ idarede bozukluk ve kargaşaKitabı okudu
Köprülü Mehmet Paşa devlet işlerinin mutlak biçimde kendi yetkisi altına aldıktan sonra, saray (Harem) ve asker ocaklarının kontrolüne son verilmişti. Kara Mustafa zamanında bu durum, 1676 Kanunnâmesinde kesin ifadesini bulmuştur. Veziriazamın devlet ve halk üzerinde padişah vekili olarak mutlak egemen makamı temsil ettiği şöyle ifade olunmuştur: vezirler, valiler ve tüm ulema, kadılar, meşayih, seyyidler, ayan, asker ocakları, reaya ve beratlı kişiler, tüccarlar, büyük küçük, zengin fakir vs. özetle ileri gelenler ve avam tüm halk, sadrazam olanların sözü bizzat padişahın ağzından çıkmış gibi onun emrine uymak zorundadırlar. Bu ifade, Köprülüler döneminde devlet idaresindeki kökten değişikliği yansıtır.
Sayfa 120 - İslahat layihaları/girişKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal’in anladığı ‘imtiyazsız sınıfsız’ Türk toplumu, Padişah ‘veletlerinin’ daha on yaşında I. Ferik olamayacağı, ‘vüzerayla’ ortak Galata bankerlerinin Beyoğlu’nda cirit atamayacağı, ‘hakiki müstahsil olan köylünün’ nihayet insan onuruna kavuşacağı bir toplumdur.
Sayfa 23 - 1. Basım Mart 1981Kitabı okudu
1402 Ankara Savaşı
On derviş bir kilimde uyur da, İki padişah bir iklime sığmaz.
Sayfa 202Kitabı okudu
Hanımına romantik olan erkeğin sonu;
Eski zamanlardan birinde bir yerde bir padişah varmış. Hep Hızır aleyhisselâmı görmek istermiş. Vezirlerine bu dileğini söylemiş. Onlar ise, “Sultanım, biz Hızır’ı bilmiyoruz ki bildirelim, görmüyoruz ki gördürelim, tanımıyoruz ki tanıtalım” demişler. Ama sultan, “İllâ ben Hızır’ı göreceğim” diye tutturunca vezirleri demişler ki: “Biz Hızır’ı
Sayfa 205 - Yazdığım en uzun alıntı bu olmalı
“Mustafa Kemal'in anladığı 'imtiyazsız sınıfsız' Türk toplumu, Padişah 'veletlerinin' daha on yaşında I. Ferik olamayacağı, 'vüzerayla' ortak Galata bankerlerinin Beyoğlu'nda cirit atamayacağı, 'hakiki müstahsil olan köylünün' nihayet insan onuruna kavuşacağı bir toplumdur.”
Reklam
“Gerçekte 10 Temmuz'la 23 Nisan arasındaki fark, ilkinde Padişah'ın halka bazı haklar 'lütfetmesi', ikincisinde halkın doğrudan doğruya Padişah'ın yerini almasıdır.”
seven sevdiğinin sevilen sevenin kuludur kuldan kula padişah olunmaz
Sayfa 101 - İş Bankası kültür yayınları haziran 2009Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.