Din ve siyaset birbirlerine ne kadar da çok benziyorlar. İkisinin de insanlar üzerinde etkisi aynı. İkisini kullananların da tek bir amacı var; gücü elinde tutmak. İnsanlar doğa üstü varlıklara ya da insanlara tapmıyorlar aslında, onların taptıkları şey güç. Gücün kendisinde getirdiği korkuya tapıyorlar... Hiçbir Kral, Padişah, Hükümdar
Ali Rıza Yalgın'ın derlediği bir masala göre, Padişah bir gün Kaf dağına avlanmağa gidiyor. O dağda bir 'Tepegöz' varmış. Tepegöz, çaldığı bir çocuğu, sütle besliyormuş. Padişah, Pusat adlı bu çocuğu Kaf dağından alarak getirmiş ve büyütmüş...
İşte Mustafa Kamal!.. İlk başta, İstanbul'daki tâbi olduğu hükûmetten aldığı resmî memuriyetten başka, Padişahın verdiği hususî fermanla Anadolu'da kuvvet ve nüfûz kazandıktan sonra emanete hıyanet etti ve kendi namına harekete başladı. Yâni Padişahı, hükûmeti aldattı, onları da ayakları altına aldı. Şimdi hiç sıkılmadan hıyaneti, o Padişahtan kaptığı hükûmet ve devletin başına geçmiş oturuyor ve hıyaneti, Padişah'a ve diğer aldattığı adamlara atfediyor...
SALTANATIN KALDIRILMASI
1 Kasım 1922’de, büyük millet Meclisi’nde Gazi Mustafa Kemal’in, Osmanlı saltanatının kaldırılması zorunluluğu hakkında yaptıkları açıklamalar ve teklif üzerine Osmanlı saltanatı resmen kaldırıldı. Hilafet, belirli yetkilere sahip olmaksızın, Osman hanedanında kalıyordu. Zararları herkes çal anlaşılan şahsi saltanatın