Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sen ey kendiyle yetinen; Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da Bir kuşu biçimleyen,
Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda, Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda padişah yalnızlığın, ama yine de umudumuz kalabalık... Metin Altıok
Reklam
Bir güneş bile olsa sonunda Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda Padişah yalnızlığın Ama yine de umudumuz kalabalık...
168 syf.
8/10 puan verdi
Çocukuğunda anne babasını kaybedip önce köle olarak satılan sonra da hadım edilip Osmanlı saraylarında haremlerin başına geçirilmiş olan adamın biri sarayda geçen kirli olaylara tanıklık etmektedir. Üstelik de bu haremağası uzun süredir bu işi yapmış olup pek çok padişah da görmüştür. Şimdiler de tahtta oturan padişah çocukluğunda taht kavgalarını önlemek için pek çok kardeşinin boğazlandığını kendi gözleriyle görmüş ve o günden beridir de ruhunda bir yara açılmış olarak tahtında padişahlık yapmaya devam etmiştir. Üstelik de bu padişahın cinsel yaşantısı da pek bir değişiktir. Kendisinin olabildiğince şişman bir gözdesi vardır. Ve gözdesini olabildiğince şişmanlatmaya çalışmaktadır. Bu padişahın küçük yaşlarda bir çocuğu da vardır. Padişahın annesi de bu küçük çocuğu tahta oturtmaya çalışır. Bu yüzden de gizli oyunlarla padişahı bir yere hapsettirir ve küçük oğlu tahta oturtur. Harembaşı ise olanlara anlam verememekte ve efendisine hala destek vermeye çalışmaktadır. Ve hatta efendisine ulaşıp eğer isterse küçük çocuğu öldürtüp kendisini tekrar tahta oturtabileceğini söylemektedir. Ancak padişah bunu kabul etmemektedir.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,2bin okunma
Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavgâ imiş Bir velîye bende olmak cümleden âlâ imiş…
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Ey sevdiğim, anam beni doğurduğunun üçüncü günü periler beni çalıp buraya getirdiler, beni kendilerine padişah yaptılar. Şimdi onlar benim yanımdan hiç ayrılmazlar. Yalnız, günde iki saat giderler, ben o vakit tek başıma kalırım.
-Ankara'daki hocaları, kafanızı keserim diye korkutunca İstanbul'daki padişah da bu karara boyun eğer mi? - Göreceğiz ...
İngilizler
... Asıl önemli konu da, İstiklâl Savaşı'nın temelinin atıldığı Erzurum'da bu işteki rehberliğim ve Mustafa Kemal Paşa'ya yapabileceğim etkiyi bilerek kongrelerin kararlarına aykırı şekilde beni zamansız bir cumhuriyet ilanına teşvik ederlerken, İstanbul'da gizlice Damat Ferit'in padişah hükümetini aleyhimize hazırladıkları gibi, Konya'da da bir Selçuklu Devleti kurmaya çalışıyorlardı.
Reklam
Sen ey kendiyle yetinen! Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da bir kuşu biçimleyen,
Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda, Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda padişah yanlızlığın, ama yine de umudumuz kalabalık...
Metin Altıok
Metin Altıok
"Yedi yıl. Yani, seksen dön ay. Ya­ni, üç yüz otuz altı hafta. Yani, padişah, üç yüz otuz altı defa se­lamlığa çıkacak. Askerler üç yüz otuz altı defa (Padişahım çok yaşa!) diye bağıracaklar." Üç yüz otuz altı haftanın kaç gün tut­ tuğunu zorlukla hesapıadı. Iki bin beş yüz sayısını bulunca umutsuzluğu korkuya döndü. Bu kadar günün ancak iki üç sa­atinde bu avluya çıkabilecekti. Geri kalan yirmişer saat, hep o kOğuşta, o marsık kokulu, Rumca sesler çınlayan maltada. Çeşit­li ahlaksızlıkların, çekişmelerin, belki de adam öldürme tasarıla­rının içinde geçecekti. Hiçbir faydalı iş görmeden, okuyamadan,yazamadan, resim yapamadan . . . Daha beteri, Mustafa Kemal Pa­şa'ya sövdüklerini duymazdan gelmeye çabalayarak. . . Elini çe­nesine götürdü. Şu anda, yalnız kalmaktan başka hiçbir şey iste­miyordu. Bu isteğinde yanılıp yanılmadığını araştırdı. Yalnızlık istiyordu ama, dönemeçleri, zaman zaman Bekirağa bölüğünde­ ki gibi, bir başka çeşit yılgınlığa çıkan yalnızlığı değil! .. Güven verici, dinlendirici yalnızlık... "Içindeki karanlık mağarada, umutSUZlUğun, aç bir ayı gibi homurdanarak uyandığını, sana duyurmayan bir yalnızlık.»
Kamil BeyKitabı okudu
Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda, Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda padişah yalnızlığın, ama yine de umudumuz kalabalık.
Metin Altıok
Metin Altıok
Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda, Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda padişah yalnızlığın, ama yine de umudumuz kalabalık...
Metin Altıok
Metin Altıok
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.