Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Matta. Bap XVIII, Âyet 21. O zaman Petrus gelip İsa’ya dedi: Ya Rab! Kardeşim bana karşı kaç defa günah işlerse, ben onu bağışlayayım? Yedi kereye kadar mı? Âyet 22. İsa ona dedi: Sana yedi kereye kadar değil, fakat yetmiş kere yediye kadar, diyorum.
Petrus 3:15
İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun.
Sayfa 60 - GDKKitabı okudu
Reklam
Hıristiyanlığın Yayılması
Hıristiyanlık ilk birkaç yüzyılda, Nasıralı İsa'nın çarmıha gerildikten sonra ölüp yeniden dirildiği ve insanların da ona inanarak sonsuz yaşamı bulabileceği öğretileriyle Kudüs'ten Greko-Roman dünyası boyunca yayıldı. Hz. İsa'nın müritleri ona "Tanrı'nın meshettiği" anlamına gelen ve İbranice "meshiah" ya da "Messiah" [kurtarıcı] kelimelerine denk olup Yunanca Christos'tan gelen İsa Mesih dediler. Kitab-ı Mukaddes'teki Elçilerin İşleri'ne göre ilk olarak Antakya'da "Hıristiyan" olarak adlandırıldılar. Önemli kişiler arasında daha çok Aziz Pavlus olarak bilinen ve başta Hıristiyanlara zulmeden ancak Şam'a giderken gördüğü vizyondan sonra din değiştiren bir Yahudi olan Tarsuslu Saul da vardı. Aziz Pavlus yeni inancı yaymak için 40-50 yıllarında yorulmadan seyahat etti. Müritlerinin lideri olarak Hz. İsa tarafından özenle seçilen Aziz Petrus Roma'ya yerleşip kilisenin ilk papası ya da lideri oldu. Hıristiyanlar Roma İmparatorluğu yönetiminde, özellikle de 64'te Nero ve 303-311 yıllarında Diocletianus tarafından şiddetli zulüm gördüler. 313'te, Büyük Konstantin inancın hoş görülmesi gerektiğine karar verdi ve 380'de Hıristiyanlık I. Theodosius yönetiminde imparatorluğun resmî dini oldu.
Sayfa 318 - Kronik KitapKitabı okudu
Şikayet etmiyordum. Bağışlanmış, yenilenmiş ve suçluluk duygusundan arınmıştım. Aziz Petrus gibi ben de sınanmış, kusurlu bulunmuş ama yine de bağışlanmıştım. Bunu başarabilirdim. Ne de olsa her şeyi mahvettikten sonra bile hayat devam ediyordu. Hayatını mahvetmeden yaşayanlar için bile.
Martin Luther'in Bildirisinden 86. Madde: Niçin serveti, zengin Crassus'un servetinden daha büyük olan Papa, biricik Aziz Petrus Bazilikası'nı kendi parasıyla değil de, inançlı fakirlerin parasıyla inşaa ediyor?
Sayfa 60 - SELKitabı okudu
Martin Luther
Aziz Petrus Kilisesi’nin yapımı için ‘genel endüljans’ denilen af belgeleri satılmaya başlandı. Birisi bu endüljansı aldı mı, kilisenin o güne dek ona verdiği cezalardan ve ölümden sonra Araf’taki azaplardan kurtuluyordu. Bir kimse ölmüş olan bir tanıdığı için ‘tam endüljansı’ aldığı zaman, onun hemen Araf’taki azaplardan kurtulup cennete girmesini sağlamış olurdu. Endüljans belgesini alan kişi istediği bir papaza günahlarını söylerdi; çünkü yalnız tövbe ve günah çıkartma insanı sonsuz cezadan kurtarabilirdi. Çoğu kez endüljans belgelerini satan kişinin yanında bir papaz bulunuyordu. İçinde Allah korkusu bulunmayan bu paralı papazlar, endüljans belgelerini alanların günahlarını kolayca siliyorlardı. Böylece önemli olan, endüljans belgesinin alınmasıydı. Bu nedenle söz konusu belgeleri satanlar, konuşmalarında endüljansın tam olarak günahı karşılayan ve günahkârı kurtaran bir şey olduğunu söylüyorlardı.
Reklam
Martin Luther
Roma’da Rönesansın altın dönemi yaşanıyordu. Papalık tahtında X. Leo oturuyordu. Papa ünlü Medici soyundan, parlak dünya adamı, sanat bilgini ve koruyucusuydu. Dünyanın en güzel yapısı olacağı düşünülen Aziz Petrus Kilisesi yapım halindeydi. Rönesans zamanının ünlü sanat ustaları kilisenin ısmarladığı büyük eserleri yapıyorlardı. Bunlar için çok para gerekiyordu. Papalık sarayının görkemli ve savurgan yaşamı, şölen, içki ve rüşvetleri de çok para istiyordu. Ama Papa’nın daha büyük sorunları da vardı; özellikle de dünya politikası konusunda… Özellikle Fransa ile çekişmeleri oluyordu, ama Almanya da Papa’nın gittikçe büyüyen para isteklerini karşılamaya pek istekli değildi. Papa Türklere karşı tasarladığı haçlı seferini Almanlar olmadan gerçekleştiremezdi. Hem de Almanya’ya yeni bir kayser seçilecekti. Bunun İspanyol V. Carl olmaması için elinden geleni yapmalıydı. Almanların seçimlerini etkilemek için en etkili kişiyle, Saksonya eyaletinin seçmeni olan Akıllı Fredrik ile iyi ilişkiler içinde olmalıydı. Elçilerin gönderilmesi, insanların ikna edilmesi ve korkutulması, her şey çok para gerektiriyordu. Papa’nın kişisel para sorunları da vardı. Avlanmak için yaptırdığı sarayı ve çevresindeki geniş topraklar, Papa’yı durmadan borçlanmaya itiyordu.
Hıristiyan: Tanrı nerededir
Hıristiyan: Kudretinin büyüklüğü sayesinde Tanrının her yerde olduğundan şüphe etmeyen kişinin bu soruyla ilgilenmemesi gerekir. Nitekim bütün mekânlar dilediğini yapabileceği şekilde Ona sunulmuştur ve bizzat her yer ve tüm nesneler Onun eylemiyle ortaya çıkar ve düzenlenir. Şüphesiz O, zamanın başlangıcından önce olduğu gibi şimdi de bir mekânı
İMKANSIZ DESTAN İÇİN NOTLAR
Tüm eski destanlarda savaştığın güçlü bir düşman vardır - Gök Boğası ve Gılgamış, canavar Grendel, Grendel'in annesi ve sonunda yaşlı Beowulf'u ölümcül şekilde yaralayan Ejderha, Ovidius' un Dönüşümler'indeki tüm canavarlar ve boğalar, Odysseia'daki kyklop vs. Bu canavarlar günümüz romanlarından kaybolmuştur, kahramanlarla birlikte gitmiştir. Canavar olmadığı için kahraman da yoktur. Ancak canavar var, herkesin beklediği bir canavar. Ölüm diyeceksiniz, evet, doğru, ölüm onun kız kardeşi, ama canavar yaşlılıktır. Gerçek (ve yenilgiye mahkûm olduğumuz) bir savaştır bu, parıltısız, havai fişeksiz, Aziz Petrus'a ait kakma dişli kılıçlar yok, sihirli zırhlar ve beklenmedik yardımcılar yok, arkanızdan ağıtlar yakılacağına dair umut yok, tören yok... Destandan yoksun destansı bir savaş. Uzun yalnız manevralar, beklemeler, daha çok bir siper savaşı, pusuda yatma, saklanma, ani çıkışlar, yaşlı Munch'un ölümünden önceki otoportrelerinden birinin adı gibi, "saat ile yatak arasındaki" savaş alanını tetkik etme. Saat ile yatak arası. Kim söyleyecek böyle ölümün ve böyle yaşlılığın şarkısını.
Pietâ, Vatikan Aziz Petrus Bazilikası, 1498-9
Bir gün Michelangelo gene oradayken, Lombardiyalı kalabalık bir grup, mihrabın önüne doluşmuş, yorumlar yapıyor, övgüler yağdırıyor, hayran hayran yapıtı seyrediyordu. İçlerinden biri şöyle dedi: "İyi de, kim yapmış bunu?" "Sorduğun soruya bak!" dedi Lombardiyalılardan biri. "Şu bizim Milanolu Cristoforo Solari, hani lakabı 'Gobbo' ('Kambur') olan!" Aynı akşam, Michelangelo kiliseye döndü. Bir sütunun arkasına saklanıp kapanış saatini bekledi. Sonunda, kapılar kapanınca içeride kaldı. Yanında bir mumla aletleri vardı. Ve bütün gece boyunca, büyük bir gayretle ve sabırla, Meryem'in göğsünün üzerinden geçen kuşağa adını kazıdı: Michael Angelus Bonarotus Florentinus Faciebat ("Floransalı Michelangelo Buonarroti yapmıştır").
Sayfa 49 - Pietâ, Vatikan Aziz Petrus Bazilikası, 1498-9Kitabı okudu
Reklam
Filozof: Yahudilerin akılsızlığı
Bununla ilgili kendi öğretmeninizin yad ettiği gibi: "Yahudiler işaret, Yunanlar ise bilgelik arar." Hakikaten, hayvani ve şehevi duygulara sahip Yahudiler, akıl yürütme yapabilecekleri hiçbir felsefeyi özümsemediklerinden, şeytanın onları yanıltabileceğini düşünmeden, güya Tanrının yapmış olduğu sonradan oluşturulmuş geleneklerdeki mucizelere iman ederler.
Doksan Beş Tez
86. Yine, "Niçin serveti, zengin Crassus'un servetinden daha büyük olan Papa, biricik Aziz Petrus Bazilikası'nı kendi parasıyla değil de, inançlı fakirlerin parasıyla inşa ediyor?"
Doksan Beş Tez
77. Aziz Petrus şimdi Papa olsaydı, onun bile daha büyük ihsanlarda bulunamayacağının söylenmesi Aziz Petrus'a ve Papa'ya küfürdür.
Hıristiyanlığın Yahudi Havarileri
"Petrus ile diğer havariler İsa sonrası dönemde de sinagog merkezli yaşayarak (günümüz teslisine hiç de benzemeyen) monoteist bir inancın mensupları olmayı sürdürmüşlerdir. Kısaca, Hıristiyanlık ve ya Kilise, İsa ya da havarileri tarafından kurulmamıştır."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.