Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Haşan ve Hüseyin'i seven, beni sevmiştir; onlara kin tutan da bana kin tutmuştur."buyurdu. Peygamber Efendimiz, Hz. Haşan ve Hz. Hüseyin'in gönüllerince oynayıp eğlenmeleri için onlara eşlik eder, bir çocuk gibi onlarla birlikte oyunlar oynardı. Hz. Hüseyin, Rasulullah'dan deve olmalarını istediklerinde hemen yere eğilir ve onları mübarek sırtına alırlardı. Arkasından da "Bundan güzel deve olabilir mi?" buyururlardı.
Allah Rasûlü’nün Tefekkür Hayâtı
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in örnek yaşayışı, Rabbimizin kullarında görmeyi murâd ettiği mânevî tekâmül için tefekkürün ne kadar lüzumlu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Zîrâ O, geceleri ayakları şişinceye kadar gözyaşları içinde kulluk ve ibâdete devâm etmiş, gözleri uyusa bile kalbi dâimâ uyanık kalmış, Allâh’ın
Sayfa 239 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşk ve teslimiyet
Medine'nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif
598 syf.
·
Puan vermedi
Necip Fazıl'ı anlamak.. Daha önce okumuş olduğum piyes kitapları bana çok şey katmıştır, fakat bu kitap bambaşka diyebilirim. Üstad'ın her okuduğum kitabı bir öncekine baskın geliyor , muhteşem ,çok güzel ,harika bir kitap diyorum her kitabında da, Çöle İnen Nur' da Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hayatını enine boyuna ele almış, en naif cümleleriyle ifade etmiş... 600 sayfalık kitap ama bir başlayınca bırakamıyorsunuz... özellikle kitabın sonlarında Peygamber Efendimiz'in son anlarını ve vefatını anlatırken içten içe bir hüzün ve gözyaşları... okuyun, özellikle Necip Fazıl okuyun . "Çare yoktu; Allah'ın mühürlediği kalbi kimse açamaz." . "İmanın tam olduğu yerde ispat yoktur."
Çöle İnen Nur
Çöle İnen NurNecip Fazıl Kısakürek · Hâcegân Yayınları · 201810bin okunma
Mısırlı bir adamın kalp hastalığı vardı. Doktorlar hastalığının çok ağır olduğunu, ameliyatın yalnız yurt dışında yapılabileceğini söylediler. Adam zaman kaybetmeden Londra'ya gitti ve kendine iyi bir doktor buldu. Doktoru hastalığının ağır olduğunu ve ameliyat olursa da %1 yaşam şansı olduğunu söyledi. Adam ne yapacağını bilemedi. Düşündü
264 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Aşk diyoruz. Ne kadar kolay, basit söyleyebiliyoruz. Aşkı anlamamış, yaşamamışken. Aşkı anlatan değil 'aşk'ın bizzat kendisi olan biri Hallac... Özellikle kitabı yarısından sonrasını okurken birçok yerde ağladım. Çoğu kişi bir dost arıyor. Derdini anlatabilecek, anlatmadan bile anlayabilecek. Allah dostlarına baktığımızda da çoğunun bir yâreni var. Hz. Yusuf'a Hz. Yakup, Hz. Mevlana'ya Hz. Şems, Peygamber Efendimiz'e Hz. Ebu Bekir... Ama Hallacı Mansur'un bir dostu yok, anlayacak kimsesi yok. Bu kadar kendini kaybetmesi, kendini aşk için delicesine feda etmesi de bundan galiba..
Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı Mansur
Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı MansurSinan Yağmur · Kapı Yayınları · 20162,534 okunma
Reklam
Hz. Hüseyin doğduğu zaman, Cebrail (a.s.) gelerek"Yâ Muhammedi Rabb'in sana selâm söylüyor. Oğluna, şu Harun'un oğlunun ismini koy diyor ve Peygamber Efendimiz "Ey Cebrail! Harun'un oğlunun ismi nedir?"diye soruyor. Cebrail "Şebir" cevabını veriyor. Peygamberimiz "Benim dilim, Arapça" buyurunca. Cebrail "Öyle ise, bunun Arapça karşılığı olan Hüseyin ismini koy" eliyor.
İbn-i Cerir, İbn-i İshak tarîkiyle Nâfi'den, Nâfi' de İbn-i Ömer'den : «Peygamber Efendimiz, Muhallim b. Cessâme'yi bir askerî birliğin başında yola çıkarttı. Bir yerde Amir b. Edbat onlara rastlayarak İslâmî geleneğe göre selâm verdi. Fakat Amir ile Muhallim arasında câhiliyyet devrinden kalma bir kin bulunduğu için Muhallim ona bir ok atarak öldürdü. Peygamber Efendimiz bunu haber alınca Muhallim hakkında Uyeyne ile Akra'a (radıyallahu anhüm) danıştı. Akra': –Yâ Resûlallah, bu sefer onu bağışla. Bir daha öyle bir şey yaparsa onu cezâlandır, dedi. Uyeyne de: –Hayır vallâhi, benim kadınlarım dulluğun acısını çektikleri gibi onun da kadınları o acıyı görsünler, dedi. Bundan sonra Muhallim, sırtında iki tâne hırka olduğu halde gelip Peygamber Efendimizin huzûrunda oturdu ve : –Yâ Resûlallah, bana Allah'tan af dile, dedi. Peygamber Efendimiz de : –Allah seni affetmesin, buyurdu. Bunun üzerine Muhallim'in gözyaşları hırkaları üzerine dökülerek Peygamber Efendimizin huzûrundan ayrıldı ve aradan bir hafta geçmeden öldü. Onu gömdülerse de toprak tekrar onu dışarıya attı. Bunun üzerine adamları Peygamber Efendimize gelip durumu anlattılar. Peygamber Efendimiz : –Toprak ondan daha kötüsünü kabul eder. Onu ise, size ders olsun diye kabul etmemektedir, buyurdu. Bundan sonra onu iki dağın arasında bir dereye atarak üstüne taş yığdırdılar ve "Ey îman etmiş olanlar, Allah yolunda..." âyet-i kerîmesi¹ nâzil oldu.»
Sayfa 570 - 2.cilt
590 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Bülbülün Kırk Şarkısı’nı “hayatımın en güzel çabası” olarak nitelendiren İskender Pala’nın 99.999 kelimeden oluşan Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in 63 yıllık ömrünü bir bülbülün ağzından kaleme aldığı muhteşem eseri. “Dostum İbrahim ‘Dünyanın en güzel gülü henüz açmadı!’ dediğinde ben onun bir gülistanda açacağını sanmıştım. Meğer o dikenler, diken yaraları, gözyaşları ve kan damlaları arasında açacakmış. Bir gül bu kadar mı zahmetli büyürdü? Güle kan rengini vermek bu kadar mı fekârlık isterdi? Bir gülün etrafında bu kadar mı diken çok olurdu? Gül çağında güle rengini veren kanlar böyle mi kızıla boyanırdı? Gülün rengi için kinler bu kadar mı ayrışırdı? Kan akıtanlar bir yanda, kanlarını akıtanlar diğer yanda...”
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 201510,4bin okunma
Resulullah'ın (sav) oğlu vefat etmek üzereydi. Allah'ın Resulü oğlunu bu halde görünce gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı. O sırada Efendimiz'in meşhur sahabisi Abdurrahman bin Avf da orada bulunuyordu. Bu durumu yadırgadı ve: "Ey Allah'ın Resulü! Sen de mi ağlıyorsun?" diye sordu. Peygamber (sav) ona: "Ey İbn Avf! Bu gördüğün gözyaşları rahmet ve şefkat eseridir." buyurduktan sonra sözüne şöyle devam etti: "ان العين تدمع، والقلب يحزن، ولا نقول الا ما يرضى ربنا، وانا بفراقك يا ابراهيم لمحزونون" "Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz, ancak Rabbimiz'in razı olacağı sözleri söyleriz. Ey İbrahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten çok üzgünüz."
İmam Buhari
İmam Buhari
, Cenaiz 43; Müslim Fedail 62
Reklam
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
95 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.