Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
368 syf.
·
Puan vermedi
“Her nefis ölümü tadacaktır”
Herşey bir temenniyle başlar; Uzun ömürlü olsun, mutlu sabahlar, iyi günler. Ve bir temenniyle de sonlanır. ''Mekanı cennet olsun, başımız sağolsun'' Bir nefes alayım. Alayım ama gerçekten, şöyle uzun upuzun bir nefes. Sadece alınınca geri verilebilen , aldığımı değil yaşadığımı hissettiren cinsten bir nefes ve öyle başlayayım anlatacaklarıma.
Ahirette 45 Gün
Ahirette 45 GünMehmet Ali Bulut · Hayat Yayınları · 2020447 okunma
150 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Talha b. Ubeydullah Yaşayan Şehit.. Her bir sayfasını gözyaşları ile okuduğum bir kitap oldu. "Peygamber (sas) beni Uhud günü, 'Talhatü'l-Hayr/Hayırlar sahibi Talha'Zü'l-Uşeyre günü, 'Talhatü'l-Feyyaz Feyizleri çok olan Talha' Huneyn günü ise, 'Talhatü'l-Cûd/Cömertliği çok olan Talha' diye isimlendirdi." Canımız Peygamberimizi tüm varlığı ile Uhud savaşında koruyan, yeri geldiğinde hiç düşünmeden bütün malını İslam uğruna infak eden, Cennet ile müjdelenen 10 sahabeden biri olma şerefine layık olan, Peygamberimizden defalarca cennete girme duası alan, Efendimizin "Uhud'da sağımda Cebrail, solumda Talha vardı." diyerek Cebrail aleyhisselam ile eş değere koyduğu yine Efendimiz (sas) ona Şehidü'l-Hayy dediği, onun şahsında nasıl yaşayan şehit olunur bunun yolunu gösteren kahraman sahabe Talha b. Ubeydullah'ın hayatını her bir müslüman okumalı diye düşünüyorum. Peygamberimiz onun için ve manevi kardeşi Zübeyr için Talha ile Zübeyr benim cennette komşularımdır." demiştir. Allah onlar ile komşu olabilmeyi nasip eylesin. Allah onlardan ve bizlerden razı olsun. Mutlaka okunması gereken bir hayat, okunması ve yaşama geçirilmesi gereken bir kahramanın hayatı. Hepinize tavsiye ederim.. Selametle ve Allah ile kalın..
Talha b. Ubeydullah; Şehidü'l Hayy / Yaşayan Şehit
Talha b. Ubeydullah; Şehidü'l Hayy / Yaşayan ŞehitMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 20201,420 okunma
Reklam
598 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
İnsanlığın en güzelinin, en değerlisinin, en sevgilisinin, bir şair zerafetiyle anlatıldığı harika bir kitap. Peygamber Efendimiz (sav)'in hayatını farklı yazarlardan okumuştum lakin Necip Fazıl Kısakürek'in o eşsiz anlatımıyla tekrar okumuş olmak çok güzeldi. Peygamber'imizin hayatını, gayesini, ufkunu olayları birbirinden koparmadan akıl ve
Çöle İnen Nur
Çöle İnen NurNecip Fazıl Kısakürek · Hâcegân Yayınları · 20189,9bin okunma
Herkes İçin Siyer(7.Bölüm)
✓Ön yargı insanın ocağını batırır karşısında ki peygamber dahi olsa ✓ALLAH Firavun'un sarayindan Musa yi çıkaracak ✓Erkam b.ebil Erkam 18 yaşına girmiş ve aynı zamanda yeni evlenmiş bir gençtir. ✓Efendimiz Kabe'nin bahçesinde oturmuş insanlar beni heryerde engelliyor ne yapacm diye düşünürken Erkam b.ebil Erkam gelir efendimizle konuşur iman
-Hz. Peygamber Efendimiz bir Hira mağarasında ilk vahyi aldığında bir de Mirâca çıktığında semâ etmişti. İki kolunu yana açmıştı. Semâ ilahî aşkın taşkınlığında Allah'a iki kulaç (iki yay) yaklaşmak demektir. Kollar bunun için açılır. Necm suresi 9. Ayette: "Aralarında iki kulaç mesafesi kalıncaya kadar, hatta daha da yakınına" buyrulmuştur. Hz. Peygamber Miraç'a yükselirken Sidretü'l Münteha'da durdu ve buradan öteye geçemeyeceğini bildirdi. Yolculuğa Resulullah tek başına devam etti. Allah'ın öyle yakınına geldi ki aralarında iki kulaç mesafe kaldı, işte semâda ki iki kulaç budur. Semâ eden âşık şunu ifade etmektedir. "Rabbim, senin aşkınla yandım, sana kavuşmayı özledim ve iki kulaç yakınına kadar geliyorum. Nur yolumu aç, rehberim ol."
eng "Hallowed are the Ori" "The Book of Origins. Blessed are the Ori." What is written on the cover of the Book of Origin. "Truth is the beginning of the Path." "Blessed are those that deliver us from evil." "Hallowed are those who walk in unison." "Sanctus Ori." Translation:
Reklam
Lütfen oku!
🌀NE KADAR GÜZEL BİR ÂDET🌀* . MUTLAKA OKUYALIM.... *🌀Zamanın birinde bir hanım bütün sene boyunca hazırlanır,* *🌀 Rebi-ül Evvel ayı geldiğinde* *"Peygamber(sav) Efendimiz'in doğduğu aydır"* *diyerek*
Hifa Hatunun Hikayesi( Şükredenler ve Sabredenler)
Medine’nin kadınları hem güler yüzlü, hem de güzeldirler. Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser. Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler. Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta bazıları beylerine ister. Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç
Haşan ve Hüseyin'i seven, beni sevmiştir; onlara kin tutan da bana kin tutmuştur."buyurdu. Peygamber Efendimiz, Hz. Haşan ve Hz. Hüseyin'in gönüllerince oynayıp eğlenmeleri için onlara eşlik eder, bir çocuk gibi onlarla birlikte oyunlar oynardı. Hz. Hüseyin, Rasulullah'dan deve olmalarını istediklerinde hemen yere eğilir ve onları mübarek sırtına alırlardı. Arkasından da "Bundan güzel deve olabilir mi?" buyururlardı.
264 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Aşk diyoruz. Ne kadar kolay, basit söyleyebiliyoruz. Aşkı anlamamış, yaşamamışken. Aşkı anlatan değil 'aşk'ın bizzat kendisi olan biri Hallac... Özellikle kitabı yarısından sonrasını okurken birçok yerde ağladım. Çoğu kişi bir dost arıyor. Derdini anlatabilecek, anlatmadan bile anlayabilecek. Allah dostlarına baktığımızda da çoğunun bir yâreni var. Hz. Yusuf'a Hz. Yakup, Hz. Mevlana'ya Hz. Şems, Peygamber Efendimiz'e Hz. Ebu Bekir... Ama Hallacı Mansur'un bir dostu yok, anlayacak kimsesi yok. Bu kadar kendini kaybetmesi, kendini aşk için delicesine feda etmesi de bundan galiba..
Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı Mansur
Aşkın Gözyaşları 4 - Hallac-ı MansurSinan Yağmur · Kapı Yayınları · 20162,526 okunma
Reklam
Mısırlı bir adamın kalp hastalığı vardı. Doktorlar hastalığının çok ağır olduğunu, ameliyatın yalnız yurt dışında yapılabileceğini söylediler. Adam zaman kaybetmeden Londra'ya gitti ve kendine iyi bir doktor buldu. Doktoru hastalığının ağır olduğunu ve ameliyat olursa da %1 yaşam şansı olduğunu söyledi. Adam ne yapacağını bilemedi. Düşündü
Hz. Hüseyin doğduğu zaman, Cebrail (a.s.) gelerek"Yâ Muhammedi Rabb'in sana selâm söylüyor. Oğluna, şu Harun'un oğlunun ismini koy diyor ve Peygamber Efendimiz "Ey Cebrail! Harun'un oğlunun ismi nedir?"diye soruyor. Cebrail "Şebir" cevabını veriyor. Peygamberimiz "Benim dilim, Arapça" buyurunca. Cebrail "Öyle ise, bunun Arapça karşılığı olan Hüseyin ismini koy" eliyor.
İbn-i Cerir, İbn-i İshak tarîkiyle Nâfi'den, Nâfi' de İbn-i Ömer'den : «Peygamber Efendimiz, Muhallim b. Cessâme'yi bir askerî birliğin başında yola çıkarttı. Bir yerde Amir b. Edbat onlara rastlayarak İslâmî geleneğe göre selâm verdi. Fakat Amir ile Muhallim arasında câhiliyyet devrinden kalma bir kin bulunduğu için Muhallim ona bir ok atarak öldürdü. Peygamber Efendimiz bunu haber alınca Muhallim hakkında Uyeyne ile Akra'a (radıyallahu anhüm) danıştı. Akra': –Yâ Resûlallah, bu sefer onu bağışla. Bir daha öyle bir şey yaparsa onu cezâlandır, dedi. Uyeyne de: –Hayır vallâhi, benim kadınlarım dulluğun acısını çektikleri gibi onun da kadınları o acıyı görsünler, dedi. Bundan sonra Muhallim, sırtında iki tâne hırka olduğu halde gelip Peygamber Efendimizin huzûrunda oturdu ve : –Yâ Resûlallah, bana Allah'tan af dile, dedi. Peygamber Efendimiz de : –Allah seni affetmesin, buyurdu. Bunun üzerine Muhallim'in gözyaşları hırkaları üzerine dökülerek Peygamber Efendimizin huzûrundan ayrıldı ve aradan bir hafta geçmeden öldü. Onu gömdülerse de toprak tekrar onu dışarıya attı. Bunun üzerine adamları Peygamber Efendimize gelip durumu anlattılar. Peygamber Efendimiz : –Toprak ondan daha kötüsünü kabul eder. Onu ise, size ders olsun diye kabul etmemektedir, buyurdu. Bundan sonra onu iki dağın arasında bir dereye atarak üstüne taş yığdırdılar ve "Ey îman etmiş olanlar, Allah yolunda..." âyet-i kerîmesi¹ nâzil oldu.»
Sayfa 570 - 2.cilt
590 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Bülbülün Kırk Şarkısı’nı “hayatımın en güzel çabası” olarak nitelendiren İskender Pala’nın 99.999 kelimeden oluşan Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in 63 yıllık ömrünü bir bülbülün ağzından kaleme aldığı muhteşem eseri. “Dostum İbrahim ‘Dünyanın en güzel gülü henüz açmadı!’ dediğinde ben onun bir gülistanda açacağını sanmıştım. Meğer o dikenler, diken yaraları, gözyaşları ve kan damlaları arasında açacakmış. Bir gül bu kadar mı zahmetli büyürdü? Güle kan rengini vermek bu kadar mı fekârlık isterdi? Bir gülün etrafında bu kadar mı diken çok olurdu? Gül çağında güle rengini veren kanlar böyle mi kızıla boyanırdı? Gülün rengi için kinler bu kadar mı ayrışırdı? Kan akıtanlar bir yanda, kanlarını akıtanlar diğer yanda...”
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 201510,4bin okunma
İlk Umre'miz
Mekke-i Mükerreme'ye gidip de Kâbe'yi ilk defa görmenin, tadı, lezzeti, şevki, feyzi anlatılamaz. Babam, Peygamber Efendimiz'in Veda Hacci'nda nasıl gözyaşı döktüğünü bizlere anlattı: "Veda Hacci sırasında Hazret-i Ömer, Resûl-i Ekrem Efendimiz'i ağlar görmüş. Gözyaşları içinde bulunan Resûl-i Mücteba, Hazret-i Ömer'e: Hunâ tuskebu'l-abarât ya Ömer! buyurmuş... Ey Ömer! Gözyaşları işte burada dökülür..."
Sayfa 254 - Kaynak Yayınları, 9. Baskı (2011)Kitabı okudu
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.