Açıkçası böyle sıcak ama derin bir kitap okumayalı uzun zaman olmuştu. Louisa May Alcott, bize savaş döneminin aile yaşantısına etkilerini, bu süreçte yapılan fedakarlıkları, o zamanda yaşıyormuş gibi hissettirecek bir şekilde yansıtmış. Kitabı okumaya başlığıyla birlikte başlıyoruz ve kitap bizi "Küçük" ve "Kadınlar" gibi birbirine aslında hiç uymayan bir başlık ile karşılıyor çünkü biz çocuklardan "kadın" diye bahsetmeyiz. Bu karşıtlık kitapta oldukça yoğun bir şekilde hissedebileceğimiz bir durum. Victoria döneminde kadınlardan sürekli güzel bir "lady" olmaları bekleniyor ama kitapta kızların annesi bize, güzel değil, iyi birisi olarak tanıtılıyor.
Bunlara ek olarak, kitapta bir de kırık piyanomuz var. Kırık ama hala işlevi olan. Alcott duyguları nesneyle harmanlayıp, ailenin kırılganlığını bir piyano yoluyla göstermeyi amaçlıyor ve biz de dış dünyanın iç dünyamıza etkilerini yine bu kısımda görebiliyoruz. Kızlar da tıpkı babaları gibi hayatta kalmaya, savaşmaya çalışıyor. Yoksullukla, mücadeleye devam ederken bir yandan da beraber kalmaya çalışan aile kırık bir piyano gibi işlevlerini yerine getirse de her an dağılabilecek bir durum içinde.
Karakterlerin hepsini bu kadar iyi tanıtan, kitabın içindeymişsiniz gibi hissettirip, size de üçüncü şahıs olarak ayrı bir yer tanıyan, savaşın topluma etkilerini bir aileden örnekle anlatan tatlı ve bir o kadar da düşündürücü bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim.