Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İletildi...
Karton toplayan bir kardeşimizin selamı var. Karton ve plastik toplayarak ailesini gecindirmeye çalışan bir kardeşimiz bu gün yolumu kesti.. Dedi; Kirli bebek bezleriyle aynı poşete konulmuş ekmekler görüyoruz. Hatta kirli bezlerin ve Kur'ân, duâ kitaplarının aynı poşete konulup çöpe atıldığına şahit oluyoruz, içimiz titriyor, kahroluyoruz. Ne olursunuz bunun ne kadar ayıp, günah, yanlış olduğunu camilerde vaazlarda, hutbelerde anlatın. Nimete bu şekilde nankörlük Allah'ın gazabını çeker. Bunun sonunun kıtlık, bela, azap olmasından korkalım. Ben söyledim, vebali üzerimden size attım. İster duyurun, ister duyurmayın. Kardeşimiz son derece üzgün bir şekilde  söyledi bunları ve ağlamaklı bir şekilde işine gitti... Ben de sesimin ulaştığı herkese söylüyorum. Bu israfı durduralım. İstafla birlikte ekmeği, diğer nimetleri, kutsal değerleri bu şekilde aşağılamaktan vazgeçelim, engelleyelim.... *Lütfen bunu gruplarınız/sayfalarınız da paylaşın*
Colin, Mary'nin bakışını izleyerek az ilerki masada oturan bebekli aileyi gördü. Baba, yavruyu belinden yakalamış, masanın üstünde tutuyordu. Dolu kül tablaları, boş kahve fincanları arasında sallanıyordu bebek. Beyaz bir şapka, yeşil-beyaz çizgili bir gemici gömleği, pembe dantel ve beyaz kurdelelerle süslü şişkince bir don, sarı soket çorap ve kırmızı deri patikler giymişti. Ağzındaki yalancı memenin mavi plastik dairesi dudaklarına yapışmış, onları görünmez etmişti. Bu da yüzüne sürekli ve komik bir şaşkınlık ifadesi yerleştirmişti. Ağzının kenarından uzayan tükürük çizgisi sümüklüböceklerin bıraktığı izi anımsatıyor, tombul gıdısına doğru parıltılı bir yol çiziyordu. Bebeğin yumuk elleri açılıyor, kapanıyor, kafası bir o yana bir bu yana şaşkın şaşkın sallanıyor, altındaki kalın bezin oluşturduğu utanmazca koca poponun iki yanından şişko ve güçsüz bacakları eğri büğrü uzanıyordu. Yusyuvarlak, saf ve vahşi gözleri, kızgın güneş altındaki meydanın öte yanına, ünlü katedralin damına sanki şaşkınlıktan öte bir kızgınlıkla dikilmişti. O katedral ki, hakkında şairane yazılar döktürenler neler neler dememişlerdi zamanında: Kemerlerinin uç noktaları mermerden köpükler gibi gökyüzüne fırlarken, bir heykeltıraşın parmaklarının biçimlendirdiği bu göz kamaştırıcı dalgalar, kıyıya çarpan gerçek dalgaların zarif kıvrımlarını gölgede bırakacak bir kırılganlıkla köpürüp taşıyor gibidirler, ve benzeri... Masanın üstündeki şişman yavru, çok görkemli bir sesle geğirerek kollarını söz konusu görkemli binaya doğru salladı.
Sayfa 47 - IVKitabı okudu
Reklam
368 syf.
2/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Yazar eğitimini Özbekistan’da alan aslen Ukraynalı bir doktordur. Kendi söylemi ile ‘hekim’dir. Çünkü ona göre doktorluk ve hekimlik birbirinden tamamen ayrıdır. Yazar sonradan İslamı seçmiştir. Günümüzde uygulanan ‘sibernetik’ tıbbı tamamen reddederek asıl şifanın Sünnetullahı uygulayarak Kur’an ve hadislerin izinde mümkün olabileceğini
Son Söz
Son SözAidin Salih · Yitik Şifa Yayınları · 2019271 okunma
Laleler
Laleler de çok kışkırtıcıdır, kıştır burada. Bak nasıl da beyaz her şey, nasıl sakin, nasıl kar altında Huzuru öğrenirim, uzanarak kendi başıma sessizce Nasıl uzanırsa ışık bu beyaz duvarlara, bu yatağa, bu ellere. Kimse değilim ben; ilgim yok patlamalarla. Adımı ve günlük giysilerimi teslim ettim hemşirelere Ve geçmişimi anesteziciye ve bedenimi
Sayfa 16
Bütün memeli türleri uykularının belirli bir oranını REM evresinde geçirirler ve bu oran yaşlandıkça düşer. REM insan bebeklerinde toplam uyku süresinin yarısını, yetişkinlerde yalnızca yüzde 10-20’sini alır. Yaşlılarda bu oran daha da düşüştür. Türler arasında görülen bu eğilim, bebek beyninin çok daha “plastik” olduğu, dolayısıyla alan rekabetinin daha da önem taşıdığını gerçeğiyle tutarlıdır. Bir hayvan yaşlandıkça korteks işgal etkinlikleri de zorlaşır. Sonuçta, plastisitede yaşanan düşüş, REM uykusu süresindeki düşüşle paralellik gösterir.
Sayfa 50 - DomingoKitabı okudu
bebek olunca ne yapacaksın, bu plastik şeylerle mi emzireceksin onu? ...elbisesini sıyırdı, dantelli kilodunu indirdi, tam orasında, bir kasığından ötekine uzanan uzun pembe bir çizgi, taze dikiş izleri. bende tam değilim, bir bebeği emzirmek için memelerim var ama onu taşıyacak bir... bir... öylece bakakaldım, bir türlü tamamlayamadığı cümleyi zihnimde tamamladım, -bir rahmim yok-
Reklam
Aday Önce söyle bakalım bizden biri misin? Cam gözlü, takma dişli ya da koltuk değnekli misin, Bir pantolon askısı ya da bir kanca, Plastik memeler. Plastik apış arası, ya da dikişler,
Fırçadaki son şiir
Hanife Mert Hanım'ın 412 sayfadan oluşan #FırçadakiSonŞiir eserini #okudum. Kitabı elime aldığımda Orhan Veli Kanık'ın hayatını konu alan bir yapıt olarak okumaya başladım, sayfalar ilerledikçe kendimi edebiyat dünyasının içinde gördüm. Bunu bir benzetme ile ifade etmek isterim. Bir arkadaşınız sizi yemeğe davet eder. Siz
Ben oyuncak dolu odalarda büyüdüm. Çocukluğum da. Oysa kızımın tek bir oyuncağı vardı: Plastik bir bebek. Çünkü başka bebeği sevmeyi bilmezdi. Başka bebek demek: “Yeniden sevmeyi öğrenmek” demekti. Bebeğin de saçları ipeksiydi. Bizimkisi çocuksu. Bebeğinin saçları ipeksi. İkisi de yarım. Önce saçlarını tarardı. Sonra halıya vururdu. Çıkan sesleri dinler, gülümserdi.
Varlık Yayınları
Yunus kırmızı, plastik cankurtaran simidine benzer bir şeyi ite ite sandalın yanına kadar getirdi ve o zaman Mustafa büyük bir şaşkınlığa düştü. Minik bir şişme botun içinde küçücük bir bebek vardı. Gözleri kapalı, yüzü morarmış, hareketsiz bir bebek.
Reklam
“Şimdi küçük plastik bebek, izninle sana bir tokat atacağım. Bana kızma ne olur. Hem plastik olduğu için canın da acımaz. Herkes beni hırpalıyor ve ben kimseye diyemiyorum. Plastik de olmadığım için canım yanıyor. Ama bak, söz bir daha vurmayacağım. Bir kere vurup hepsinden -herkesten- her şeyden hıncımı alacağım. Bir şey olmaz korkma tamam mı, ağlayınca bir de uyuyunca geçiyor.”“
Sınıfta Hangi Oyuncakları Kullanabilirim?
Doktorculuk, Tamircilik, evcilik oyunlarını destekleyen oyuncaklar oyun alanımızın köşelerine yerleştirilebilir.Bu Oyuncaklar çocukların basitçe oyun kurmasını sağlar ve oyun esnasında dramatizasyonu kolaylaştırır. ︎Masa üstü zekâ oyunları birkaç çocukla oynamayı seven çocukların tercihidir. ︎ Yapbozlar, sök tak Oyuncaklar, ahşap bloklar
Sayfa 52 - Cezve kitap yayınevi 1.Baskı Mart 2022
Öyle işte
Doğa demeyi, doğal demeyi çok seviyoruz. İstiyoruz ki her şey doğal olsun. Çünkü her an yeniden doğana, şifa olana doğal denir. Ne var ki arzularımızla eylemlerimiz aksi yönde gidiyor. Sadece bir kot pantolon için 10 bin litre su harcandığını biliyoruz da yenisine göz kırpmaktan vazgeçmiyoruz. Markette “kaymaksız doğal yoğurt” yazan paketleri görüyoruz da “Nasıl oluyor? Hem kaymaksız hem doğal! Olmaz öyle şey!”diyemiyoruz. Dünyanın en büyük plastik kirleticisi seçilen firmanın ürünlerini tüketmekten vazgeçmiyoruz. Doğa yaratanın kucağıdır. Doğa aynı nefesle hem çayı soğutan hem de üşüyen ellerimizi ısıtan şeydir. Doğa bizi plastik çiçeklerimize mahkûm etmeyendir. Hadi biz doğamıza, doğaya uzaklaştık. Çocuklara ettiğimiz nedir Allah aşkına. Bir bebek, bir çocuk, bir genç günde kaç saat açık havada duruyor? Bir çocuğun okulda, servislerde, AVM’lerde, evlerde geçirdiği zamanla açık havada geçirdiği zamanı karşılaştırır mısınız lütfen. Sonra konuşuyoruz, konuşuyoruz… Alerji niye var? Neden sık depresyona giriyoruz? Bu çocuklar niye aşırı hareketli? Demiyorum bir şey… Var olun…
178 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.