Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KADINA SIDDET ILE NASIL MUCADELE EDILIR?
"Bugün yapılacak en mühim şey bu sorunu çözmekle yükümlü olan kişileri ve kurumları harekete geçirmek ve ya harekete geçirmeye zorlamak! Bir devlet görevlisi, bir din adamı, bir erkek "15 yaşında kız çocuğu evlenebilir", "Kadının yeri evidir" ya da "Annelik en güzel kariyeredir" gibi falan laflar ettiğinde binlerce kadın tarafından protesto mektubu almalı. Türkiye de kadınlar bu haları gökten iniş bir biçimde almadı. Milli mücadele de erkeklerle omuz omuza çarpıştı, bedel ödedi, erkeklerle birlikte yeni bir hayat kurdu, bu hakları kazandı. Bu kazanımları ellerinden almaya çalışanlar olduğunda hep birlikte ayaklanmalılar. Unutulmamalı ki bizim devrimimiz bir kadın devrimidir."
Sayfa 158Kitabı okudu
Bir mutsuzluk işareti(sanki kendini mutlu hissetmek yavanlık,iddiasızlık,sıradanlık işaretiymiş gibi),öyle büyüktür ki bir kimse başka birine''ne kadar da mutlusunuz''dediğinde protesto edilir genellikle!!!
Sayfa 315Kitabı okudu
Reklam
Nazım 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğar. Doğduğu çağın Osmanlı toplumunda, kültürlü ve ilerici sayılan bir ailesindendir. Baba tarafından dedesi Nâzım Paşa, şairliği de olan özgürlükçü bir kişidir, Mithat Paşa'nın yakın arkadaşlarındandır. Anne tarafından dedesi Enver Paşa dilci ve eğitimcidir. Babası Hikmet Bey, Mekteb-i Sultani
Sulkiewicz Rejimi
Uzun süren pazarlık ve görüşmelerden sonra Tatar liderleri ve Alman komutanlığı, Alman işgal kuvvetlerinin taleplerine tâbi olacak olan yeni Kırım millî hükümetinin kurulması hususunda anlaşmaya vardılar. Lider olarak Süleyman Sulkiewicz seçildi. Batı cephesinde Rus generalliği yapmış olduğu için Kırım'daki bütün tarafları temsile uygun
Oldukça popüler olan Tim Allen filmi, Noel Baba'yı ele alın. Hediyelerin dağıtıldığı, Noel Baba'yla ilgili bir çocuk fantezisi, soyut fikirler ve felsefe içerme yen bir aile eğlencesi, sadece güvenli, çelişkiler barındırmayan belli başlı duyguları ifade eden türde bir film. Filmin ortasında, konuyla alakası olmadan, hikâye Noel Baba'dan uzaklaşır ve iki "gerçek iş adamı" gösterilir. Bunlar düşük kaliteli ürünlerle ülkedeki çocukları dolandırmak için (güya daha fazla kâr etmek için), neşeli bir şekilde plan yapan oyuncak imalatçılardır. Daha sonra, karakterler bir daha görünmemek üzere kaybolurlar. Düşüncesizce yapılmış bir göndermedir ve izleyici, burada bir çelişki yokmuş gibi, onaylar bir tarzda kıkırdar. "Herkes iş adamlarının böyle olduklarını bilir." Eğer başka bir azınlığa -ve siz çok küçük bir azınlıksınız- böyle davranılsa ülkede kopacak feryadı hayal edin. Bir filme kadınların, eşcinsellerin veya zencilerin dolandırıcı olduklarını gösteren küçük bir sahne konulsaydı, film ihbar edilir, yeniden elden geçirilir, muhakeme edilir ve özür dilenerek sinema salonlarından çekilirdi. Peki ya iş adamları? Para kazananlar ve kâr amacı güdenler? Bunlara yapılan her şey mübahtır çünkü onlar kötü yani bencildir. Onlar "domuz", "hırsız", "kötü"dür. Herkes bunu bilir! Yeri gelmişken, bildiğim kadarıyla bir tek iş adamı veya iş adamı grubu bile bu filmi protesto etmedi.
Sayfa 30 - Pegasus Yayınları - Çeviren: Nejdet Kandemir, Taylan Barış Kızılöz - I. Baskı: 2021 • İş Adamlarının Felsefeye Neden İhtiyaçları Vardır, Leonard PeikoffKitabı okudu
Kıvrak Zeka
Kardak krizi olduğu zaman Yunan sanatçı Mikis Teodorakis Zülfü Livaneli'yi arayıp beraber bir barış konseri vermeyi teklif eder,Livaneli de kabul eder. Özellikle Kardak'a en yakın olan Kalimnos adası bu konser için uygun görülür. Konser Yunanistan Devlet Televizyonu ERT 1'de canlı yayınlanır. Sekiz bin kişi konseri izlemek için gelir. Kalimnos Belediye Başkanı konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkar. Konuşma sırasında "barbariki, Turkiki", "Turkiki imperialusmu" gibi sözler sarf edince, Livaneli sahneye çıkıp çıkmama konusunda tereddüte düşer. Dostluk konseri bir anda düşmanlık konserine dönüşür. Bir an konseri protesto etmeyi düşünür,söylenenleri sineye çekmek istemez. Derken ismi anons edilir ve sahneye çıkar. Sanatçı zekası bir anda çalışır ve herkese iyi akşamlar diledikten sonra:"Biraz önce Belediye Başkanının konuşmasını dinledik ama ben Yunanca bilmediğim için hiçbir şey anlamadım ama tahmin ediyorum ki:" Ey Türk dostlarımız,bu barış konserine hoş geldiniz!"demiştir. Bu sırada halk gülmeye başlar. Herhalde: "Ülkelerimizi savaştan korumak için bu işbirliği çok önemli,sizi adamızda onurla karşılıyoruz demiştir."der. Başkana hitap ederek:"Ne yazık ki bütün politikacılar sizin gibi değil,kendi kariyerleri için savaş çıkarmaya bile hazır,durmadan nefret tacirliği yapan küçük politikacılar da var." der. Halk iyice gülmeye başlayınca da:" Siz bizim için ne hissediyorsanız biz sizin için iki mislini hissediyoruz." deyip,kendi halkı önünde büyük bir ders verir. Hümanist insan başka tabi
Sayfa 319 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
FİNLANDİYA TATARLARI
Uzak diasporada sayıları oldukça az olmasına rağmen en iyi organize olan, varlıklı ve dolaysıylasıyla etkili Tatar topluluğu Finlandiya'da yaşar. Finlandiya bağımsızlığına kavuşmadan önce İsveç Kraliyetinin hakimiyeti altındaydı. 1 809'da İsveç ve Rusya arasında yapılan Frederikshamm antlaşması ile Finlandiya Büyük Dukalığı Rusya'ya
Şiilik bir protesto dinidir, mücadele dolu - Şiiler için ters giden - bir tarihin temelinde doğmuş ve beslenmiştir. Bir peygamber doğar, bir elçi gönderilir, elçi gelir ve gider, Tanrı kendini gösterir, görev duygusuyla dolu bir topluluk oluşturulur, bir inanç muzaffer ilan edilir ve karizmatik hafızasını, esriklik anını, Peygamber'in kucaklayıcı kişiliğini silmek istemeyen bir doktrin şekillenir. Onu, topluluğu yönetsin diye Tanrı tarafından ismi bildirilen iyi bir adama verir. Fakat tarih aynı fikirde değildir, topluluk itaat etmez, (azınlık düşünür ama) çoğunluk yanlışa sapar. Şiilik, Ali bin Ebi Talib'in Peygamber'in halefi olması gerektiğini düşünerek, tarihte olup bitenleri gerçekliğin yanlış tarafı olarak kabul eder. Bu nedenle tarih Şiiler için her zaman çığrından çıkmıştır. O Şiilerin düzeltmek için doğmuş lanetli bir kinidir.
Yakın çağda din özgürlüğü yerine ikame edilmeye çalışılan düşünce özgürlüğü kavramı, buna oranla pek cılız bir alternatiftir. Çünkü düşünce özgürlüğü normal şartlarda toplumun ancak dar bir elit kesimini ilgilendirir; oysa dini inanç, en mütevazı insanların bile ortak malıdır. Siyasi düşünceleri için canını feda edecek insanlar ender çıkar; oysa dini inançları için tarihte yüzbinlercesi kendini seve seve arslanlara atmıştır. Düşüncenin neşrini yasaklamak kolaydır: kitap ve gazete toplatılır, bir süre protesto edilir, unutulur. Oysa kutsal kitapları yasaklamayı ya da kilise, havra ve camii kapatmayı deneyip, uzun vadede başarılı olmuş bir rejimi tarih henüz kaydetmemiştir.  
Osman Yüksel Serdengeçti Serdengeçti dergisinin sahibi ve yazı işleri müdürü olan Osman Zeki Yüksel (1917-1983), Akseki'de doğar. Babası Müftü Salim Efendi'dir. DTCF Felsefe Bölümü son sınıfında iken 3 Mayıs 1944'teki protesto yürüyüşüne katıldığı için tutuklanır; üç buçuk ay sonra serbest bırakılır. Fakülteden kaydı silinir.
70 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.