Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezehra Duman

Ezehra Duman
@robinadsz
ben ölü ile dirinin meleziyim
2 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
144 syf.
·
Puan vermedi
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai
7.4/10 · 2.450 okunma
Reklam
Kucaklaşmaların önemi yoktur; sadece sevmeye istekli olmanın belirtileridir onlar ve zafer ya da yenilgiyle sonuçlanabilirler. Ama ilgisizlik, şimdi artık gözleri yormaya, elleri uzatmaya, dudakları birbirine bastırmaya gerek kalmadığı anlamına gelir, çünkü onlarınki öyle bir bütünleşmedir ki artık tenlerinin ayrımının bilincinde değildirler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ezehra Duman

Ezehra Duman

, bir kitabı yarım bıraktı
Notre Dame'ın Kamburu 
Notre Dame'ın Kamburu Victor Hugo
8.7/10 · 32,9bin okunma
Reklam
Bana tutku verecek herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum. Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum.
Elinde ne krokisi ne de pusulası olan, yabancı bir denizde akıntıya kapılmış denizci gibiyim.
Napoleon, asıl arzu edilen ve bir insanı sıradışı kılan şeyin şu olduğunu düşünüyordu: Zeka ve yeteneğin kişilik ve cesaretle dengede oluşu.
Geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır. Geçmiş zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacak duygunun) içinde gizlidir. Bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlayamamamız ise tesadüfe bağlıdır.
Sayfa 46
Aşk bir nevi anormal duygudur, aşıklar da anormal hastalardır ama ruh hekimliği bakımından her büyük insan da az çok anormal sayılır. Bütün insanlar tam normal olsa insanların akıllı ve şuurlu hayvanlardan farkı kalmaz.
Reklam
İlk günkü acı, varlığını aynı şiddetle sürdürse, yaşayamaz insan. Yitirilenin ardından, yürekten kopup gelen haykırışlar önce yerini daha alçak seslere, sonra da gitgide kabullenişin sessizliğine bırakıyor.
Kaplumbağalar kabukları sağlam olmazsa kendilerini koruyamazlardı. Kim bilir belki insanlar da böyleydi. Kabukları yoktu evet, ama hayatın zorluklarına karşı güçlü olmaları gerekliydi.
Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki, sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi, o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur.
Çünkü sevgi denen şey, bir ağaca benzer. Kendiliğinden yetişiverir, köklerini bütün benliğimize salar. Anlaşılmaz yani şudur ki, bu sevgi ne kadar körse, o kadar da inatçıdır. Akıl, bilinç gibi şeylere sahip olmadığında da inadına güçlenip sağlamlaşır.