"Kırılan kalbin her bir parçasını özenle severek eski haline getirecek bir ilacı vardır, İzgi. Her kalp acısının dermanı olacak bir başka kalp vardır."
Türk edebiyatında, bir iki sayfayla da olsa, ekonomik adaletsizliğe, emek ve sermaye sorununa, sömürü düzenine değinen ilk roman da Şıpsevdi (1911) olur.
Yıllaaar yıllar önce okuduğumda hayatıma yön veren kitaplardan birisi olmuştu. Tekrar okudum ve yine farklı ufuklar açıldı. Bu kitabı okuyup da bana hiçbir şey katmadı diyenini ise hiç duymadım. Bazı kitaplar vardır ki dili, kullanılan kelimeler itibariyle çok kolay olsa da mânâ olarak herkes derin mânâlar çıkaramaz maalesef lakin bu öyle bir kitap ki isteseniz de istemeseniz de sizi en derine çekiyor.
Herkese şiddetle tavsiye ediyor, iyi okumalar ve bol istifadeler diliyorum.
Kitabın ismine bakınca başka bir şey bekliyordum garip bir şekilde dini bir şey bekliyordum. ama kitap beni şaşırttı. Bir güce başkaldırı bir intikam romanı beklemiyordum. Hele ki İzmir'de, köstenceli osmandan bir ince memet çıkmış eczacı Süleyman Dan da Abdi Ağa çıkmış . Kitap bana garip bir şekilde İhsan oktay Anar'ın suskunlar'ı ile Yaşar Kemal'in ince memet karışımı gibi bir kitap olmuş.masalsı bir havası var ,yunus avlama sahneleri Yunan mitolojisi gibiydi.Ege kıyılarında olan Balıkçı kasabasından dağ başında bir köy izlenimi de veriyor.köyün Ağası da eczacı Süleyman olmuş,aslında basit olan konu aralara sıkıştırılmış hikayeler ile zorlaşıyor ve karmaşık bir hal alıyor .işte bu kısım ihsan oktay anar kitaplarını hatırlatıyor. Kitap balıkçı terimleri dolu fakat akıcı bir kitap çok büyük bir beklenti içinde olmamak koşuluyla okunmasını tavsiye ederim. Açıkçası çok etkilenmedim .
-Bu zavallı yaratıkların küçücük' bir yerde kendilerince yaşamalarına' sıradan insanlar 'gibi eğlenmelerine sadece bir tek saati hapishane temposundan uzak' geçirmelerine izin verilmişti 've birkaç dakikalığına da olsa ruh halleri değişmişti..
O zaman anladım ki, dışarıda bir gün yaşamış olan bir insan, cezaevinde hiç sıkıntı çekmeden bin yıl yaşayabilirdi. Canı sıkılmayacak kadar anıları olacaktı. Bir bakıma bu da bir kazançtı.