İnsanlık tarihinin en eski eserlerinden biri olarak bilinen Savaş Sanatı’nın, Sun Tzu tarafından milattan önce 6. yüzyılın ortalarında yazıldığı düşünülmektedir. Bu eser, daha önce yıllarca Çin ve Japonya’da örnek alınmış ve bu coğrafyanın bitmek bilmeyen savaşlarında komutanlarca rehber edinilmiştir.
Yapıt 13 bölümden oluşur ve bu bölümler ise; Hesaplama, Savaş, Taktik Saldırı, Duruş (Konuşlanış), Güç (Vaziyet), Zayıflık-Güçlülük, Harekât, Dokuz Değişken: Bin Bir Olasılık, Orduyu Harekete Geçirme (Yürüyüş), Arazi, Dokuz Arazi, Ateşle Saldırı, Casus Kullanma olarak karşımıza çıkar.
Kitabın yalnızca savaş taktiklerini içeren bir rehber olduğu düşünülse de aslında verilen taktiklerin felsefesini kavradıktan sonra sıradan günlük insan ilişkilerine bile uyarlanabileceği görülüyor. Örneğin şu cümlede; “Karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır, bir kaybeder; karşısındakini de kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka tehlikeye düşer.” açıkça görülüyor ki yalnızca savaştaki düşmanlar için değil yaşadığımız toplumdaki, günlük hayatımızdaki düşman olarak gördüğümüz rakiplerimizle de aynı felsefeyle mücadele edebiliriz. Kitabı yalnızca bir strateji kitabı olarak değil, aynı zamanda bir felsefe kitabı olarak da okumak, okuyucuya keyif verecektir.