Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
13. ve 14. Milâdî , 7. ve 8. Hicrî yüzyıllar bir kere daha değindiğimiz gibi, Anadolu’nun ruhî, sosyal, tarihî rönesansının çağıdır. Mevlâna’nın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Hacı Bayram-ı Veli’nin arka arkaya çıkışları, tarikatların doğuş ve kuruluşları, Osmanlıların bir uçak hızıyla gelişmeleri, Anadolu’yu her yönden bir yediveren üzüm kütüğü haline çevirmiştir.
Ne var ki seyahat pratikte otomatik olarak ruhi ilerlemeye yol açmamıştır, en azından beklendiği biçimde değil. Bilgi arayışının bazı müminleri bozguncu düşüncelere sevk ettiği yolunda şikayetler ortaya çıkmıştır. Kutsal seyahatler kimi zaman bir kefaret olarak, kimi zaman bir yeniden doğuş olarak, kimi zaman maddecilikten, nefretten veya kıskançlıktan arınma tecrübeleri olarak yaşanmış ama aynı zamanda, ticaret ya da kaçakçılık işlerine girerek toplumsal statüyü yükseltme fırsatı da sağlamıştır.
Reklam
13. ve 14. Miladi, 7. ve 8. Hicri yüzyıllar, bir kere daha dedigimiz gibi, Anadolu'nun ruhi, sosyal, tarihi rönesansının çağıdır. Mevlana'nın, Hacı Bektaş-i Veli'nin, Haci Bayram-ı Veli'nin arka arkaya çıkışları, tarikatların doğuş ve kuruluşları,Osmanlıların bir uçak hızıyla gelişmeleri, Anadolu'yu her yönden bir yediveren üzüm kütüğü haline çevirmişti. Bu yüzyıllarda, veliler, gaziler, bilginler alayı, her yerden bir bahar yeşilliği bitiyordu. Yaz gitmiş, sert ve uzun bir kıştan sonra,muhteşem bir bahar gelmişti.
HALK DANSLARININ ORTAYA ÇIKIŞ KOŞULLARI VE ANADOLU'DA GELİŞİMİ * İnsanın varlığını sürdürebilmesinde en önemli etken, doğa ile savaşımında doğaya yenik düşmemesi özelliğidir. İnsanın doğa ile savaşımında, kendi gücünü farketmesi; bunun insana kazandırdığı maddi ve manevi kültür değerleri, belli bir birikimi oluşturur. Bu birikim uygarlık
İstiklal savaşından sonra cesur ve taşkın, yeni ümitlerle canlanmış bir gençliğin doğuşunu karşıladık. Lâkin yeni doğuş, imanın değil, sadece kaba kuvvetin canlanması oldu. İman, üçyüz yıldan beri kuvvetini kaybetmişti. Din, cemiyet için kuvvet kaynağı ol­ maktan çıkmış, yerine hurafelerden ibaret bir iskelet bırakmıştı. Ye­ ni nesil bu iskeletten hayat alamazdı. Ve böyle olduğu için, sade kendi zaferine inandıran kuvvetin arkasından koştu. Lâkin kudret iradesi İlâhî, hatta sadece ruhî bir kuvvete bağlanmadığından az za­ manda kendi kendisini kutsallaştıran hoyratlığa büründü. Kendi kuvvetine bağlanan gururu ile iddialı nesil, bütün değer hükümleri­ ni çiğnedikten sonra, sanki bir putperestin sarhoşluğu ile ruhları ve değerler dünyasını altüst etmeğe başladı. Kardeşlerini ‘‘ezecek, çiğ­ neyecek, leşlerini yere sereceklerini” ilân edenler, işte bu ikinci yı­ kılışın kurbanlarıdır, j
İstiklal Savaşı'ndan sonra cesur ve taşkın, yeni ümitiere canlanmış bir gençliğin doğuşunu karşıladık., Lâkin yeni doğuş, imanın değil, sadece kaba kuvvetin canlanması oldu. İman, üçyüz yıldan beri kuvvetini kaybetmişti. Din, cemlyet için kuvvet kaynağı olmaktan cıkmıs, yerine hurafelerden ibaret bir iskelet bırakmıştı. Yeni nesil bu iskeletten hayat alamazdı. Ve böyle olduğu için, sade kendi zaferine inandıran kuvvetin arkasından koştu. Lâkin kudret iradesi ilâhî, hatta sadece ruhî bir kuvvete bağlanmadığından az zamanda kendi kendisini kutsallaştıran hoyratlığa büründü. Kendi kuvvetine bağlanan gururu ile iddialı nesil, bütün değer hükümlerini çiğnedikten sonra, sanki bir putperestin sarhoşluğu ile ruhları ve değerler dünyasını altüst etmeğe başladı. Kardeşlerini "ezecek, çiğneyecek, leşlerini yere sereceklerini" ilân edenler, işte bu ikinci yıkılışın kurbanlarıdır.
Reklam
TÜRK DESTANI Mazideki büyük vakaların, savaşların, kahramanlıkların şiirleşmiş şekli olan millî destana malik bulunmak her millete nasip olmuş bahtiyarlıklardan değildir. Geçmiş zamanı, tüller arkasından görülen müphem manzaralar gibi gösterip bizi büyük karanlıktan kurtaran, bir ırkın istikbali hakkındaki ümitlerini hayal meyal belirten, bir
Âşık Ali İzzet
Bir Allahı tanıyalım Ayrı gayrı bu din nedir Senlik benliği nidelim Bu kavga, döğüş, kin nedir
Sayfa 181Kitabı okudu
Ruhi doğuş
"doğum ve ölüm, gerçek hayat için değidir. bu gibi durumlar, zaman ve mekan içindeki varlıklara özgüdür. hayatın gerçek varlığı hakiki ve daimidir. dolayısıyla onun için başlangıç, son, görünme ve gözden kaybolma gibi haller düşünülemez."
Ruhi doğuş
"hayatın sırrı insanlarca nasıl bilinebilir ki? o, insanların da dahil olduğu bütün varlıkların varoluşlarının gerçek esasını oluşturmaktadır. insanlar, cismanî doğumun bile nasıl ve ne şekilde vuku bulduğundan habersizdirler. nerede kaldı -gerçek anlamıyla- hayatı anlayabilsinler."
Reklam
Mevlânâ Celaleddin Rumi'nin Kişilik Çözümlemesi
Erich Fromm Önsözü Bizler insan ırkının nükleer savaş sonucu maddeten yok olmakla tehdit edildiği ve insan bireyinin, kendisine diğer insanlara, tabiata ve emeğine gittikçe yabancılaştığı bir çağda yaşıyoruz. Dünyanın bütün ülkelerindeki insanların, hümanizmin 1 ilkelerinin yeniden tasdiki ile bu tehditlere karşı tepkide bulunmalannda hayret
Sayfa 11 - OttoKitabı okudu
Ruhi doğuş
"Hayattaki çelişkiyi ve vicdan ikilemini hissedecek derecede manevi gelişim yaşamayanlara göre , güneş-akıl kelimesi mistik ve hurafeye dayalı bir tabirdir. Güneşin değeri ancak kendisinden hayatın filizlenmeye başladığı tohum tarafından taktir edilebilir."
31 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.