Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben de şimdi öğrendim, hem de hemşehrim; Boyabatlıymış :)
Bir de Nevzat Çelik'i öğrendim. Sabit'in sol koluna tükenmez kalem mürekkebi ve dikiş iğnesiyle işlediği "Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne, ağlama" mısrasının şairi./Syf.133
Önemli bir ruhtu düşen: Yosun mantolu kuyuların başında gezen, Işıklara bakan pırıldayan yukarıdaki, Ay ışığında aşk hayallerine dalan: Şaşmaya gerek yok, göz gibidir çünkü her yıldız orada, Ve öylesine tatlı bakar ki Güzelliğin saçlarına, Ve onlar ve yosunlu pınarlar kutludue, Onun aşka düşmüş yüreğine ve kederine.
Sayfa 129 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ŞAFAK TÜRKÜSÜ’nden
1 beni burada arama anne kapıda adımı sorma saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama kaç zamandır yüzüm tıraşlı
NEVZAT ÇELİK (1960, Boyabat/Sinop)Kitabı okudu
"hava sıcaktı, gündüzler soğuk. leyla oradaydı, ayaklarında tozluk. hayat benim tasmalarımdan biriydi ve tüm renkler ona hizmet ediyordu. her doğru nota ona, onun her hareketi benim beynime bir şimşek etkisindeydi ve buradaydık. buradaydık ve geleceğe gidiyorduk. bir de şu halimize bak. mecnun olmaya diye çıkıp meftun olursak olacak şey buydu zaten. ah leyla, saçlarına yıldız düşmüş, bir ahmet kaya şarkısı liriğinde dans eden kızıl agresiflik seni. ah be leyla! “sen insan değilsin, biliyor musun?” dedi mavi. haklı, insandan bozma bir papatya tohumu kadar salağım. “sen insan suretinde bir hayvansın,” dedi. ne diyebilirim ki? ablam çok film seyrediyor. “abla bir dur ya, konuyu bilmiyorsun,” dedim."
Saçlarına yıldız düşmüş...
Artık 51 yaşıma geldim, kendi çocuklarım var. Ama hâlâ annemi istiyorum.
Sayfa 21 - Zina KosyakKitabı okudu
"beni burada arama anne kapıda adımı sorma saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama kırıldıysa düş evinin kapısı bütün kırık kapıların çağrılısıyım kızların yanaklarında çukurlaşan
Sayfa 66 - Alan Yayıncılık, 17.baskı-Ekim 1989Kitabı okudu
Reklam
Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne
Sayfa 52
Saçlarına Yıldız Düşmüş, Koparma Anne
Şafak Türküsü’nün hikâyesi şöyledir: Sabah anne görüşe gelir. Oğul o gece asılmıştır. Böylesine sert ve öldürücü haberi alan annenin ilk yapacağı şeylerden biri saçını başını yolmak, dövünerek ağlamaktır. Oğul yıldızların altında asılmıştır. Ki şiirde birkaç yıldız imgesi daha vardır. Yıldız’ı bir umut simgesi olarak kullanmaktadır şair. Oğul, annesinden ‘oğlunu yitiren herhangi bir anne’ gibi davranmamasını, dirençli, metin ve başı dik olmasını istemektedir. Sırada asılacak pek çok delikanlı vardır kendisi gibi. Annesi örnek olmalıdır öteki annelere. Saçını başını yolarsa, saçlarına düşen, simgeleşen yıldızları da koparabileceğini hatırlatır. Ve sonrasında neden koparmaması gerektiğini tarihsel bir okumayla uzun uzun anlatır.
Sayfa 100 - Kırmızı Çatı
Şafak Türküsü
Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama Kaç zamandır yüzüm traşlı Gözlerim şafak bekledim Uzarken ellerim kulağım kirişte Ölümü özledim anne Yaşamak isterken delice Ah verebilseydim keşke Yüreği avucunda koşan her bir anneye Tepeden tırnağa oğula Ve kıza kesmiş Bir ülkeye armağan Düşlerimle sınırsız Diretmişliğimle genç Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma Usulca açılıverdi yanağımda tomurcuk Pir Sultan'ı düşün anne Şeyh Bedrettin'i Börklüce'yi İnsanları düşün anne Düşün ki yüreğin sallansın Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan Mutlu bir Yusufçuk havalansın
Ne bir hükümda ne bir melik idi. Herkes gibi sade giyimli, yalınkat tavırlı bi beşer idi. Lakin bütün halk aşkına düşmüş gazel yaprak gil üzerine titriyordu. Aşk denilen şeyin ne olduğunu anlıyordum. Yesrib'de inanan herkesin dilinde ve gönlündeydi. Artık dikişlerini onun iğnesiyle dikiyor, tarlalarını onun sabanıyla sürüyorlardı. O bir ışıktı da karanlık kalpleri aydınlatmaya gelmişti. Yesrib'de çörekotundan güneşe kadar her şeyin adı o olmuştu. Bütün hayatlar toplansa ve damitilsa, geriye o kalırdı. Konuşulan da, konu da o olmuştu. Dünya kemiğe dayanmış da o hayata atılan kement, kum fırtınaları göz kapaklarından vurulmuş da o önünde bent idi. Onsuz bahar dallarını kuru ayazlar boğacak, onsuz ana rahmindeki ceninler hayatsız do- ğacak sanılıyordu. O gelmişti ya, artık şiirler hüzün dokumayacak; azarlanmış kalplere lanet okunmayacaktı. Başaklar o geldi diye yeşerecek, oğlaklar onun gelişiyle bahara erecekti sanki. Yesrib'in inanan evlerinde yıldız yıldız sevgili düşleri görülür olmuştu. Her ev bir gül bahçesi, her çehre bir gül olmaya hazırdı. Onu ilk kez görenler şaşırıyor, Allah'tan âyetler alan bir peygamberin nasıl olup da bir melek olmadığına inanmakta zorlanıyor, kendileri gibi biri olduğuna hayret ediyorlardı. Bazen ağarmış saçlarına bakarak Ebûbekir'i peygamber zannedip eline yapışanlar da olmuyor değildi. Herkes gibi bir insandı, insanlar içinde sıradan görünüyordu. Başkalarından fark edilen tarafı nuru idi. Bir nur ki başka hiç kimsede yoktu; bir nur ki onun seçilmiş ve övülmüş olduğunu göstermeye yetiyordu.
Reklam
Beni burada arama anne Kapıda adımı sorma Saçlarına, yıldız düşmüş Koparma anne Ağlama
Şafak Türküsü
1 Beni burada arama anne Kapıda adımı sorma Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne Ağlama Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Sayfa 53 - Alan Yayınları Birinci Baskı
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.