.
«SUSTUM» Tuz basıp yaralarıma, ne kadar
susulacaksa SUSTUM..!
Bir «çığlık kanıyor» en derininde yüreğimin.
Açmadım kimselere yüreğimi...!
Hançeri sadece kendime sapladım ve sustum
.
... söylenmesi gerekeni hep o söyledi. Ben sadece düşündüm. Zihnimde tartıştım insanlarla. Ne yaşadıysam kabuğumun altında yaşadım. Uykusuz gecelerde kavga provaları yaptım; işten çıkaran patronla, yağmurlu havada ıslatıp geçen taksiciyle, tiyatroda gelip yerime oturan çiğ suratlı kadınla, posta kutumu karıştıran apartman yöneticisiyle zihnimde savaştım. Karşılarına dikilip edeceğim lafları düşündüm. “O bunu derse böyle derim, şunu derse şöyle yapıştırırım cevabı,” diye hesap yaptım. Şehrin kokuşmuşluğuyla, insanların kabalığıyla, yolların pisliğiyle, binaların bakımsızlığıyla, köpeklerin havlamasıyla, kedilerin çöp karıştırmasıyla, kadınların sinsiliğiyle, erkeklerin salyalı yalanlarıyla didiştim durdum aklımın karanlık koridorlarında. Sonra sustum. Ses olmadı düşündüklerim. Nefretimi kusamadım dünyaya. O güvenlikli kabuğumun altından çıkaramadım başımı.
"Eğer bir gün karşıma çıkarsan, beni kendine saklar mısın? Aşk sevgiye dönüşür ve bazen heyecan azalır. Ben seni en heyecansız halinle seviyorum. En sade halinle... Her şeye herkese yabancılaşmışken sadece seni vatan bilip seninle yaşamak istiyorum.
Gelecekteki sevgiliye not: Saçlarınla oynanmasını seviyorsan gel."
...
"...Sustum sonra, anlamasını istedim sevgimi. Uzaklaştım, duymasın istedim bendeki onu. Nerede olduğumu ben bile bilmek istemedim. Nerede olduğumdan haberi olsun istemedim. Görenler yalnızım sanıyor; sensizlik nedir bilen yok.. Ofsayt, senin kalbime düştüğün gündür. Aşk öyle bir şey ki; binlerce ağır cümle ile gidemiyorsun ama bir lafı ile
kapısına koşuyorsun. Ben seni anlayamadım, seni yazacak kadar
şair olmadım, seni yaşayacak kadar sana karışmadım, çağırdığın kadar gelebildim, sevdiğin kadar yaklaşabildim.."
...
"Senden sonra ile başlayan cümleler olmasın hayatımda, senle birlikte kalsın bütün cümleler.. Artık bana dört mevsim kış, yokluğunda ısınamıyorum."
Yetimdir şu gönlüm,
Bundandır tüm sessizliğim,
Bir harabe yığınıyım...
Deprem anında yere serilirim..
Bu vakitsiz bir yıkımdır...
Enkazın altında ölen kimdir?
Yoksa, yoksa bu ben miyim?
Kendimi dahi tanıyamıyorum.