Resulullah’tan sadır olmuş birçok mucize haberi varsa da Resulullah’ın peygamberlik delili olan mucizesi yalnızca Kur’an idi. Onun için de Kur’an’a iman, imanın olmazsa olmaz şartıdır.
Sayfa 157 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
Allah'a döneceğiniz ,sonra herkesin kazancının kendisine eksiksiz geri verileceği ve hiç kimsenin haksızlığa uğratılmaycağı " gün'ün bilincinde olun".
Reklam
Tüm hayatımı vicdanım tarafından rahatsız edilerek yaşadım ama aynı zamanda vicdanım sadık bir yoldaş oldu - onunla kasvetimizde oynaşırken her zaman yanımda duran sadık bir eş gibi.
Sayfa 43 - İthaki Yayınevi 17. Baskı(2024)
Onun aşkı pişlik ve ölümle aynı şeydi aslında. Ben onunla gerçekten yatmak istiyor muydum? Benim başımı döndüren, dış görüntüşü müydü onun, yoksa onda uyandırdığım tiksinti miydi; tavırları, davranışları mı yoksa? Çocukluğumdan beri annesine olan sevgim mi, yoksa bütün bunlar iç içe tek şey mi? Hayır bilmiyorum. Yalnız bildiğim bir şey var ki, bu kadın, bu kahpe, bu cadı, ruhuma hangi zehri damlatmıştı ki, onsuz olamıyordum, tenimin her zerresi onun her zerresine aşeriyordu. Her zerrem açlığını haykırıyordu. Onunla herkeslerden uzak, kayıp bir adada yalnız kalabilmeye can atıyordum. Odamın duvarları gerisinde soluyan, kıpırdaşan, keyfeden bütün o it kopuk takımını silip süpürecek bir deprem, bir tufan, bir yıldırım özlüyordum. Hepsi giderdi, ben kalırdım onunla. Fakat kaldık diyelim, o gene bana herhangi bir hayvanı, bir hint yılanını, bir ejderi yeğ tutmaz mıydı? Onunla bir gece geçirmek, sonra ikili ölüm, birbirimizin kollarında; işte buydu en büyük muradım. Kahpe, bana işkence etmekten keyif, lezzet duyuyordu âdeta; beni yiyip bitiren derdim bana yetmezmiş gibi. —Sonunda bir iş de göremez, yapamaz oldum, sokağa da çıkmaz oldum. Canlı cenazeydim sanki. Aramızdaki sırrı kimseler bilmiyordu. Azar azar ölüme gittiğimi gören ihtiyar dadım çıkışıyordu bana. O kahpe yüzünden, herkesin arkamdan fışıldaştıklarını duyuyordum: “ Biçare kadın, bu divane kocaya nasıl tahammül ediyor ?” — Haklıydılar, ne hallere düştüğümü kim nereden bilecek!
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Allahu Ekber (Allah büyüktür) ifadesi, her türlü serveti, her türlü zenginliği izafileştirdiği gibi, her türlü iktidarı da göreceleştirdiği için, İslâm prensibine sadık bir ekonomik sistem, kapitalizmle de komünizmle de özdeştirilemeyeceği gibi, aynı şekilde İslâm ilkesine bağlı siyasî bir sistem de ne teokrasiyle, ne Batı'nın (o eski) “ilâhî hak” iddialı monarşileriyle, ne de parlamenter "demokrasi'lerle aynileştirilebilir. Kurân'da bütün halklar ve bütün zamanlar için geçerli ayrıntılı bir kanunlar bütünün bulunabildiğini tasavvur etmek, kesinlikle dar görüşlü ve İslâm'ın geleceği açısından da öldürücü bir yorumdur . Bizzat Kur'ân, Allah’ın her halka mesajını o halkın ve o zamanın dil ve kültüründe aktarabilen bir peygamber gönderdiğini durmadan hatırlatır: "Her çağa özgü bir mesaj vardır", Rad , 13/38
Sayfa 86
Günümüzde daha beter...
Zira Konya'dan başka İstanbul ve Bursa cami ve türbelerinde kıyafet ve hareketleriyle saygısızlık gösteren yerli turistlere rastlanmaktadır. Açık saçık kıyafetle pantolonlu kadınların bu mukaddes yerlere girerek ve bir eğlence yerindeymiş gibi konuşma ve gülmelerinin ziyaret âdâbına aykırı olduğu, buna müsaade edilmemesi lazım-geldiği hatırlatılınca, küçük memurlar bu gibi müdahaleler dolayısıyla merkezden ihtar aldıkları cevabını vermişlerdir. Bu ihtarların ilgili umum müdürler tarafından yapılacağını sanmıyorum. Zira dünyanın her tarafında bu ziyaretlerde kendine göre bir âdâb ve saygı vardır. Mesela Avrupa'da bir kadın kiliseye sokak kıyafetiyle ve örtüsüz giremez. Bundan dolayı aşağılık duygusuna düşmüş olanların bu hususlara dikkatle "Devrimcilik!"lerine bir eksiklik gelmeyeceği muhakkaktır.
Reklam
1.000 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.