Ey, sonsuz akılla dünyayı yöneten, göğün ve yerin yaratıcısı, senin istencinle başlar zaman ve sürüp gider, sen olduğun yerde durursun, ama her şeyi harekete geçirirsin,
hiçbir dışsal neden seni zorlamadı ki, şekil ver diye, akıcı maddeden oluşan eserine, içindeydi çünkü o lekesiz en yüce iyi, göksel örnekten çıkardın sen her şeyi,
sen en güzelsin, zihnindeki dünya da en güzeldi ve o modele göre biçimlendi, emrettin, en mükemmel parçalar en mükemmeli oluşturdu.
Öğeleri uyum içinde kenetledin birbirine, soğuk sıcakla, kuru yaşla geldi biraraya, böylece o saf ateş savrulmadı yukarlara, toprak ağırlığıyla ezilip batmadı diplere.
Her şeye hareket veren ruhu kattın üç öğesi olan doğanın ortasına, birbirine uyumlu kollara ayırdın.
Ayrılınca ruh böylece yolunu tuttu iki çember halinde döne döne, kendi içine dönerken en derindeki zihni çevreleyip, tam da kendini aksettiren göğü döndürdü.
Benzer şekilde yaratırsın sen de ruhları ve daha küçük varlıkları, yüce ruhları hızlı arabalara koyup, göklere ve yere ekersin onları, bağışlayıcı yasanla sana geri döndürürsün, ateş nasıl dönerse geri.
İzin ver Tanrım şu aklım senin kutsal tahtına çıksın, izin ver iyilik pınarını seyretsin, izin ver ışığını bulsun, gönül gözüm sana dönsün.
Şu koca dünyanın puanlarını dağıt, şu üstüme binen ağırlıkları, kaldır ki senin ışığınla can bulup ışısın!
Çünkü sen berraklıksın, sen dinginlik mekânısın, inananlar için Sende son bulmak isterler, senle başlamak, senle yola çıkmak isterler, seni kılavuz alırlar, yaşam biçimleri sen ol isterler, sınırlan da!