Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu bid'atlerin tamamı sahabîlerden sonra yayılmıştır. Allah onlardan razı olsun ki, sahabîler bu konuları araştırmazlardı. Çünkü onlar, Kitap ve sünneti, zahirlerinden ve fıtratın gerektirdiği şekilde alırlardı, Selim fitrat, makul ve sağlıklıdır. Fakat bu bid'atçiler geldiler ve ya ilimlerinin azlığından ya anlayışlarının eksikliğinden ya da kötü niyetlerinden dolayı Allah'ın dininde bid'atleri ortaya çıkardılar. Çıkardıkları bu bid'atlerle dünyayı ifsad ettiler. Fakat -yukarıda da söylediğimiz gibi- ne zaman bir bid'at çıkmışsa Allah Teala hikmeti, hamdi, minneti ve fazlıyla mutlaka onu çürütecek ve beyan edecek kimseleri de göndermiştir. Bid'atleri beyan edenlerden ve onları tam olarak çürütenlerden biri de Şeyhulislam İbn Teymiyye rahimehullah'dır. Beni ve sizi nimet cennetlerinde onunla bir arada kılmasını dilerim.-
Peygamberimiz (s.a.v); "Gözlerinize ibadetten paylarını veriniz" buyurdu. Sahabiler; "Ya Resulullah onların ibadetten payı nedir ki?" diye sordular. Peygamberimiz (s.a.v) onlara şöyle buyurdu; "Kur’ân’a bakmak, onun ayetleri üzerinde düşünmek ve onun şaşırtıcı yönlerinden ibret almaktır."
Reklam
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
YOLDAKi iŞARETLER Bugün insanlık, cehennemı bir uçurumun kenannda duruyor. Başının üzerinde asılı duran yokoluş tehdidi yüzünden değil. Çünkü bu tehdit, hastalığın kendisi değil, onun belirtisidir. İnsanlığın uçurumun kenarında bulunması, hayatın normal şekilde gelişmesini sağlıklı bir biçimde ilerlemesini sağlayacak «değerlerıı açısından iflas
Yoldaki İşaretler
Yoldaki İşaretlerSeyyid Kutub · Pınar Yayınları · 20194,857 okunma
Allah Resûlü ile sık sık bir araya gelen sahâbîler bu sırada maneviyatın doruklarına çıkarlar, Cibrîl hadisinde bildirilen ihsan makamını yaşarlardı. Adeta gökyüzünün kapıları açılır, sahâbîlerin ruhları bedenlerinden ayrılıp gökyüzüne uruc eder, açılan kapılardan içeri girip cennet bahçelerini temaşa ederdi.
Bir gün Allahın Resulü sahabileriyle beraber atları üzerinde dönerlerken Medine'ye, büyük bir zaferden sonra, diyorlar ki, Sahabilerine ; "- Şimdi asgar cihaddan, ekber cihada dönüyoruz!" Şaşırıyor Sahabiler; "- Ya Resulâllah, diyorlar; şimdi büyük bir cihaddan geliyoruz. Hangisidir ekber cihadı." "- Bir kişinin kendi öz nefsi ile cihadı." Buyuruyorlar...
"Mütevekkil, tohumu toprağa eken sonra da Allah Teâlâ' ya tevekkül eden kimsedir."
Reklam
"Bizim çarşımızda dinde belli bir derinliği olmayan kimselerden başkası alışveriş yapmasın." Tirmizi, "Vitr",21.
Zile nasıl basılmalı?
Bir kadın,İmam Ahmed b. Hanbel'e geldi. Din hakkında ona bazı konuları sormak istiyordu. Kapıyı biraz sert çalmıştı. İmam Ahmed kapıyı açarken,bir yandan da: "bu polislerin kapı çalmasıdır!" diye söyleniyordu. Bazı sahabîler vardı ki Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin kapısını tırnaklarıyla çalıyorlardı. Bu türden hafifçe kapı çalmalar,ev halkı kapıya yakın bir yerde oturuyorsa yapılması gerekendir. Fakat ev halkı,kapıya uzak bir odada oturuyorsa,bu durumda sertliğe kaçmayan; fakat kapının sesini de içeridekilere duyurabilecek şekilde çalmalıdır. Kapıyı veya zili çalarken ,her iki çalma arasında az denemeyecek bir zaman aralığı olmalıdır. Bu süre abdest alanın güzelce abdestini tamamlayabileceği,namaz kılanın namazını sükûnetle kılabileceği,ağzında lokma olanın lokmasını acele etmeden çiğneyebileceği kadar bir zamandır. Bazı âlimler,her iki çalma arasındaki bu zaman aralığını,kapının çalındığı esnada namaza henüz başlamış birinin dört rekatlık bir namazı kılabileceği kadar bir süre olarak belirlemiştir.
•| Yorumdaki Açıklama Kısmını Da Okuyalım Mutlaka ❀
❍ Bir defasında dürüst bir genç Allah'ın Elçisi'nden olmadık bir şey istedi. İki Cihan Güneşi Efendimiz ona kızmadı. Kendisiyle sakin sakin konuşarak onu ikna etti. Bu ilginç olay şöyle meydana geldi: Bekârlık, bir delikanlıyı oldukça bunaltmıştı. Resûl-i Ekrem ﷺ in yanı na geldi ve ihtiyacını açıkça söyledi: "Ey Allah'ın
Ahmed b. Hanbel, Müsried, V, 256-257, n. 22564; Elbânî, Silsiletü'l-ehâdîsi's sahîha, I , 712-713, nr. 370Kitabı okuyor
Allah'ın Resulü, vefat ederken dahi Usame'yi cihad için komutan olarak tayin etmiş ve ordu hazırlatmıştı. Allah Resulünün irtihalinden sonra Ebu Bekir (r.a) orduyu savaş için yola koymak isterken bazı sahabîler durumun kritikliğini öne sürerek savaşın ertelenmesini Ebu Bekir (r.a)'a tavsiye ettiklerinde o, şu meşhur sözünü söylemiştir: "Allah'a yemin ederim ki, köpeklerin (Medine'de) Allah Resulünün hanımlarına saldıracağını bilsem dahi Allah Resulünün hazırladığı orduyu, onun açtığı cihad sancağını durduramam."
Reklam
6.cilt
1370. Ebû Hureyre radıyallâhu anh şöyle dedi: Bir adam alacağını istemek üzere Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'e geldi ve Peygamberimiz'e karşı ağır bir ifade kullandı. Bunun üzerine ashâb ona haddini bildirmek istediler. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: – "Onu bırakınız. Çünkü alacaklı olanın söz söylemeye hakkı vardır" buyurdu. Sonra da: – "Onun devesiyle aynı yaşta olan bir deve veriniz" diye emretti. Sahâbîler: – Yâ Resûlallah! Ancak onun devesinden daha iyi olan yaşlısını bulabiliyoruz, dediler. Peygamber Efendimiz: – "O halde onu veriniz; şüphesiz ki sizin hayırlınız borcunu en güzel şekilde ödeyendir" buyurdu. Buhârî, İstikrâz 4, Vekâlet 6, Hibe 23; Müslim, Müsâkât 120. Ayrıca bk. Tirmizî, Büyû‘ 75; Nesâî, Büyû‘ 64 ... İhtiyaç halinde borçlanmak bütün İslâm âlimlerine göre câizdir. Fakat ihtiyacı yokken borçlanmak câiz görülmemiştir. ... Bir malı ödünç alan kimse, cins, tartı veya ölçü itibariyle aldığından daha iyisini alacaklıya verebilir. Bu bir iyilikten ve hayırdan ibarettir. Ancak iki tarafın da başlangıçta böyle bir fazlalığı ve daha iyisini alıp vermeyi şart koşmamış olmaları gerekir. Böyle bir şart koşulursa o fâiz sayılır. Hadîs-i şerîfte görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz'in alacaklısına verdiği daha iyi deve böyle bir şarta bağlı değildi.
6.cilt
1369. Ma'kil İbni Yesâr radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ortalık kargaşa içindeyken ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir." Müslim, Fiten 130. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 31; İbni Mâce, Fiten 14. Açıklamalar Hadiste geçen "herc" kelimesine,
"Ey cömert gözlerim! Gözyaşı dökmen şifadır."
Sayfa 25 - Siyer Yayınları
"Sana hataları affettirecek şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Zor ve sıkıntılı zamanlarda abdesti tam olarak almak, namaza gitmek için çokça adım atmak, namaz kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir."
Siyer Yayınları, Tirmizi, taharet 39
"...Bana öyle bir şifa ver ki derdimden eser kalmasın."
Siyer Yayınları, Müsned, I, 381
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.