Sabahattin Ali'nin hangi kitabını okuduysam bana çok dokunmuştur. O anlamda Türk Edebiyatında, okumayı en sevdiğim yazarlardan biridir. Bu kitabı da diğer kitapları gibi yeri ayrı tutulacak bir kitap. Toplamda 18 öykü ve 1 tiyatrodan oluşuyor. Her hikayesi ayrı güzel, ayrı etkileyici, ayrı bir toplumsal yaraya dokunmuş. Okuyucuya biraz düşündürücü, biraz tat verici şeyler kattığını düşündüğüm kitaplardan biri oldu. Ve hikayeleri biraz alışılmışın dışında bir sonla ya da tahmin edemeyeceğiniz şekilde bitiyor. Bu, bir sonraki hikayeye daha heyecanlı başlamama sebep oldu. "Sabahattin Ali" diyince aklıma hep bu şahane kitapları ve öyküleri geliyor. Her kitabı ayrı güzel, her anlattığı hikaye ayrı dokunuyor insana. Keyifle okudum.
Başlardaki hikâyeler, toplumsal bazı olaylardan hikâyelestirdikleri var. En son bölümde de Esirler diye bir tiyatrosu var. Bu tiyatrodaki konu, Tarihten bilenler vardır belki; Kürşad'ın çin sarayına yönelik yaptığı isyandan bahsediyor.
Kitapta beğenmedigim tek bir hikaye bile yok, hepsi ayrı güzel. Normalde böyle kısa hikayeleri sevmem ama okumak isteyene öneriyorum.
*KEYİFLİ OKUMALAR*