Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Bir çocuk doğduğunda nefret nedir bilmez, o sadece sevgiyi bilir. Sevgi doğuştan gelir; nefreti daha sonradan öğrenecektir. Sevgi doğuştandır; öfkeyi sonradan öğrenecektir. Kıskançlık, sahiplenme, haset etmeyi sonradan öğrenecektir. Toplumun çocuğa öğreteceği şeyler şunlardır: Nasıl kıskanç olunur, nasıl nefretle dolu olunur, nasıl öfke ve şiddetle dolu olunur? Toplum bunları öğretecektir. Bir çocuk doğduğunda o basitçe sevgidir. O öyle olmak zorundadır çünkü başka hiçbir şey bilmiyordur.”
"Benim düşlediğim aşk iki insanın birbirini sahiplenme çabasından çok daha öte bir şey. ... Ben iki insanın daha yüce hakikati bulmak için bir ihtirası paylaştığı bir aşk düşünüyorum. Belki de buna aşk dememek gerek. Belki de dostluk demek daha doğru."
Sayfa 297 - Ayrıntı
Reklam
(...) evlilik, ve bu yolla sağlanan eğitim düzeneği, kadını asalakça, bağımlı olarak ve çaresiz bir hizmetkârmış gibi sürdüreceği bir hayata hazırlarken, erkeğe bir insanın hayatını tapulu mülkmüş gibi sahiplenme hakkını tanır.
Benim düşlediğim aşk iki insanın birbirini sahiplenme çabasından çok daha öte bir şey. Ben, iki insanın daha yüce hakikati bulmak için bir ihtirası paylaştığı bir aşk düşünüyorum.
İstila evresi sahiplenme, işgal etme evresidir. Erkek adım adım vazgeçilmez olur; kimi zaman ekonomik düzlemde, ama özellikle duygusal düzlemde çok sayıda çengel atarak bir ilişki “kurulur.”
İnsanları aşın sahiplenme tutumumuzun altında kendi güvensizliğimiz yatar.
Reklam
İnsanlar genellikle farkında olmadan yaralarını tetikleyecek bir eş seçerler. Böylelikle kendilerinin acı dolu ve tepkili taraflarını görme, sahiplenme ve iyileştirme fırsatları olur. Mükemmel bir ayna gibi seçilen partner diğerinin kalbindeki sahiplenilmemiş ve bitirilmemiş şeyleri yansıtır.
Sayfa 221Kitabı okudu
Benim düşlediğim aşk iki insanın birbirini sahiplenme çabasından çok daha öte bir şey. Yıllar önce, bir keresinde bunu bulduğumu sanmıştım. Ama yanılmışım.
Sayfa 380 - Ayrıntı Yayınları
'Görev' sözü bana ağır ve sıkıcı gelir. Ben görevlerimi teke indirdim; benim görevim, özgürlüğümü sürdürmek. Evlilik ve beraberinde gelen sahiplenme ve kıskançlık duyguları ruhu köleleştirir. Bu duygular benim üzerimde hiçbir zaman egemenlik kuramayacak. Umarım ne erkeklerin ne de kadınların, birbirlerinin zaaflarının tahakkümü altına girmeyeceği bir zaman gelir.
Sayfa 26 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İyi veya kötü çok anlam yüklemesek mi?
"Evlilik benim için çok anlamsızdı, komikti. Hiç mutlu ve evli iki kişi görmemiştim. İnsanların kendi sorumluluklarını başkasının sırtına yükleme merakı, sahiplenme gibi büyük bir hata, hala çocukluğumuzdaki masal sonlarını arıyor olmamız, yanılsamadan ibaret aşklar ve en önemlisi yalnızlıktan duyulan korku sonucu bu ikili kombinasyonu deniyoruz. Bunları biliyordum ama, ya bu sefer farklı olursa, ya sonsuza kadar mutlu... falan filan diyordum işte."
pdf
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.