Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Öyle diyelim. 12 Eylül'den sonraki günleri bilirsin. Devrimci gerillalar darmadağın oldulardı. Proletaryaya mapus damı, zenginlere yurt dışı, torpillilere de devlet kademelerinde izini kaybettirmek düştü. Ben de silahlara veda diyen birkaç yoldaşla birlikte bir tiyatroya kapağı attım. Hani "Solcuları oyalamak istersen tiyatro, dincileri oyalamak istersen mevlit" dedikleri türden... İnsanlara komünizmi anlatmanın en kârlı yoluydu bu. Üstelik ruhuma da pek uygun düşmüştü." "Sahne tozu yutmaya ihtiyacın varmış, desene! Onca silah sesinden sonra!"
Sayfa 195Kitabı okudu
Hz. Resul, "Sizi övenlerin yüzüne top- rak saçınız," diyor. Bu dünyada yapıp ettiğimiz şey ne için? Kendi zavallı benliğimizi büyütmek mi derdimiz? Yoksa bir kutlu ülkünün toprağının tozu olmaya mı talibiz? Düşmanlığımız ve dostluğumuz sadece nefsimiz için mi? Dünyayı biteviye bir sahne olarak gördüğümüzde, oynamaktan kendimiz olmaya sıra gelmiyor. Mis gibi hayatlarn maskeli balosu. Bulunduğu her ortama göre renk ve fikir değiştiren bukalemun kişilikler. İnsan , çağımızda hep yorgun: Oynamaktan, örtmekten,gizlemekten, kendisi olmaya giden yolu yürüyememekten yorgun. Oyuncu benliklerin sahici benlikleri gizlediği gösteri toplumunda, aldığımız alkış kadar var olduğumuzu sanıyoruz.
Reklam
Oyuna çıkmadan önce güzelliğinin repliklerini tekrar ettirttiğin! sığınak kulis! sen! sahne tozu yutmuş sahte, hain, amatör cenin! ezbere yaşanan bir hayata alkış almak aslında, tek bilip bildiğin!
_Aristo ile Hegel, diyalektiği oldukça geniş biçimde incelemiştir. Oysa asıl diyalektik, bugünkü doğabilim için en önemli düşünme biçimidir, çünkü ancak o, doğada ortaya çıkan evrim süreçleri, genel olarak iç bağıntılar ve bir araştırma alanından ötekine geçiş için benzeşimler ve bununla birlikte açıklama yöntemleri verir. _Boşinanların en boşu,
Suçüstü yakalanmış masumiyetin. Yasallığını yitirmiş haksız gülüşlerin. Tozu kalmış gözlerinde,seni öğüten geçmişin. Affetmiyorsun,affedilecek bir yanı kalmamış geleceğin.
Sayfa 53 - HubatusKitabı okudu
Senin de bir kulisi var kalbinin! yorgunluk attığın! makyaj tazeledigin! en fiyakalı kostümler içersinde gençliğini gezindiğin! Oyuna çıkmadan önce güzelliğinin repliklerini tekrar ettirttiğin! sığınak kulis! sen! sahne tozu yutmuş sahte, hain, amatör cenin! ezbere yaşanan bir hayata alkış almak aslında, tek bilip bildiğin!
Sayfa 86 - klakör
Reklam
Hz. Resul, "Sizi övenlerin yüzüne toprak saçınız," diyor. Bu dünyada yapıp ettiğimiz şey ne için? Kendi zavallı benliğimizi büyütmek mi derdimiz? Yoksa bir kutlu ülkünün toprağının tozu olmaya mı talibiz? Düşmanlığımız ve dostluğumuz sadece nefsimiz için mi? Dünyayı biteviye bir sahne olarak gördüğümüzde, oynamaktan kendimiz olmaya sıra gelmiyor, Mış gibi hayatların maskeli balosu. Bulunduğu her ortama göre renk ve fikir değiştiren bukalemun kişilikler. İnsan, çağımızda hep yorgun: Oynamaktan, örtmekten, gizlemekten, kendisi olmaya giden yolu yürüyememekten yorgun. Oyuncu benliklerin sahici benlikleri gizlediği gösteri toplumunda, aldığımız alkış kadar var olduğumuzu sanıyoruz.
Sayfa 24
Suçüstü yakalanmış masumiyetin. Yasallığını yitirmiş haksız gülüşlerin. Tozu kalmış gözlerinde,seni öğüten geçmişin. Affetmiyorsun,affedilecek bir yanı kalmamış geleceğin.
Sayfa 53 - HubatusKitabı okudu
Tiyatroyu ekrana taşıyan ilk kişilerdendir Nejat Uygur. Her eve girmiş, çoğunda unutulmuştur. Cibali Karakolu kimin eseri herkes bilir ama herkes hatırlamaz Zamsalak ve Sizinki Can da Bizimki Patlıcan mı? oyunlarını. Temaşa sanatının son kalelerinden Nejat Uygur... diye akademik bir dile gerek yok. Türk insanının simasıydı Nejat Uygur. Sobalı evde
Sayfa 19 - Mustafa Oğuz BayatKitabı okudu
"Yurtdışına çıkmak sahne tozu yutmak gibidir. Birinden dönerken yeni bir geziyi planlamaya başlarsın."
Reklam
Gitme Kal Bu Şehirde
Kaza yaptığım esnada telefondan "gitme" nidasıyla yükselen şarkı en sevdiklerim arasına çoktan girmiş durumda. Her duyduğumda aynı sahne gozümün önüne serilse de dinlemekten asla vazgeçmiyorum. Bu satırları yazarken bilr fonda aynı şarkı çalıyor: "Bir avuntu biraz keder böyle bize neler oldu? Bu ayrılık bir de hasret çekilmez oldu. Gitme, gitme, gitme kal bu şehirde Gitme, gitme, yazık olur bize..."
Sayfa 159
"Yurtdışına çıkmak sahne tozu yutmak gibidir. Birinden dönerken yeni bir geziyi planlamaya başlarsın."
Sayfa 33 - Mühür KitaplığıKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.